14.Bölüm

412 30 10
                                    

Selam :D Sadece 8 aycık geçti 13.bölümü yazmamın üzerinden , cidden bunun özür dilenecek yanı kalmadı yani.Boru değil 8 ay yazmadım.Bazen keyfi bazen mecburi olarak , herneyse şuana kadar hiçbir hikayemin sonunu getirmedim bu yüzden bunu getirmek istiyorum.Yani 8 ayda olsa 1 sene de olsa eninde sonunda yazdım.Tekrardan kusuruma bakmayın.Hem bölümü baya baya geciktirdiğim için hem de bölüm için umarım beklentinizi karşılar.Bu arada multimedia da Alanis'in mezuniyet elbisesi var.İyi okumalar , yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.

* * * * * * * * * * * *

Düşüncesi bile şaşırmama yeterken böyle bir şeyin gerçek olmamasını diledim. Şaşırmış yüz ifademi gizlemeye çalışarak göz ucuyla Harry'e baktım. Ukalalığından taviz vermeyip sinsice sırıttı. Ne yapacağımı, aslında onun ne yapacağını merak ediyordum. Öpecek miydi gerçekten beni? Beni sıcak basarken Harry hiçbir şey söylemeden duruyordu.

"Harry?" Harry cevap vermeyince Madison adını tekrarlamıştı. Bu kız neden böyle bir şey söylemişti ki. Kylie'a baktığımda bu durumdan memnun olduğunu sırıtışından anladım. Tabii ki memnun olacaktı. Sonuç olarak beni öpmesine izin vermeyecektim elbette. "Pardon? Beni öpmesine izin vermeyeceğim farkındasın değil mi?" deyince hepsi bir ağızdan -Harry hariç o sırıtmakla meşguldü- oyunbozanlık yaptığımı dile getirirken ne de olsa oyun diye düşünmeden edemedim. Evet, sadece bir oyundu bunu başka bir şeye yormaya gerek yoktu ama bunu vücudum dinlemiyordu.Herkes beni ve Harry'yi beklerken ben hala kendi kendime düşünüyordum.Neyse ki öküzlük yapıp aniden beni öpmeye kalkışmamıştı.

Bir an abarttığımı düşündüm aslında yanağımdan öpebilirdi, evet sonuçta dudağından öp diye bir şey dememişti. "Pekâlâ." Deyip yanağımı Harry'e doğru döndürdüğümde eliyle çenemden tutup büyük bir ustalıkla beni kendine çekti ve dudaklarımı dudakları ile örttü. İlk başta ne yaptığının farkında olamasam da daha sonra usulca geri çekildim ve bana bakan birkaç gözü görmezden gelip tekrar oturdum. Yanaklarımın ısınmaya başladığını fark ederken hızlıca ayağa kalktım ve "Bunun bir oyun olduğunu unutma." Deyip mutfağa doğru yöneldim.

Neden böyle hissettiğime dair bir fikrim yoktu. Aslında nasıl hissettiğimi de bilmiyordum. Kızmam gerekirken anlamsızca kızamıyordum bile. Ben fazla utangaç bir insan olmamama rağmen sanki vücudumdaki bütün kan yanaklarıma toplanmıştı. Mutfağın kenarına öyle yaslanmış dururken karşımda Harry'i görünce, buzdolabının yanında duran sürahinin yanına gittim "Ben oyun olduğunun farkındayım da sen farkında mısın?" Muhtemelen kızardığımı fark etmiş olacak ki bana böyle bir soru yöneltiyordu. Anlamamazlıktan gelerek "Anlamadım." Dedim sorusuna duymamışçasına. "Utandın mı bir bakayım?" derken dişlerini göstermeye devam ediyordu. Sonunda bardağı alıp su doldurduğumda "Ne utanacağım , seni öptüğüm için mi utanacağım? Ah yapma kendini çok yükseklerde görüyorsun. Ayrıca seninle anlaştığımızı düşünmüştüm saçma sapan şeyler söylemekten vazgeç." Elimdeki bardakla beraber salonun yolunu tuttum.

"Pardon şey oldum da ben," Derken bardağı masanın üzerine koydum. Hala dudaklarımı örten dudakları düşünüyor olmam garip miydi? Birkaç kişiyle öpüşmüştüm bu vakte kadar fakat bu farklı hissettiriyordu. Daha fazla üstünde durmak istemediğimden konuşmaya devam ettim "Devam edelim hadi." Deyip tekrardan oturdum ve bağdaş kurdum. "İyi misin?" Kylie'ın bana yönelttiği soruyu başımı sallayarak cevaplamakla yetindim. Hemen ardından Harry geldiğinde karşımdaki yerini aldı ve bende şişeyi çevirdim. Şişenin bir ucu Kylie'a gelirken diğer ucu Madison'a gelmişti. Tekrardan Madison soruyordu.

"Umarım bir daha uzun süre beklemeyiz her neyse Doğruluk mu Cesaretlilik mi?" Göz ucuyla bana laf ettikten sonra Kylie'a sordu.

"Doğruluk."

Geek ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin