Bu bölüm biraz gecikmiş olabilir.İlham perilerimin sorunları üstüme alınmıyorum -_- Umarım bölümü beğenirsiniz.İyi kötü yorumlarınızı eksik etmeyin , votelayanları öpüyorum ^_^ Unutmadan söylemeliyim yorumlar gelişmeyi sağlar.Okuduğunuzda kısa olsa da bir yorumunuzu bırakın.Sizi seviyorum :)
- - -
“Geç kalacaksın arabamı ister misin ?” Artık arabayla okula gitmek istemiyorum aslında okula da gitmek istemiyorum o ayrı. Bir daha arabayla gidersem ne yazacakları belli olmaz. Tekrar bu konu da annemle tartışmak istemiyordum.” Imm. Hayır” deyip gülümsedim. Çantamı alıp dışarı çıktım. Okul o kadar uzak değildi ama ben oraya varana kadar öğretmen derse girmiş olacaktı. Alarmı beş dakika daha deyip ertelersem olacağı buydu. Hızlı adımlarla ilerledim. Taksi bile geçmedi. Bir tane bile. Ben de ki şans kimse de yok.
Nihayet okula vardığımda koşa koşa merdivenlerden çıktım. Koridor da ilerlediğimde bütün kapıların kapalı ve sessiz olduğunu fark ettim. Muhtemelen herkes dersteydi. Fizik dersine bayıldığımdan değil üçüncü günden yok yazılmak istemiyordum. Annem sonra olayları büyütecekti. Evet, o büyütür. Kapının deliğinden bakmak için eğildim “İçeri girmeye mi karar verdin?” Ayağa kalktım. ”Hayır” topuklarımın üstünde döndüm. Styles’ın sesinden tanıdım Evet o evreye kadar geldik. Kaşlarını kaldırdı. Hemen karşımdaki duvarda, yaslanmış ellerini cebine sokmuş duruyordu. Ne ara oraya geldiğine dair bir fikrim yoktu. ”Sen neden derse girmedin?” meraklı gözlerle ona baktım. Omuz silkti “Canım istemedi.” Hm yani artık o kötü çocuk olarak takılıyordu. Aptal da kötü kız olarak. Evet, artık ona Aptal diyeceğim. Aptal. Anlamış gibi başımı salladım. Bahçeye çıkmaya karar verdim. İlerledim. Ah evet şimdi hatırladım, kıyafetlerini getirmeyi unutmuştum ben de diyordum ne unuttum diye. ”Kıyafetlerini getirmeyi unutmuşum çıkışta getiririm.” Dedim başımı çevirip. Gitmişti. Ne ara gittiğini bilmiyorum. İnekler ilk önce yakışıklı çekici sonrada vampir mi oluyor? Yakışıklı, çekici? Başka bir şey diyecektim ben. Tek açıklaması çok film izlemem olabilir. Tamam, pekâlâ öyle olabilir ama bu ukala olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Umursamaz, kendini beğenmiş dövme kataloğu. Evet, işte bunu diyecektim en azından düşüncelerimi kimse bilmiyor Ben varım. Dışarı çıkıp bahçeye geçtim. Ağaçların arasındaki banka oturdum. Zil çalana kadar burada bekleyebilirdim.
Matematik dersinden nefret ediyorum. Banane x sayısından. Ders o kadar sıkıcıydı ki cam tarafında oturanlar uyukluyorlardı. Bayan Gold ise hala dersi anlatıyordu. Ben de kalemle oynuyordum. Aniden kafama bir şey geldi. Sağa bakınca buruşturulmuş bir not kâğıdı gördüm. Arkama baktım. Harry almam için işaret ediyordu. ”Bu nedir?” anlamında bir bakış attım. ”Bayan Moore” Lanet olsun! Kasıtlı olarak mı yapmıştı bunu. Aptal evet oda APTAL. Kâğıdı elime sıkıştırıp döndüm. “Kâğıdı kimden aldın Alanis?” arkasını dönüp bütün tahtayı karalayan kadın kâğıdı görmüştü. ŞANSSIZIM! Sustum hiç bir şey diyemedim. Onu ele vermek istemiyordum bilmiyorum istemiyordum. Sınıfın inek takımından Elit ayağa kalktı.”Styles attı Bayan Gold” deyip oturdu. Yanındakiler de başıyla onayladı. Tobin bile. Muhtemelen daha çocukluktan çıkamamışlardı kim ayağa kalkıp birini ispiyon eder ki? Tamam, şimdi anlıyorum. Harry’nin eski arkadaş grubu şimdi düşmanıydı. Elimdeki kâğıdı bir hışımla yırtıp sıranın altına koydum. Kâğıdı almak için yanıma geldi ve elini uzattı. “Kâğıt yok Bayan Gold” dedim rahat olmaya çalışırken. “Pekâlâ, kâğıt yok mu? , Styles ve Moore çıkışta kütüphane de görüşmek üzere”. Ah harika! Mükemmel! Hayır, orada bir saat kalabilirdim ama kitapları düzenlemek mi? Yapamam. Çok sıkıcı! Göz ucuyla arkaya baktım. Harry rahat gözüküyordu. Umurunda değildi. Nasıl oluyordu? Herhâlde kütüphaneyi çok seviyordu. Eski alışkanlıklarından falan. Başımı çevirdiğimde, Ruby ile göz göze geldik. Bana kötü kötü bakıyordu. Bu kız kendini ne zannediyor? Sevgilisi cezaya kalacak ona üzülmüştür belkide.Yazıık.Ne var anlamında başımı salladım. Umursamadı tahtaya döndü.Gerizekalı kendini beğenmiş boya küpü.