Merhaba umutlarım :)
Bölümün geç geldiğinin farkındayım ama maalesef okullar açıldı ve inanın ben hafta içi, ben olmaktan çıkıyorum. O kadar yorgun oluyorum ki. Parmaklarımın çalışmasını bırakın, kafam bile çalışmıyor. Diyorum hafta sonu yazarım ama yazamıyorum. Sürekli bir şeyler çıkıyor. Kurgunun işleyişini kafam da oluşturamıyorum. Kafamın içinde yüzlerce kelime, anlamlı bir cümle olmak için savaşıyor ama inanın her seferinde kaybediyorum. Şu kısa bölümü bile kendimi pataklayarak yazabildim. Umarım seversiniz, bir nebze olsa hissedersiniz.
İyi okumalar :)
" Bazen hayat aldıklarını vermek istemez. Bazende onu yanına almak istemez. Peki sen ve ben, bu durumda nerede oluyoruz? Vermek istemediği mi yoksa almak istemediği mi? Eğer öyleyse bu Araf neden Kuzey, bu olamayış neden?"
Sırtımı yatak başlığına dayadıktan sonra, yatağa serili olan fotoğraflardan bir tanesini elime aldım.
" Şu resmi hatırlıyor musun?" Diye sordum bana cevap vermeyeceğine bile bile. Fotoğrafı biraz yukarıya kaldırıp, göz hizama getirdim. Sahil kenarında çekilmiş olan fotoğrafımızda, Kuzey arkadan bana sarılmış ve başını boyun girintim arasındaki boşluğa gömmüştü.
" Burada ben fotoğrafçıya poz vermeye çalışıyordum, sende sıkılmıştın. Seninle ilgilenmediğim için alınganlık yapıyordun. Flaş patlamak üzereyken aniden arkadan sarılmıştın. Sonra fotoğrafçıdan azar işitmiştin. Adam aynen şöyle demişti; Güzelim kızın pozunu mahvettin. Sende hemen benim sevgilimin güzelliğinden sanane! Demiştin."Yatakta yayılı halde duran fotoğraflardan rastgele bir tane daha aldım.
Ormanlık yolda çekilmiş olan fotoğrafta, Kuzey omuzuna almıştı beni.
" Peki bunu?" Yanına uzanıp, fotoğrafa bakmaya devam ettim. " Burada ormanlık yolda yürüyorduk. Arkamızda da, Alçin vardı. Elindeki fotoğraf makinesiyle çekim yapıyordu. Bu sırada sen aniden, omuzuna almıştın beni. Yüzümdeki şaşkınlığa bakılırsa epey zamansız yakalamışsın. Tabii Alçin'in fotoğraflarına malzeme olmuştuk."
Elime başka bir fotoğraf daha aldım. Bu fotoğrafımızda ise, Kuzey'in boynuna sarılmış, yanaklarımızı birleştirmiştim. " Bak bunu da İstiklal caddesinde yürürken çekilmiştik. Hava ne kadar da soğuktu dimi? Üzerimdeki kırmızı montu sen hediye etmiştim. Başımdaki beyaz bereyi de öyle." Kelimeler, istediğim şekilde dökülmüyordu dudaklarımdan. Sanki boğazımda, erişemeyeceğim bir yere gömülmüşlerdi. Defalarca tekrar ettim. Söyleyeceklerimi düşündüm. Ama beceremiyorum. Başımı iki yana salladım. Hayır! Güçlü olacağım, yapabilirim...
" Bak, bunu da okul gezisi vardı hatırlıyor musun? Antalya'da çekilmiştik." Fotoğrafa baktığımda, yüzümde ki burukça tebessüm yok olmuştu. O gün denize girecektim ama Kuzey, girmeme izin vermemişti. Ama ben, dinlememiştim. Kuzey, sınıf arkadaşlarımızın yanına gittiğinde Antalya'nın sıcak suyuna bırakmıştım kendimi. Su o kadar berrak ve güzeldi ki, bulutları kucaklar gibi hissediyordum. Yüzmeye devam ederken, aniden ayağıma kramp girmişti. Daha acı bedenimi tutuşturma dan boğulmaya başlamıştım. Bu, benim ikinci boğulu şumdu. Zihnimi doluşan hatıralar yüzünden, çırpınacak gücü kendimde bulamamıştım. Göremediğim bir şey ellerimi bağlamıştı.
Bilincim kapanmak üzereyken, Kuzey yetişmişti. Beni suyun içinden nasıl çıkardığını hatırlayamıyordum. Güneşin göz kapaklarımda dolanmasını... Kendime geldiğimde, Kuzey deli gibiydi. Hem sarılıyor, hemde azarlıyordu beni. Tüm gün boyunca Kuzey'in gözlerinden endişe, korku yok olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUDUN ADI AŞK
Romance10.06.2015 tarihinde UMUDUN ADI AŞK adı ile Wattpadde yazılmış ilk ve tek hikayedir. Konusunun ve karekterlerinin çalınması taktirde YASAL İŞLEMLERE BAŞVURULACAKTIR. Genç kadının üzerinde eskimeye yüz tutmuş salaş hırkası, saçında kelebek tokası, el...