Multide kızıl cadımız Fazel :')
#
Şu an diken üstünde olmasam içinde bulunduğum duruma kahkaha atabilirdim. Fakat Gizem' in ani çıkışına karşı, Tuna'nın verebileceği tepkiler göz önünde bulundurulunca ağlamam en mantıklısıydı.
Fakat, Tuna'nın yüzünde, kafamdaki senaryoların aksine şaşkınlık hakimdi. Kızgınlık, bozarma, çatık kaşlı 'Siktim ebeni!' bakışı değil. Sadece şaşkınlık.. Bunların hepsini karşıdaki camekandan görmek de ayrı bir keyifti benim için. Camekandan sıkılınca Tuna'nın sırtını incelemeye başladım edepsizce.
Güzel tişört, ve... Güzel vücut.
O çıkıntılar kürek kemiği mi yoksa gizli kanatların mı var yakışıklı?
"Bu aptal kız mı senin projen? Cidden mi Gizem? Sana gelen onca kızı reddedip bu.."
Topukları üzerinde dönerek alaylı bakışlarını bir kez daha dikti üzerime. Sırtı hakkındaki kurduğum tüm fantazilerimi geri alıyorum.
Gebersin pislik.
İçimde kopan öfke fırtınasına tezat; utancın, mahçup olmanın ve benden bahsedilmesinin etkisiyle yanaklarım ısınmaya başladı. Gözlerinden lazer çıksa büyük ihtimalle küle dönmüştüm. Daha fazla dayanamadım ve gözlerimi kaçırmak zorunda kaldım. Adamın üstüne kahveyi ben boca etmiştim, tabi ki gözlerimi kaçıracaktım..
"..bu sakar ve kırmızı şeyi mi projen olarak seçtin? Biliyor musun? Bazen Ozan' dan daha aptal olabiliyorsun."
Sensin kırmızı şey!
Tamam, yanaklarım birazcık saçımla aynı renge bürünmüş olabilir ve tamam, vücudum da gerginlikten çok az kırmızılaşmış olabilir fakat konumuz kesinlikle bu değil!
Gizem bıkkınlıkla ofladı ve kollarını göğsünde kavuşturdu. "Senin gönderdiğin kızlar, sanki sana yıllardır katlanmıyormuşum gibi seni anlatmaya kalkıyorlar!" dedi birkaç adımda yanımda biterek.
"Bunun nasıl bir işkence olduğunu tahmin bile edemezsin."
Kolunu omzuma atıp meydan okuyan bir tebessümle Tuna'ya bakarken 'Ölümüne kankayız, ölümüne kankayız!' naraları atma isteğimi son anda bastırdım.
"Hem senin aksine, göğsüne pamuk tıkayan kızlardansa orijinal göğüsler tercihim olmuştur."
İşte şimdi yanaklarım saçımla aynı renkteydi. Yani konu benim memem olunca ister istemez bir geriliyorum haliyle. Hem gözü göğüslerime mi kaydı ne? Oyarım o gözünü, Özgür Ruh falan dinlemez basarım şişi oğlum! Çek o maviş gözlerini!
"İsmini bile bilmiyorsun değil mi?" diye mırıldandı gözlerini ennihayetinde üzerimden çekerek. Suratındaki asimetrik gülüşün dehşet verici güzelliği karşısında iç çekmemek için zor tuttum kendimi.
Öküz falan ama, abi çok iyi ya!
Gizem'e gelirsek.. Bilmiş tavırlarının yanında bozulmuştu, darbe almıştı, sınava %99 luk bir bilgi kapasitesiyle girmiş, sorular ise %1'lik kısımdan gelmişti.
"Ki-kimin.. Onun mu?"
Yüzü yalandan bir alayla buruştu ve dudaklarından bir 'Peh' sesi çıktı. "Ta-tabi ki biliyorum.. Hah(!) Onun adı.."
Ve sonra apışıp kaldı.
O altta kalmamak için uğraşırken ben abuk subuk hareketlerle köprücük kemiğimi gösterme çabasına girmiştim. Tabii bunu yaparken şekilden şekile girince çevredeki insanlar 'Bu hoptirik ne yapmaya çalışıyor?' temalı bakışlarını üzerime dikti.
İnsanlar da bana bakınca,doğal olarak Tuna 'Bu dingiller kime bakıyor?' temalı hareketle bana döndü.
Ne diyorduk, heh. TEMA.
Sağ elimle dövmemi işaret edip sol elimi delicesine çırparken, üstüne üstlük tavana değme hedefli zıplarken Tuna'yla göz göze gelince zank diye durdum. Rezilliğimi örtpas amaçlı gözümü Tuna'nın mavileri hariç heryerde gezdirerek Gizem'in, askılığın önünde söylediği ezgiden hatırladığım kısmını mırıldanmaya başladım sanki az önceki spastik hareketleri yapan ben değilmişim gibi.
"O beni prenses peri sanıyo..
Ne hata yapsam geri sarıyo..."Gizem gibi uzatarak söylemeye çalışırken yan gözle Tuna'ya kaçamak bakışlar atmaya çabalıyordum. Beni rencide edecek kadar alay barındıran son bir bakış attı ve Gizem'e döndü.
"İsmi Fazel'miş. Bu da sana kıyağım olsun.. " diye alayla şakıdı havalı bir şekilde gülerken. Sonra, aniden yüzü buruşturarak bana döndü. "Anan baban çok aradı mı bu ismi?"
"Benim anam babam yok.. " dedim utanarak. Şuraya bir acılı jenerik koysalar Mahzun Kırmızıgül dizisi diye yutturabilirdik millete. Sırıtırsa şerefsizim!
Alaylı bakışları çok azıcık, minicik, zerre kadar kaybolsa da hemen eski halini aldı ve "Herneyse." diye mırıldanıp Gizem'e döndü yeniden. Sıkılmış ve bir an önce bu saçma ortamdan kurtulmak ister gibi bir hali vardı.
Hah! Kıçımın kenarı, ben bayılıyorum sanki sana!
"Akşam geç gelirim. Siz yemeğinizi yiyin." dedi varlığımı zerre takmadan. "O Ozan'a da söyle, onu gördüğüm an ağız burun dalacağım pezevenge. Sabah baş ağrısından ölecektim.İnsan bir bakar bu çocuk ne halde diye!"
Kapıya doğru ilerlerken bana son bir bakış attı. Ya ama bak; hem alaylı bakış atıyor hem de gözlerini göğüslerimde gezdiriyor, dalarım ben buna!
"Bu sakara da dikkat et. Ben yandım başkaları yanmasın.."
Yaptığı espriye elimde olmadan gülünce kafedekiler bana uzaydan gelmişim gibi baktılar bir an. Yani sayılır ama konumuz bu değil. Hem Gizem'in o berbat ötesi esprisinden sonra böyle kaliteli bir espri iyi geldi. Rencide de etti hani ama neyse..
Ya ben mazoşist miyim acaba?
"Ev arkadaşına biraz kaba davranmıyor musun Tunaconcon?"
Tuna, Gizem'in son darbesiyle olduğu yere çakılırken ağır çekimde yeniden döndü arkasına.
Hop hop! Bir saniye ya.. Tunaconcon mu?
Bir saniye daha.. Ev arkadaşı mı?
"Ev arkadaşı mı?" diye bağırdık Tuna ile aynı anda. Tek fark; ben gözlerimi pörtleterek, o ise yüzünü buruşturarak söylemişti. Gizem zafer kazanmış bir edayla gülümsedi. Kim bilir ne geçiyordu o cin aklından?
"Annem uzun zamandır o evdeki tek kız olmamı yadırgıyordu ya..
İşte sana çözümüm. Projemi en iyi halde tamamlamak için de birebir. Farkettiğim kadarıyla onun da kalacak bir yeri yok. Sen ne dersin, Fazel?"Ne diyeceğimi bilemedim. Öncelikle bir eve ciddi anlamda ihtiyacım vardı. Dün, sırf ev bulamadığım için uyuyamamıştım. Bugünü sokakta geçirmemin imkanı yoktu. Fakat işin bir de şu modern mağara adamı ile aynı evde kalma kısmı vardı. İki güne katil ederdi bu angut beni. Ensemi kararsızlıkla kaşıdım.
"Şey.. Ben.."
"Bu komik bir şaka değil." dedi Tuna benim aksime net bir ifadeyle. Gerilmişti, gözlerindeki tiksinti katsayısı artmıştı resmen. O kadar mı rahatsız edici biriydim? O an içimde büyüyen ezikliğin verdiği his ve sinir dalgasıya Gizem'e döndüm. Alayla gülme sırası bendeydi.
"Kira için pazarlığa ne zaman başlıyoruz?"
Ya Tunacım, öyle göte böyle..
Siz anladınız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür Ruh
HumorFazel ile tanışın! Kendisi dünya zaman birimine göre 19 yaşında. Farklı bir evrendeki gereksiz bir boyutun gereksiz bir ütopyasında sıradan bir görevli. Hatta o kadar sıradan ki onu niteleyen özel bir adı bile yok(!) Kendisi memeliler familyasının g...