"Umudun Rüyası"

1.6K 190 53
                                    

Bölüm şarkımız: Birdy- Skinny Love medyaya koydum ama açılmama durumu var. Bu bölümü bu şarkıyla okumanızı istiyorum. İmkanınız varsa dediğim şarkıyla okuyun ;)

Merhaba Umutlarım. Umarım keyifleriniz yerindedir :) Yazarınıza gelirsek eğer, daha iyi olduğumu şimdilik söyleyebilirim. Neyse konumuzdan çıkmayalım. Bu bölüm içimden kaldığımız yerden devam etmek gelmedi. Çünkü ufak bir sır gene bizi zor bir umut bölümü bekliyor. Bu yüzden hem sizin için hemde kendim için bu küçük bölümü yazdım. Amacım kendi adıma söylemek gerekirse Kuzeyi hissetmek. Aranızda yazan varsa bilir kahramanlarınız bir yerden sonra o kadar sizden oluyor ki sürekli ona hissetmeye başlıyorsunuz. Ama Kuzey, derin bir uykuda olduğu için ben bile onu hissetmekte zorluk çekiyorum o yüzden arada böyle hafif Kuzeyli bölümler bence bize iyi gelecek. Hadi size iyi okumalar :)

Gecenin sessizliği örtmüştü etrafımızı. Ay'a aşık yıldızlar, onun etrafında toplanmış kendilerini beğendirebilmek için tüm güçleriyle ışıldıyorlardı. Sonbaharın çam ağaçlarının hafif ama keskin kokusu, burunlara izinsizce girip içimize işleniyordu. Üzerimdeki, koyu kırmızı renk salaş hırkama biraz daha sarıldım. Tenimde binlerce buz kütlesi gezinirken, içimde büyük yangın topları vardı.

" Sevgilim!" Saçlarımın arasına üflediği nefesi, nefesimi kesmişti. Güçlü ellerinden biri belimi sahiplenircesine sarmışken, diğer eli avuçlarımın içerisindeydi. " Umudum!" Başımı biraz daha gömdüm göğsüne.Hiç çıkmamak istercesine. Kokusu rüzgarın çam kokusuyla karışıp, yüzüme esiyordu. Etkileyici, vurucu, sıcak.

" Seni özledim." Dedi rutubette kalmış kelimelerin güneşe çıktıklarında koktuğu gibi. Özlem ve yaşanmışlıkların hain gülüşlerini kulaklarımda duyar gibi oldum. Zamanın ateşli ipi bizi sarmak için yanımıza yaklaşıyordu. " Bende seni özledim ama sen yoktun." Kelimeler içimdeki kokuşmuş bataklıktan çıkıp havaya karışmıştı. Denizin kayalara vuran sarhoş dalgaları sessizliğe büyük izler bırakıyorken, üzüntü dolu bir nefes verdim. Silikçe

" Böyle olmasını ben istemedim." Harfler birbirlerine sarılıp kulağıma yayılırken, başımı kaldırıp ona baktım. Koyu kahveleri gökyüzüne kendini satmış kadar simsiyahtılar. Kirli sakalları uzamış, kestane rengi saçları birbirine karışmıştı. " Ama oldu." Acılarım içimden çıkmak istercesine kalbimi zorluyor, kalbim büyük adımlar atıyordu. Ağaçlar hafif mırıltılarını sessizliğe hediye edip, tekrar gözlerini kapatıyorlardı. Derin uykulara.

" Ben senden ayrılmak istemedim Hazal." Kehribarlarım buğulanmaya başladığında, bir elini belimden çekip yüzüme getirdi. Dokunuşu, zamanın duvarlarına çarpmış derisini çatlamıştı. Ama yine de gözlerimi kapatıp onu hissetmek istedim. Çünkü hala Kuzeydi.

" Ayrılmak zorunda bırakıldım." Özlemle kapanan gözlerim, süssüz ama etkileyici sözlerle  tekrar açılmıştı. Hor dalgalar kadar vurucu, deli rüzgarlar kadar yıkıcı bakışlarımı üzerine saldım. " Hayır Kuzey! Nedenler söyleme bana. Sen gelmek istemedin. Uyanmak istemedin." Kelimelerimi eski bir cam şişenin içine koyup, denize fırlatmak istiyordum. Engel, sadece korkakları engellerdi, cesur yürekleri değil!

Kahvelerindeki yumuşak bakışı değiştirmeden burukça gülümsedi bana. Dudaklarına batan cam parçalarını gördüm. " Ben senden vazgeçmem. Geçemem. Böyle söyleme. Yüreğimi titretme." Belki özlem yüreğimi katılaştırmıştı. Bekleyiş anlayışımı azaltmıştı. Kirpiklerimde ki nem, göz altlarımı kaşındırırken dudaklarımı aralamıştım. " Kuzey, sen..." Dudaklarımın üzerine konulan nazik dokunuşla kelimelerim geri kaçmıştı. Alev topları onun dokunuşuyla daha can alıcı oluyor, beni başka bir karaktere sokuyordu.

" Şşşt, kızılgerdanım! Artık yuvan korunaklı değil, yırtıcı olmayı öğrenmelisin." Şaşkınlıkla gözlerimi büyütmüş, merakla kaşlarımı çatmıştım. " Bu ne demek oluyor?" Dedim elini sıkarken. O ise elini çekip, yüzümü kavramıştı. " Bırak zaman sana en iyi korunma yolunu göstersin sen, sadece beni sevmeye devam et olur mu?" Söylenenleri arkama atarak, ona aşk ve umutla baktım. Hiç bitmesini istemeden. Kaçıp ona sığınmak istercesine.

" Zaten öyle yapıyorum." Kırıntılarını toplayan kısık sesim, Kuzeyin kalbinin kapısının yanında büzüşmüş halde uzanıyordu. " Bende öyle yapıyorum." Dedikten sonra elimden tutarak ayağa kaldırdı ikimizi de. Rüzgarın acı tokatını, bacaklarımda ve sırtımda hissetmeye başlamıştım.

" Ruhum sensizlikte her gece adını yakarırken bu bedende ben, gene senin aşkına sığındım. Sessizliğin çığ gibi büyüdüğü bu yüreğim, bir tek senin adını feryat ettirdi bu dile. Özlem sırtımı kamçılarken, ben inatla seni sevmeye devam ettim." Ben söylediklerine ağlarken, o kusursuz yüzüne kocaman bir gülüş çizerek bana bakmaya devam etti.

" Kuzey!" Tam dudaklarımı zorla aralamış, iki paçavra kelime edecekken parmaklarını dudaklarıma bastırıp, alnını alnıma yasladı. " Bana bir şey deme Hazal. Kaldıramam içim acır. Bana hüzünle bakma, burukça gülümseme bedenim yaşlanıp etlerim yara açsa da ben seni ilk gün ki gibi sevmeye devam ederim. Sende beni sevmeye devam et. Lütfen... Hazal'ım biz seninle sonlu bir dünyanın sonsuzluğu olalım."

Gözyaşlarımı serbest bırakıp yüzlerimize karışmasına izin verdim. Üzerimize ne kadar karanlık atsalar da aşkımız aydınlık yolu bulur gene birbirine karışırdı. " Ellerimi bağlasalar, derimi yüzseler, gözlerimi yerinden sökseler asla ama asla sana yemin ederim seni sevmekten vazgeçmeyeceğim." Nefesi dudaklarımda dolaşıp, aşkını üflüyordu hücrelerime. Tenime değen teni tüm pürüzlüğüne rağmen, beni benden alıyordu.

" Her zaman ama her zaman seni seveceğime yemin ediyorum."

" Her zaman, her durumda seni seveceğime yemin ediyorum." Başlarımızı kaldırıp birbirimize baktık. Onun kahveleri de acıyla nemliydi benimde öyle. O her zerresine kadar aşk kokuyordu bende öyle. O umuttu ben ise aşktım. Üzerlerimize örtülen acılara rağmen mutluyduk biz. Çünkü bizdik.

" Sonsuza dek."

" Sonsuza dek."

Yeni Hikayeme göz atmayı unutmayın lütfen.

UMUDUN ADI AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin