Jane Austen

29 2 2
                                    

partisi için alış veriş oldukca eylenceli geçti. Nazlıyla yapdigim chok az shey bana sikici geliyor ama bu ilbashi konusu chok daha guzel hale getiriyor ishi. Yilbashi gecesi hepimiz ailelerimizin yanina gitmeye karar verdiyimiz ichin partiyi biraz erken 30aralik yapicaz.
Kafede yeni kurulmush zevksiz suslenmish cham agaci ichin bir kach sus,ishiklar,desenli,dantelli,puskullu abuk sobuk maskeler aldik. Girdiyimiz her magazadan kahkahalarimizi bastirmaya chalisharak chiktik. Nazli tum magaza chalishanlarin hepsine giydirdi o maskeleri,ciddi gorunumle satish yapanlarla konushuyor,yuzunu bana donunce adamlari garip sheyler benzetib kahkaha chekiyordu. O kadar eyleniyorduk ki, kendimize bisheyler almayi bile unutmushduk. Kendimizi balon,sus,maske,hediyye derken nasil kaptirmishsak artik bizi kendimizi artik boshalmaya dogru geden cuzdanlarimiz getirdi. Hem biraz ara vermek hem de bi kahve ichmek ichin pazarin orda bir kahveciye girdik. Tamda kish ortami. Karshidaki duvarda shominye chatir chatir yaniyor,icherisi mis gibi kahve kokuyor ve burdaki mushterilerin chogu kitab okuyor. Fonda ismini bilmediyim bir fransiz sharkisi chaliyor. Mekana girir girmez kendimden gechtim zaten. Pencere kenari bosh yerlerden birine oturduk. Iki turk kahvesi soyledik. Nazli soylenib duruyor daha once niye gelmemishiz buraya diye. Ben de duvarlardan asilan tablolalari inceliyorum. Hepsi kahveyle ilgili bi sheyler. Cezve resmi,kahve taneleri resmi,beyaz fincanda sicak chikolataya benzer bir ichecek resmi. Oyle hosh bir hava veriyorlar ki ortama insan sadece kahve ichin var oldugunu dushunuyor. 
Ah Tanrim ishte o... Garson cocuk. Cafedeki bir chok diyer kishi gibi kitap okuyor. Heyecandan elim ayagim titriyor. Inanamiyorum o da bana bakiyor...
-Su,Su nereye bakiyorsun sen?
-hich,hich bi yere. Baksana herkes kitap okuyor hoshuma gitdi daldim oylesine, Nazlinin diline dushmemek ichin garson cocugu tanidigimi soylemiyorum. Allahtan Nazli anlamiyor da etrafdaki kitap okuyanlarla ilgili laf yapmaya bashliyor. Hepsi gosterishmish de,yok bazilari ortama ayak uydurmak ichin okuyormushta. Vallahi kizin fantezilerine soyleyicek bishey bulamiyorum. Millet almish kitapini,soylemish kahvesini guzel guzel okuyor bizim kiz her kesi artist yapti.
Cocuk yine bakiyor. Kitapi bir kenara birakti hich chekinmeden gozumun ichine bakiyor ustelik gulumsuyor. Ona bakmamaya chalishiyorum ama basharamiyorum galiba. Nazli lavaboya kalkiyor makiyaj yapicakmish. Sonra yaparsin,sikilirim falan diyorum ama beni dinlemiyor masadan kalkiyor. Bizim garson bi kagita bisheyler yaziyor. Bana bakip siritiyor yazmaya devam ediyor. Allahim bana dogru geliyor...
-selam
Sesi sifarish aldigi zamandakinden daha hosh ve kararli chikiyor.
-Merhaba.
-Arkadashin beni burda gormesin,sadece shunu vermek istemishdim.
Elindeki kitapi bana uzatdi. Sadece bir anlik gozlerine bakma firsatim oldu. Hemen uzaklashti.
Jane Austen... Emma... Tabii ki okumushtum bu kitapi hem de 15yashimda. Aceleyle kitapi chantama koydum. Sanirim kipkirmiziydim. Yuzume vuran ateshi hiss ede biliyordum. Nazliya bu ateshin sebebinin mantikli bir achiklamasini bulmak zorundaydim. Ama shimdi dushunduyum tek shey o kararli  sesdi... Ismini bile bilmiyordum, ama ashik olmushtum...
Eve gelir gelmez kitapi achtim belki bi not diye. Evet bir not vardi.
"Roman gibisin... Ilk harfinden anladim satirlarinda ne guzelliklerin sakli oldugunu... Kirmizi sana yakishan en guzel reng sanirim. Ashkin rengi..."
Hichbir shey dushunemiyordum. Kirmizi kazagim hala uzerimdeydi...

Kitap,battaniye ve kahveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin