Özgür Ruh

Bölüm 13: ''Oha Teyze!''

multi ahahfhjghkjgkjj

B12 seviyem enfilasyonla ters orantılı olarak çalışıyor, hafıza rezil durumda sjdkgkg İthaf etme işini unuttum çokçok özür dileyerekten bu bölümü MrsJunior  bebişimize ithaf ediyorum..

İyi okumalar!!

###
"Atıyoruuum!" diye bağıran gelin elindeki çiçeği geriye doğru fırlattığında bir keskin nişancı edasıyla havada süzülen çiçeğe diktim gözlerimi. Ben çiçeği kapmak için üçüncü dünya savaşı çıkarmayı bile planlarken çiçek, geline imrenerek bakan Gizem'in kafasına geldi. Kafasına çarpıp yere düşen çiçeği tüm çirkefliğimle, uzanan ellerden kurtararak çektim ve "Ben kaptım!" diye havaya kaldırdım olimpiyat kupasını kazanmışçasına. Çevremdeki bazı kızlar bu halime kahkaha atıyor, bazı çirkef kız kurularıysa senden tiskiniyorum ile karışık bir imrentiyle bakıyordu.

Sevinç gösterimi bırakıp gelin ve damadın yanına vardım peşimde Gizem ile. "Allah mesut etsin! Bir yastıkta kocayın inşallah!" dedim karşımdaki gelinin elini sıkarken. İçtenlikle gülümsedi bize.Gizem de arkamdan utangaç bir şekilde çifti tebrik etti ve ben geline, Gizem damata taktık paraları. Gelin ve damat 'Bu sizin taraftan akraba mı mı?' bakışları atarken birbirlerine, aradan sıvıştık usulca.

"Sana inanamıyorum Fazel! İntikam planın beni düğüne getirmek miydi?" dedi gülerek. Haince gülümsedim.

"Dalga geçtiğin plan yüzünden büyük ihtimalle Ozan şu an evi yıkıyordur güzelim. O bizim barlarda heriflerle sürttüğümüzü sanarken biz burada kurtlarımızı dökeceğiz. Hem bak, fena mı oldu? Çiçek sana geldi..Hadi yine iyisin, evde kalmadın kız!" diye şakıdım düşük çenemle.

Biz gülüşürken çoktan damat halayı çalmaya başlamıştı bile. Oynayanları birkaç saniye izleyip nasıl oynandığını öğrendiğimde hızla Gizem'in elinden tutup iki kişinin arasına soktum ikimizi. Gizem başta zorlansa da sonradan alıştı ve gülerek oynamaya başladık birlikte. Halaya yeni kişiler katılıyor, yeni kişiler katıldıkça daha eğlenceli bir hal alıyordu. Şarkı bittiğinde nefes nefeseydik. Daha sonra fark ettim ki çoğu kişi Gizem'e bakıyordu. Ee, kız afrodit gibi gelirse düğüne.. Gerçi benim planımdı bu, bir günlüğüne rolleri değişmiştik ve o benim projem olmuştu.

Vakit kaybetmeden ikinci parça çalmaya başladı. Çiftetelliyi duyunca direk attık kendimizi sahalara. 'Bir daha mı gelicez dünyaya!' mantığıyla döktürdük resmen. Hatta bir ara gelini bile kaldırıp aramıza aldım. Garibim bizi erkek tarafından sanıyor olmalı ki on iki santim topuklularla iki kıçı kurtlu ile çiftetelli oynamaya çalışıyordu.

Birbirimizin başından para saçmak mı dersin, kıvırtmanın alasını yapmak mı dersin her türlü şeyi yaptık oynarken. Kahkahalarımızın ardı arkası kesilmiyordu. Bolca da fotoğraf çekinmiştik. Beş altı değişik oyun havasından sonra pasta kesileceği anonsu yapılmıştı da nefes almayı akıl edebilmiştik sarı civcivimle. Köşedeki masaların birine oturduk hemen. Nefes nefese kalmışken yanımdaki teyze dürttü beni.

"Kızım arkadaşının adı ne?" diyerek muhabbete girdiğinde ona doğru döndüm usulca. Tontoş mu tontoş, anaç mı anaç, klasik bir düğün teyzesiydi işte.

"Gizem teyzecim." dedim tüm sevecenliğimle. Memnuniyetle gülümsedi.

"Maşallah, ismi de kendisi kadar güzelmiş. Benim de bir oğlum var. Mimarlık okudu. İşi gücü çok şükür yerinde."