7. Bölüm
Kızlarla hazırlanıp bizim evden çıkıp L.A.V'nin önünde bizim çocuklarla buluşmak için taksiye bindik. Alkol tüketeceğimiz için hiç birimiz arabalarımızı almamıştık. Belinda ve Anita kendi aralarında konuşurlarken ben sürekli okulun sitesinin sayfasını yeniliyordum. Sonuçları açıklamalarını bekliyordum. Taksi durduğunda ücreti uzatıp çıktık. Çocuklar ve ağabeyim gelmiş bizi bekliyordu.
''Bu akşam çok güzelsin.'' Andrew, kolunu Belinda'ya uzatırken bir centilmen gibi iltifatını etmişti. Daniel benim yanımda gelip tıpkı Andrew'un yaptığı gibi kolunu bana uzattı.
''Bu gece kavalyeniz olmama izin verir misiniz Bayan Lion? Söz veriyorum dans etmeye çalışırken ayağınıza basmamaya çalışacağım.''
''Sözünüzü tutacağınızı umuyor ve teklifinizi kabul ediyorum Bay Greek.'' Daniel'in bana olan aşırı kibarlığı karşısında kahkaha attım. Daniel'de benim gibi gülerken içeri girdik.
Dans eden insanlar, yüksek sesli müzikten dolayı titreyen yer, renkli içki taşıyan garsonlar, öpüşünler gece klüplerin klasik manzarası bizi karşıladı. Adıma ayrılan locaya gidebilmek için dans eden insanların arasından geçmek zorunda kalmıştık. Sonuçlar açıklanır açıklanmaz dans eden kalabalığa karışacaktım.
Locamıza oturmamızla bir garsonun gelmesi bir olmuştu. Bu gece özel muamele görecektik anlaşılan. Gelen garsona içkilerimizi sipariş verince konuşmaya başladık. Andrew arkadaşlarıma sabahki seçmeleri anlatırken sessiz kalıp onları dinlemeyi tercih ettim.
''Kadın resmen beni orada yedi bitirdi. Yani gözleri bir an olsun benim vücudumdan ayrılmadı. Iyh yemin ediyorum eve gider gitmez yıkanmak zorunda kaldım. O lanet düşünceleriyle beni kirletti!''
O sitem ederken hepimiz gülmeye başlamıştık. Kollarını etrafına sarıp ürpermiş gibi yapınca locamızı kahkahalar süsledi.
''Kadeh kaldırmak istiyorum.'' Hepimiz Daniel'e baktık. Elinde kadehi ayağa kalkmıştı.
''Bu gecenin yıldızı, en yakın arkadaşlarımızdan biri ve en önemlisi New York'un görüp görebileceği en iyi dansçıya!''
Gülerek bardağımı elime aldım. Hepimiz aynı anda ''NYAS'a diye bağırıp bardaklarımızı birbirine tokuşturduk içmeye başladık. Çevredeki birkaç göz bize dönmüştü ama ben üstümde daha yakıcı bakışlar hissediyordum. Kafamı çevirip baktığımda Jam'i gördüm. Kadehini kaldırıp dudaklarına götürdü. Bebek mavisi gözleri gözlerime kitlenmişti.
Çatırdayan havayı buradan hissedebiliyordum. Aramızda uçuşan kıvılcımları görebiliyordum. İçimdeki heyecan gürül gürül akıyor, köpürüyor ve taşıyordu. Gözlerindeki herkesi küçük gören bakış, dudağındaki alaycı gülüş onu çok seksi gösteriyordu. Seksiliğin vücut bulmuş hali gibiydi. İnsan üstü cazibesi beni ona çekiyordu. Elimdeki kadehi kaldırıp onun gibi dudaklarıma götürdüm. Büyük bir yudum cin boğazımı yakıp geçmiş, içimdeki yangına ulaşmıştı.
Sehpanın üstündeki telefonumun ışığının yanmasıyla, telefonumu elime aldım. Sonuçların açıklandığı bildirimini görünce kalbim hızla atmaya başladı. Tıpkı bir yarış atı gibi, dört nala koşuyordu kalbim. Siteye giriş yapıp kazanların açıklandığı duyurusunun üstüne tıkladım. L harfine inene kadar açıklanan hiçbir isime bakmadım. L harfine geldiğimde kalbim artık ağzıma gelmişti. İşte oradaydı adım. Lion Janelle. Bu kadardı kazanmıştım!
İçkilerimizin olduğu sehpaya çıkıp cin bardağımı elime aldım. İçkili kolumu havaya kaldırıp bağırdım.
''KAZANDIM!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucifer ve İntikam Meleği (Düzenleniyor)
FantasyÇok eski ve az bilinen bir efsane vardır. Bir zamanlar Tanrının gözdesi olan Lucifer insanları küçümsemiş ve cennetten atılıp küçümsediği insanların arasına hapsedilmiştir. Cennete geri dönmesi içinse gerçek aşkı tatması gerekmektedir. Gerçekten sev...