Bu bölüm de bana yardımlarından dolayı Bilal ÖZYILDIRIM 'a sonsuz teşekkürler...Gök mavi olmadı sen gittikten sonra Melek ...
Yiğit kafasında bu cümleyi tekrarlayıp duruyordu. Az önce olan şey... Nasıl öğrenmişti Dalya? Daha da önemlisi ne kadar öğrenmişti? Peki ya ani tepkisi? Bunu neden yapmıştı... Şu an pişmandı ama geride adım atacak değildi. Bu kıza karşı koyamadığı bir pişmanlık duyuyordu. En başından itibaren... Yiğit annesinin yatağına uzandı.Dalya'da çocuk odasında bir yatağa uzanmıştı. Ve o da pişmanlık içinde olanları düşünüyordu. Yiğit'e bağırmak saçmaydı. Çünkü Melek her kimse Yiğit 'in canını yaktığı belliydi. Ama artık çok geçti. Uyumaya karar verdi Dalya çünkü ancak böyle unutabilirdi tüm olanları...
#
Gece iki gibi uyandı Dalya. Gördüğü rüyadan korkmuştu. Mutfağa gitti. Dolaptan bir şişe su çıkardı. Su şişelerinin yanında gördüğü viski şişeleri aklına bir şeyler getirmişti. Viski şişelerini ve iki bardak alarak Yiğit'in odasının önünde durdu. Acaba uyuyor mu diye düşündü. Ama sonra kapıyı çaldı. Ses gelmeyince kapıyı araladı. Yiğit uyuyordu. Dalya elindekileri yere bıraktı. Usulca Yiğit'in yanına uzandı.
Yiğit uyandı ancak yanına yatan konuşmaya başlayınca gözlerini kapalı tutmayı tercih etti." Özür dilerim...Canını acıttığım için çok özür dilerim...Ama ne yapayım tam bir kalas gibi duruyorsun , içinin acıyacağını , senin de bir kalbin olduğunu anlamak zor..."
Yiğit gözlerini açtı ve Dalya'ya döndü.
"Tamam özrün kabul edildi. Ayrıca sensin kalas..."
"Uyanıksın ve beni mi dinliyorsun?"
"Bil bakalım bunu başka kim yapıyor Dalya?"
İmalı söylenen bu cümleden sonra Dalya gözlerini devirdi.
"Gecenin bu saatinde , benim odamda, benim yatağım da ne aradığını sorsam pek yanlış olmaz her halde?"
" Özür dilemeye geldik işte..."
"Dilediğine göre gidebilirsin..."
"Belki bir şeyler içeriz diye düşünmüştüm?" dedi Dalya yerdeki şişeleri göstererek.
"Bu saatte?"
"Evet!"
"Tamam nasıl istersen ." dedi Yiğit ve Dalya ellerini çırptı.
Yataktan zıplayıp şişeyi ve bardakları aldı. Yiğit'e bir kadeh doldurdu ve uzattı. Kendi kadehini de dolduracaktı ki Yiğit şişeyi elinden aldı.Dalya'nın şaşkın bakışları eşliğinde kadehi dolduran Yiğit kadehi Dalya'ya uzattı. Ve konuşmaya başladı.
"Sana... Kavgalarımıza... Düşmanlığımıza... " dedi Yiğit .
Ve Dalya devam ettirdi.
"Sana... Aşkıma... Zamana...""Bana aşık mısın?"
"Belki..."
"Bana aşık olma Dalya... Canını yakarım... Öyle yada böyle... Bana aşık olma... Çünkü benimde sana aşık olmamı istersin... Bana aşık olma ..."
Yiğit bu sözleri sarfederken Dalya'ya viski şişesinin birini uzattı kendi de diğerini aldı."Neden bana aşık olamazsın Yiğit? Aşktan mı korkuyorsun?"
"Bak sana aşık olamam. Çünkü senin o miden de uçuşan kelebekler 3 günlük... Benim mide de kargalar var... Ve kargalar 150 yıl yaşar... Sen gidince 150 yıl acı çekerim ben... Bunu bana yapma..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA İNAT[beklemede]
Novela Juvenilİntikamı iliklerinize kadar hissederken bir anda dünyanız değişse siz ne yapardınız?