15. Bölüm: Küçük Bir Hata Her Şeyi Değiştirir

6.5K 407 13
                                    

15.Bölüm:  Küçük Bir Hata Her Şeyi Değiştirir

1. gün her şeyin yalan olduğunu düşünerek hissiz bir şekilde geçirdim. Gözlerimi karşımdaki duvara dikmiş duyduğum haberin gerçek olmamasını umuyordum. Babam ölmüş olmazdı.

Kız arkadaşıyla kavga ederken karşıdan gelen arabayı görmemiş, o arabaya çarpmıştı. Yoğun bakıma kaldırılmış ama yaşam mücadelesini kazanamamıştı.

2. gün gözlerim ağlamaktan şişmişti. Etrafı göremiyordum ve gözlerim ölümüne acıyordu. Andrew gelip siyah elbiseyi üstüme zorla giydirmiş ve beni cenazeye götürmüştü.

Herkes oradaydı. Tanıdığım, tanımadığım herkes oradaydı. Kimi gelip başsağlığı dilerken, kimi uzaktan bana acıyarak bakıyordu. Benim yerimde olmadıkları için şükrediyorlardı.

Bir yanımda Andrew, bir yanımda Jam duruyordu. Onlar olmasa ayakta duramazdım. Bütün arkadaşlarım yanımda bana destek olmaya çalışıyordu. Bilmedikleri şeyse yalnız kalmak istediğimdi. Konuşma bile bana çok güç geliyordu.

Cenaze bittiğinde ve herkes gittiğinde Jam, Andrew ve arkadaşlarım yanımda kalmıştı. İlerde sandalyelerde ağlayan kadın babamın kız arkadaşıydı. Burada olup ağlamaya hakkı yoktu. Sinirlerim tepeme çıktığında kimse beni tutamamıştı. Bir hışımla kadının karşısına dikilmiştim.

‘’Senin burada ağlamaya hakkın yok! Orada yatanın sen olması gerekiyordu! O aptal kavgayı çıkarmamış olsaydın babam hala yaşıyor olacaktı!’’

Daha sonra kadına saldırmaya çalıştığımı hatırlıyordum. Jam beni zorla arabaya bindirmiş ve eve götürmüştü. Ağlayarak uyuyakalana kadar yanımda kalmıştı.

3. gün kedimi alkole verdiğim gündü. Evde ne var ne yok hepsini içtiğim gündü. Avazım çıktığı kadar bağırmıştım. Boğazım patlayacak derecede acıyordu ama aldırış ettiğimde söylenemezdi.  Kendimi daha fazla alkolle uyuşturmuştum.

4. gün banyoda kusmuk içinde uyanmış zorla da olsa ilk yaşamsal faaliyetimi göstermiştim. Banyo yapmış ve temizlenmiştim. Andrew’un zoruyla bir iki lokma bir şey yemiş ve gene ağlamıştım.

5. gün babamın avukatı aramış annemi ve beni ofisine davet etmişti. Ne giydiğime dikkat bile etmeden evden çıkmış bulduğum ilk taksiyle ofisine gitmiştim.

Vasiyeti açıklandığında her şeyini bana bırakması annemi sinir krizine sokmuştu. Kendisine bir şey bırakılmadığını için olay çıkarmıştı. Dayanamayıp suratına bir tane patlatmış oradan çıkmıştım.

6. gün babamın odasına girmeye anca cesaret etmiştim. Kokusu burun deliklerime dolduğu an gözlerim yaşarmış ağlama seanslarına geri dönmüştüm.

O artık yoktu. Beni her zaman koruyan koruyucu meleğimi kaybetmiştim. Her zaman destekleyen, beni koşulsuz seven tek insanı kaybetmiştim. Ailemi kaybetmiştim.

7. gün artık bu evde kalamayacağımı hissettiğim gündü. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Evin her köşesinde babamla yaşadığımız anılar aklıma geliyordu. Anılar aklıma geldikçe ağlamaya başlıyordum. Bu evde kalamazdım.

Telefonumu ve cüzdanımı aldığım gibi taksiye atlamış ve Jam’in evine gitmiştim. Evde olması için dua ediyordum. Gidecek kimse gelmiyordu aklıma. Andrew’a gidemezdim. Onu gördükçe ağlayacağımı biliyordum. Arkadaşlarımla cidden görüşmek istemiyordum.

Taksi durduğunda Jam’in bana verdiği şifreyle eve çıktım. Salonda beni bekliyordu. Beni gördüğü gibi ayağa kalktı. Koşarak ona sarıldım.  Kokusunu içime çektim.  Göz yaşlarım yanaklarımdan akarken baş parmakları yanağımda yol alan gözyaşlarını siliyordu. Bir şey söylemedi. Burnumun ucunu öptü ve ben sakinleşene kadar bana sarıldı.

Lucifer ve İntikam Meleği (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin