Bölüm 6: "Aman Adanalı, Boya Badanalı"

3.7K 238 34
                                    


medyada Ozan ve Gizem :')

Canlarım, sizden tek bir ricam var; okuyorsanız bunu belli edebilir misiniz? ^^

#

"Fazel Ceyhun!"

İsmimi görevli kadının ağzından duyunca silkindim ve Kayıt İşlem'e yöneldim. Saolsun, Gizem sayesinde kaybolmadan, yanlış yola sapmadan üniversiteye gelebilmiştim.

"Sizden iki vesikalık fotoğraf alacağım. İşlemler için her şeyi getirmişsiniz fakat fotoğrafları unutmuşsunuz." dedi yüzüme bakmadan kalavyeyle uğraşırken. Bir bu eksikti. Vesikalık fotoğrafım yoktu ki benim. Yanımdaki Gizem kulağına, görevliye çaktırmadan eğildim.

"Gizem." dedim fısıldayarak.

Gizemse sessizliğimi hiçe sayıp resmen hönkürdü.

Hayvan gibi şi yapıyorsun ya!

"Ne?"

Görevliye gizli bir bakış daha atıp yeniden kulağına eğildim. "Vesikalık fotoğrafım yok ki benim kızım!" diye fısıldadım daha da sessizce.

Sessiz olma çabamın sebebini henüz bende çözememiştim ve kesinlikle düşündüğüm sebeplerden biri, karşımızda duran bir adet çatık kaşlı, birkaç saniye sonra yerinden kalkıp ağzımızı burnumuzu kıracak gibi bakan Bez Bebek'teki Kulina tipli görevli değildi!

"Aferin Fazel(!) Şimdi ne diyeceğiz bu Gulyabani kılıklı kadına!!"

Gizem yine ses tonunu ayarlayamamış, cümlesini uzatarak resmen sonumuzu hazırlamıştı. Görevli kadın biz sessizce didişirken kafasını bıkkınca uğraştığı şeyden kaldırdı ve bize çevirdi yüzünü.

"İki blok ötede kampüsün fotoğraf stüdyosu var." dedikten sonra kafasını yeniden bilgisayarına gömdü. Biz iki aptal da mahçupça sırıtıp geri geri kapıya ilerledik hızlı adımlarla. Ben kadının bahsettiği yöne dönecekken Gizem omuzlarımdan tuttu ve gitmemi engelledi.

"Benim tasarım stüdyosundan senin için almam gereken birkaç eşya var, sen şu vesikalığı çekinip o Gulyabani kılıklı kadına verirsin." diye şakıdıktan sonra konuşmama fırsat vermeden merdivenlere yöneldi. Sonra bir şey unutmuş gibi arkasına döndü ve bağırdı.

"Bölüm tanıtım kitapçığı almayı unutma.! Akşamleyin ev halkı toplanalım diyorum. Eve giderken alışveriş merkezine uğrayıp ihtiyaçlarımızı alalım şekeriiiim! "

Ve yine fırsat vermeden avucunu öpüp bana üfleyerek merdivenleri birer ikişer çıkmaya başladı. Deli kız diye geçirdim içimden gülerek. Durduğum yerde aptalca sırıtmanın pek de sağlıklı bir hareket olmadığına karar verip tarif edilen stüdyoya yollandım hemen. Çok değil, iki dakika içinde kendimi koca kapıdan içeri atmıştım. Buradaki görevli bir önceki zebani kılıklı kadından bin kat daha sevimliydi çok şükür!

Kapıdan adımımı attığım anda stüdyonun inanılmaz havasını soludum zaten. Bölüm öğrencilerinin çektiği bütün kareler duvarları kaplamıştı. Sadece dört duvar değil tavan da resimlerle doluydu. O kadar genişti ki sanırım futbol sahası kadardı büyüklüğü.. Görevli kadın ben çevreyi incelerken benim fotoğrafımı çekecek olan elemanı birkaç dakika beklemem gerektiğini söyledi ve oturabileceğim koltukları gösterdi. Teşekkür edip bulaşıcı olan kocaman gülümsemesine karşılık mahcupça tebessüm ettim ve gösterdiği koltuklara attım kendimi.

Ortamın sessizliğinden yararlanarak ilerideki zaman zarfında ne yapmam gerektiğini düşündüm. Öncelikle bir iş bulmalıydım. Tabii ki para sıkıntısı çekmiyordum, kendi ütopyam bu konuda uçsuz bucaksız bir destek veriyordu bana, fakat birileri bu paranın nereden geldiğini elbet sorgulayacaktı. Hele ki Tuna gibi zihnisinir, beni evden attırmak için her boku yapabilecek bir ev arkadaşım varken bu tarz şeylerin bir yerden patlak vermesi kaçınılmazdı.

Özgür RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin