19. Bölüm : Final Part 2

7.2K 401 72
                                    

19: Bölüm Final Part 2

Dediğini algılayınca yüzümde şaşkın bir ifade belirdiğini tahmin ediyordum.

''Ee?''

''Hemen mi? Şimdi?''

''Evet. Daha fazla bekleyemem.''

''Bundan başka bir şeyi bu kadar çok isteyemem.''

Kendime düşünme fırsatı vermedim. Hemen harekete geçtim.

''Bekle beyaz bir şeyler giyeyim.''

Devasa dolabımıza gidip en beyaz elbisemi aldım. Önü kısa arkası uzun sade bir elbiseydi. Altına gümüş rengi bantlı topuklu ayakkabımı geçirip makyaj malzemelerimin olduğu masaya gidip koyu göz makyajıma başladım.

Ben makyajımı yaparken Jam de üstüne takım elbisesini giyiyordu. Onu takım elbiseyle ne zaman görsem nefesim kesiliyordu. Üç parçadan oluşan takım elbisesi üstüne tam oturuyordu. Siyah pantolonuna zıt beyaz beyaz bir gömlek giymiş, bu zıtlığı siyah yeleği ile kapatmıştı. İnce belini sıkıca saran ceketi onu olduğundan daha sıkı bir vücuda sahipmiş gibi gösteriyordu.

''Dark Janelle'in arkadaşlarını ve abisini çağır. Sen de Aziz John katedraline gel ve takım giy.''

O telefonla insanları çağırırken ben saçlarımı tarıyordum. Fazla vaktimiz yoktu. Eğer düşünmeye başlarsam vazgeçerdim.

''Hazır mısın?''

''Evet. Sen?''

''Hazırım. Hadi gidelim.''

Asansörden inip Jam'in bayıldığım arabasına bindik. Yolu yarıladığımızda aklıma geldi.

''Jam yüzükler!''

''Siktir!''

Arabayı hızlı bir manevrayla sağa kırdı. Bu yolu ezbere biliyordum. Çocukluğum annemin peşinde bu mağazalarda geçmişti. Tiffanys'in önüne geldiğimizde apar topar arabadan çıktık. Mağazaya resmen uçarak daldık. Çalışanlar halimize bakarken kısa bir şok geçirdi.

''Nasıl yardımcı olabiliriz?''

''Nişan yüzüklerine bakabilir miyiz?''

''Tabii.''

Adam önümüze bir sürü yüzük çıkarırken birini beğenmeye çalışıyordum. Bana saatler gibi gelen süreden sonra doğru yüzüğü bulmuştum. O kadar zarifti ki! Altın rengi halkanın üstüne ustaca işlenmiş detaylar ve küçük pırlantalar vardı. En tepede ise kocaman bir pırlanta taş. Ömrümün sonuna kadar takmak isteyeceğim yüzüktü. Jam ise sade bir model seçmişti. Beyaz altından düz, işlemesiz bir alyans.

Yüzüklerimizi almış ve mağazadan çıkmıştık. Tekrar apar topar arabaya binmiş ve yolumuza bir çiçekçi görene kadar devam etmiştik. Jam beni arabada bırakıp bir buket kırmızı gül ile geri dönmüştü. Yaprakları kırmızı kadife kadar koyu ve pürüzsüzdü.

Kilisenin önüne geldiğimizde arkadaşlarım, abim, Dark ve Michael bizi bekliyordu. Arabadan inip kiliseye kısa bir bakış attım.

Her kilisemizde olduğu gibi gösteriş ön plandaydı. Devasa duvarlar süslü, beton oymalarla güzelleştirilmişti. En büyük beton oymada Kurtarıcı İsa heykeli vardı.

''Jan neler oluyor?''

''Evleniyoruz Andrew.''

''Manyak mısın kızım sen? Ne evlenmesi?''

''Andrew bu benim kararım. Ya saygı duyup yanımda olup benimle mutlu ol ya da lütfen nikahıma gölge düşürme.''

''Tabii ki senin yanında olacağım ama önce seninle biraz konuşabilir miyiz?''

Lucifer ve İntikam Meleği (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin