Selam :D
Sonunda neredeyse bir haftalık süreçte final bölümünü çıkarabildim.Yazamıyordum gerçekten hala da yazamıyorum berbat bir final oldu ama elimden gelen anca bu kadar.Final yazdım çünkü bu hikaye bir finali hak ediyor ayrıca ilk final yapacağım hikaye olacak tarihe geçecek yani fdkjgdfg Ben kendimi rahatlatmak için yazdım bu bölümü aslında çünkü o kadar isyan ettiniz ve ben yazamadım şimdi okuyacak kimse kalmadı doğal olarak :) Kusura bakmayın cidden yazmayı çok isterdim ama olmuyordu zaten önceden paylaştığım duyurularda da gerekçemi bildirmiştim.Gife gelirsek ben onu çok sevdim finale yakışır bir gif bence *.* Bu arada size spoiler vereyim mutlu sonla bitiyor :D kıyamadım yine onlara^^
Şu ana kadar okuyan yorum yapan seven sevmeyen herkese teşekkür ederim.Bu hikaye sayesinde kendimi baya geliştirdim ama bir süre ilgilenmeyince insan başa sarıyor onu anladım neyse konumuz bu değil :D Uzatmadan iyi okumalar diliyorum :')
İçimi saran o kadar çok duygu vardı ki onları tanımlamam biraz zaman aldı. Şüphesiz heyecan ve şok. Ama bunların altında yatan başka bir şey daha vardı. Adlandırmak istediğimden emin olamadığım bir duygu.
Mutluluk gibi bir şey..
Fakat bu duyguyu hemen bastırdım. Şok yavaş yavaş azalırken, ne diyeceğimi düşünüyordum. O karşımda parıldayan gözlerini üzerimde gezdirirken ben hala bir şey diyemiyordum. Aslında ben böyle şeylere çok yabancıydım, tamam evet sevgilim olmuştu ama ben âşık olmamıştım. Şimdi bu adlandıramadığım duygular âşık olmak mı demekti yoksa?
"Bak ben ne desem bilmiyorum gerçekten. Sen benim kendimi kötü hissetmeme neden oluyorsun-" Deyince Harry'nin yüz ifadesi değişti. "Hayır, o anlamda değil yani benim sana yaptığım şey affedilmez sen böyle hiç olmamış gibi sanki her zaman arkadaşmışız gibi bana âşık olduğunu söylemen bana kendimi aşağılık hissettiriyor."
Bana doğru bir adım attığında geri çekildim "Ben şuan konuşmak istemiyorum. Lütfen. Balo gecemi mahvetmek istemiyorum." Zorla gelmiştim en azından güzel geçebilirdi.
"Neden âşık olmaktan bu kadar korkuyorsun?"
Havuzun olduğu alana doğru giderken arkamdan işittiğim kelimeler üzerine geri döndüm "Bak Styles, benim ne hissettiğim hakkında hiçbir fikrim yok ama aramızda olan çekimi inkâr edemem. Bana böyle şeyler yabancı." Ben âşık olmaktan korkuyor muydum? Ne zaman bu kadar kırılgan olmuştum ki ben?
"O zaman her şeyin bir ilki olduğunu hatırlatmak gerek Moore." Hala kendime direnirken bir taraftan kurtarmaya bakan karşımdaki çocuğa eziyet etmemem gerektiğini düşündüm. Hadi kızım. Sen Alanis Moore sun. Sakin ol ve derin nefes al. Sen o ergen kızlardan değilsin. Duygusal davranma açık açık söyle zaten kaybedecek bir şeyin yok. Kendime verdiğim tesellilerin ardından "Bende.senden.hoşlanıyorum oldu mu?" dedim gözlerimi kapatarak.
Kalbim beni alkışlarcasına hızlı bir şekilde atmaya başlarken şu andan itibaren bir şey düşünecek durumda olmayan beynim tam zıttı görev görüyordu. O yüzden bedenimle ne yapacağıma dair aklımda hiçbir fikir yoktu. Öylece durdum. Harry aramızdaki mesafeyi kapatıp bana sarıldı. İşte o an içimde olan duygulardan bir tanesinin adını daha bulmuştum. Özlem. Bu anı bekliyormuşum gibi geliyordu. Ben onu özlüyordum. Hep yanında olup dokunamamak bu özlemdi bence.
Dudaklarıma uzandı. Daha önce de erkeklerle öpüşmüştüm. Ama bu onlar gibi değildi ve bu bir oyun değildi. Tüm vücudum bir uykudan uyanıyor gibiydi. Güm güm atan kalbimi, beni saran kollarının gücünü, biri saçlarımın arasında gezen, biri sırtımda beni kendisine çeken ellerini hissedebiliyordum. Bu ilk gerçek öpücüğümdü.