Multiye Dolunay 'ı koyacaktım ama bu gün yasta olduğum için sadece... Yazamıyorum bile arkadaşlar. Ne acı bir gün. Hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Kalbim hattinden fazla acıyor. Allah kimseyi babasız bırakmasın. En çok bunu diliyorum çünkü babasız kalmak ne demek biliyorum. Tüm şehitler ailelerinin acılarına ortakmışım gibi hisseden sadece ben değilimdir umarım... Allah tüm ülkeye sabır versin...
#######...
Var olmak mı , yok olmak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin, yumruklarına ,oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?
Ölmek ,uyumak sadece!Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından ,
Ne düşler görebilir insan , düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahırına, gururunun çiğnenmesine,
Sevginin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine,
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altından inleyip terlemek ,
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa ,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük ,yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden ,
Bir iş ,bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
Ama sus, bak, güzel Ophelia geliyor.
Peri kızı dualarında unutma beni,
Ve bütün günahlarımı.
...
Hamlet / William SHAKESPEARE
<------------**********------------->Olanlara hala inanmıyordu Yiğit. Nasıl olmuştu herşey. Bir an da Dalya 'yı öldürmek istemişti. Sonrada onu bu eve getirmişti. Tüm çocukluğunun doğduğu ve öldüğü bu eve. Geçmişe dair tüm hüzünleri ve sevinçleri saklayan bu eve... Ne yapmalı ,nasıl davranmalı artık hiç kestiremiyordu.
Korku; Yiğit için ne kadar uzak bir kelime idi. Ama şimdi Dalya uyanamayacak diye korku yavaş yavaş tüm bedenini ele geçiriyordu. Oysaki daha önce bir çok insanı gözünü kırpmadan öldüren o değil miydi?
Yavaşça ayağa kalktı Yiğit ve o kitablığa doğru yürüdü. Annesinin o muhteşem kitaplarını hiç bıkmadan yıllarca saklayan kitaplık... Elini kitapların üstünde dolaştırıp rastgele bir kitab aldı kendine... Yiğit'in en sevdiği yazardı bu. Shakespeare...'Tanrım yine mi bu deli yazar.' diye geçirdi içinden Yiğit. Ve ağır hareketlerle Dalya 'nın baş ucuna ilerledi. Kitab ayracının olduğu sayfayı açtı ve okumaya başladı. Okudu, okudu ve okudu. Bıkmadan okudu. Farkında olmadan tam 1 saat boyu okudu.
Şimdi ise sesli okuyordu.(Sesli.okunan bölüm yukarıya yazılmıştır.)
Dalya 'ya bir göz attı ve sesli okuduğu ,aynı zamanda ezberinde olan satırları yeniden Dalya 'ya baka baka, üstüne basa basa dile getirdi."...Ama sus, bak, güzel Dalya geliyor. Peri kızı dualarında unutma beni ve bütün günahlarımı..."
Yiğit son kelimeleri dile getirirken Dalya kıpırdandı.
"Anne istemiyorum..." dedi boğuk bir sesle.Ve Yiğit kendini boşluğa bıraktı. Bu evde 'anne ' demeyeli ne kadar uzun zaman olmuştu. Yiğit istem dışı kendini annesinin odasına attı.
Herşey Annesi ölürken nasıl ise şimdi de öyleydi. Dile kolay 12 yıl... Bu odaya girmeyeli , annesinin kokusunu içine doyarak çekmeyeli, o tüm ailenin gülümsediği fotoğrafı görmeyeli tam 12 yıl olmuştu. Yiğit için cehennemin içinde geçen 12 yıl...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHA İNAT[beklemede]
Novela Juvenilİntikamı iliklerinize kadar hissederken bir anda dünyanız değişse siz ne yapardınız?