8.Bölüm

1.3K 76 13
                                    

Gerçekten ve gerçekten çok üzgünüm.Neredeyse 17 gündür yazamıyorum.Lanet olası lisenin dersleri ağır ve her gün ödevler var neredeyse.Yazamadığım için ne kadar üzüldüğümü bilemezsiniz.Bu bölümü bütün okuyucularıma -ne kadar kaldıysa- ithaf ediyorum.Berbat bir bölüm gerçekten ama yani neredeyse 3 hafta olacaktı yazmasam olmazdı.İdare edin siz bunla telafi edeceğime söz veriyorum.Kısa sürede.Ne de olsa tatil var arkadaşlar *seviniyor* o zamana kadar sabredelim ^_^ Bir cümle bile bir şey yazsanız yeterli çok mutlu oluyorum 1-2 kelime bir şey yazsanız bile.Multimediaya bir şeyler ekleyesim geldi düşündüm de ceket konusu açıldı Harry'nin ceketini ekliyeyim dedim.

İyi Okumalar!

- - -

"Film izleyecektik unuttuğunu söyleme Tyler." Dedi Harry.Tyler dudak büzüp koltuğa oturdu "Unutmuşum ders çalışıyoruz." Dedi beni işaret ederek. "Hadi ama siz çabucak halledersiniz izleyelim." Deyip çantasından bir CD çıkarttı."Korkunç Bir Film 3." Deyip elindekini salladı.Tyler 'Ne diyorsun?' anlamında bana bakışlar atarken bende gözlerimi kırpıp yanıt verdim.Biraz film izlemekten zarar gelmezdi.

Cody'nin kafasına gelen topla kahkaha atmam bir olmuştu.İzlemediğimden değil her izlediğim de salakça kıkırdamaktan kendimi alamıyordum.İkisi beraber gözlerini bana çevirince kaşlarımı kaldırıp 'Komedi filmi bu.' Tarzında bakışlar sergiledikten sonra ikisinin de filme dönmesini sağladım.

"Çok güzel gülüyorsun." Birinin sağlamışım herhalde.Anlamsız bir yüz ifadesiyle birkaç saniye yüzüne baktıktan sonra tekrar sırıtarak "Teşekkür ederim." Dedim.Tyler iyi biri , yani öyle gözüküyordu ama beni yanlış anlamasını ve benden hoşlanmasını istemiyordum.Ah ne diyorum ben bir gülümsememi beğendi.Tatmin etmiş bir yüz ifadesiyle gülümsememe karşılık verirken televizyondan gelen ışığın kesildiğini fark ettim.

"Ehm benim gitmem lazım." Elindeki kumandayı masanın üzerine bırakıp ışığı açtı.Ben de o sırada ayağa kalkıp pencereden dışarıya göz attım.Hava kararmaya başlamıştı."Ben de gitsem iyi olacak,yarın ya da başka bir gün devam ederiz." Dedim koltukta oturan Tyler'a bakarken.Ayağa kalktı "Pekala,yarın görüşürüz." Deyip yanağıma öpücük kondurdu.

"Hadi Alanis." Harry bana sesleniyordu. "Ne?" dedim gözlerim irileşirken "Eve gitmiyor musun?" gözlerini devirip telefonuna göz attı."Sen gidebilirsin istiyorsan." Deyip sırıttım."Seni yalnız bırakmam bu saatte." Beni yalnız bırakmazmış.Kim dedi seninle beraber gideceğim? "Görünürde benim de iki elim ve iki bacağım var." Elimi ve bacaklarımı işaret ettim.Evet amacım sinir etmekti.Ediyordum da."Tamam ben kapıda bekliyorum." Deyip ilerledi.Oda beni sinir ediyordu bu umursamaz tavrıyla."Görüşürüz Tyler." Deyip kapıya doğru yöneldim.

Kendime bir not her zaman yanına bir hırka al.İçim ürpermişti.Harry ile yan yana yürüyorduk."Ceketi bana vermeyi aklından bile geçirme." Dedim hızlı adımlarla ilerlerken.Her zaman arabasını alır bugün almayacağı tuttu .Evet.Üşüyorum."Hadi ama." Deyip omuzlarımın üzerine ceketini bıraktı.Pes ediyorum.Ceketi üzerime geçirdim.Biraz büyüktü.

Yıldızlar gökyüzünde parlıyorlardı.Gökyüzünü seviyordum parıltısını,rengini tamamiyle herşeyini.Bana babamı hatırlatıyordu.Küçükken hep büyük annemin bizi oradan izlediğinden bahsederdi.Belki de bu yüzden."Gökyüzünü seviyorum.O kadar...O kadar sonsuz ki." Neden böyle bir şey dediğimi bilmiyorum daha doğrusu neden dışa vurduğumu."Gözlerin gibi." Yanlış işittiğimi düşünüp "Bir şey mi dedin?" deyip ona döndüm.

Geek ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin