Merhaba bölüm geç geldi kusura bakmayın.İyi okumalar diliyorum.
____________________________________________________________
Okuldan eve gelince kendimi yatağa attım bugün olanları sindirmeye çalışıyordum. Evrim teorisini kanıtlayan inekler ve eski ben konusunda cezalandırılışım, önceden kantinde insanların nereye oturması gerektiğine karar verirken bugün kendime yer bulamamıştım. Geri dönerken beklediğim kesinlikle bu değildi.
Dışarıdan gelen yağmur sesleri beni pencereye götürdü. Perdeyi aralayıp baktım. Karşıdaki evde bir farklılık vardı penceremden bakınca gözüme takılan bir şeyler, perdeler diye düşündüm. Ben kendimi bildim bileli o ev hep boştu biz yokken yeni komşular edinmiş olmalıydık.
Bahçedeki kıvırcık saçlı hoş çocuk gözüme ilişti, Harry Marcel.Bu tesadüf olmalıydı. Hala aklım almıyordu bu çocuk nasıl bu kadar değişebilmişti. Herneyse beni ilgilendirmez . Uyuma dürtümün geri teptiğini fark edip aşağı indim. Salona geçip hemen koltuğa kuruldum
“İlk günün nasıl geçti?” Harikaydı herkes beni çok seviyor öyle böyle değil. Bunu sen hak ettin diye iç sesim bağırıyordu.
”İyiydi” sahte bir gülüş atıp kanalı değiştirdim. ”Ruby nasıl?” O beni görmezden geldi kısacası,onu yanımda barındırıp popüler yapan bendim aslında.
“Farklı” yüzümü buruşturdum ve tekrar konuşmaya başladım. “Herkes farklıydı anne evrime inanıyorum artık.” deyip aptalca sırıttım. Neden onu çekici bulduğunu kabul etmiyorsun benden daha aptal olan şey kesinlikle iç sesimdi. ”Pekala seni sıkmak istemiyorum” kahvesinden bir yudum aldı.
Kapının zili çalıyordu “Alanis sen bakar mısın?” bakışını atınca annem üşene üşene kapıya yöneldim. ”Merhaba annem hoş geldin sepe-Alanis.” başını kaldırmasıyla gözlerimiz buluştu. Sevimli yüz ifadesinden eser kalmamıştı Senin kalır mıydı Alanis? Susmak bilmeyen iç sesimi şuan göz ardı ediyorum.
”Anne gelir misin?” Tahmin etmesi zor değil Harry Marcel’dı. ”Meraba Marcel” gülümsemeye çalıştım yaptıklarım aklıma gelmedi değil pişmanım Pişman olma istersen biri seni susturabilir mi? “Bana Harry de” dedi gözleriyle beni süzerken. Gözleri zümrüt rengine kaçıyordu ve ışıldıyordu. “Herneyse” gözlerimi devirdim.
”Meraba canım” sepeti eline aldı ve bana “Elinden neden almadın?” şeklinde gözlerini dikti. ”Hoşgeldiniz Bayan Moore” deyince “Katherine ama sen bana Kate diyebilirsin.” diyerek gülümsedi.Harry ”Kate.” deyip otuz iki diş sırıtıyordu.
”Teşekkür ederiz” annem çok sevecen bir şekilde konuşuyordu –bana böyle konuşmuyor- flört mü ediyordu yoksa ? Bu iğrenç. ”İsmim Harry herneyse sizi rahatsız etmeyeyim tekrardan hoşgeldiniz.” başını öne eğip gülümsedi.
“Pekâlâ, görüşürüz canım annene teşekkürlerimi ilet.” deyip gitmesini bekledi ve kapıyı kapattı. ”Çok hoş bir çocuk değil mi Alanis?” En azından flört etmiyordu.
”Anne!” diye tısladım “Hem de nazik ve sempatik.” annem Harry’i tanımıyordu bile. Bugün olanlara bakarsak ineğimsi tarafı kalmamıştı ismini saymazsak Marcel ismi tam bir inek ismiydi. Çok cool duruyordu ve Ruby kadar havalıydı birbirlerini bulduklarına yemin edebilirim.
”Siz tanışıyor musunuz?” Annemin sorguya çekme zamanı geldiğinde hemen bir bahane bulup kaçmalıydım çünkü susmak bilmiyordu.
”Evet,bizim okulda." Her neyse ben odama çıkıyorum biraz uyumak istiyorum.” diye geçiştirerek merdivenlerden çıkmaya başladım “Pekala” diye arkamdan bağırdı.