BÖLÜM 14: LANET

10.4K 675 57
                                    

Olanlardan sonra karışık duygularla eve geri döndük. Rüzgâr'a yolda gelirken neler gördüğümü anlatmıştım. Duydukları onu mutlu etmemişti. Güçlerimin beni kontrol ettiğinden o da ben de artık emindik. Eve geldiğimizde ise Edis ve Aras yoktu, onlar olmadığı için büyük bir sessizlik karşıladı beni. İçeri girince spor ayakkabılarımı yorgun bir şekilde çıkarttım. Giderken çıkardığım terliklerim hala kapının yanında duruyordu. Terliklerimi giymemle rahatlayan ayaklarım bana yürümenin artık daha kolay olacağını söylüyordu. Spor ayakkabılar ne kadar rahat olsa da bugün uzun zaman sonra güçlerim tekrar kendini göstermişti. Bedenim bu yüzden bana ihanet ediyordu.

Boş salona baktığımda dikkatim direk pencereye gitti. Yavaş yavaş pencereye doğru yaklaştım. Nadiren huzur bulduğum,genelde düşünmek için geldiğim pencereye yine gelmiştim. Ormana bakarak derin bir iç çektim. Sanırım her şey karmakarışık olma yolunda ilerliyordu. O sırada Rüzgâr arkadan seslendi.

"Soğuk Kırmızı'dan kimseye bahsetme. Gözlerinin kırmızıya dönüştüğünü kimse bilmemeli." Dışarı bakmaktan vazgeçip salonun kapısında endişeyle bana bakan Rüzgâr'a döndüm. Deri montunu çıkarmış ellerini de pantolonunun cebine saklamıştı.

"Tamam... Ama neden?" Omuzlarımı yukarı kaldırıp indirdim.

"Kimseye güvenmiyorum. Senden başka kimseye güvenmiyorum." Diyerek başını sağa sola salladı.

"Bana neden güveniyorsun?"

"Bilmiyorum. Sadece güveniyorum. Herkesten çok hem de." Gözlerimizi bir an bile birbirimizden ayırmamıştık. Gördüklerim yüzünden bu söylediklerine tepkisiz kaldım.

"Ne yapmalıyız?" Artık bir şeyler yapmamız gerekiyordu.

"Sen güçlerini değil güçlerin seni kontrol ediyor değil mi?" Sağ elini cebinden çıkararak çenesine götürdü ve düşünmeye başladı.

"Evet." İfadesizdim.

"O zaman biz de seni kontrol etmesine izin vereceğiz." Elini çenesinden çekip pantolonun cebine yeniden soktu.

"Bundan emin değilim." Diyerek "Hayır," anlamında başıma iki yana salladım. Bu çok kötü sonuçlara yol açabilirdi.

"Minel hadi ama. Sadece deneyeceğiz. Gördüklerin bize yardım edebilir." Yürüyerek yanıma gelmişti.

"Ben onları yaşıyorum." Korkuyordum. İçimden bir ses ne olacağını öğrenmek istemiyordu.

"Bana güven." Gözlerindeki bakış onu olduğundan daha çok sevimli yapmıştı. Kaşlarını yukarı kaldırıp dudaklarını büzerek bu sevimliliğini iki katına çıkardı. Bu hareketler Rüzgâr'a göre değildi. Aslında onu ilk kez böyle görüyordum ve söylediklerine inanmasa bana böyle yalvarmazdı.

"Sana güveniyorum ama bu söylediklerini yapamam. Kendimi güçlü hissetmiyorum." Gözlerimi ondan kaçırdım. Yoksa bu yüz ifadesine hayır diyemeyecektim.

"Bence işe yarayacak. Kendin hakkında,senden öncekiler hakkında bir şeyler öğrenebiliriz." Sesi oldukça ısrarcıydı.

"Yine gözlerim değişirse?" Sesim oldukça sessizdi. Bakışlarımı ise tekrar ona çevirmiştim.

"Değişmeyecek." Aklına güzel bir şey gelmiş olacak ki bir psikopat gibi gülümsedi.

"Nasıl?"

"Tekrar uyuyacaksın. Gözlerin açık rüya görmeyeceksin." Bir şeyler bulmuş gibi seviniyordu. Gözleri heyecan doluydu.

"Yine de mantıklı gelmiyor." Uzun zamandır bir şey görmedim ama ormanda gözlerim açıkken aniden bir şeyler gördüm. Gördüğüm görüntüler hiç hoş değildi. Şimdi de yine aynı şeyleri görmekten korkuyordum.

SOĞUK KIRMIZI SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin