-6. Bölüm

14 1 0
                                    

Eve geldiğimde çantamı girişe bırakıp odama çıktım. Tam müzik dinliyecekken aklıma Zeynep geldi. Bir kaç gündür hiç konuşmamıştık. Bu tuhaftı çünkü okula gelmediğinde bile nerede olduğunu haber vermek için arardı.
Telaşlanmıştım. Hemen telefonuma sarılıp Zeynep'i aradım. Beşinci çalışta anca açtı. Sesi çok yorgun geliyordu. Nasıl olduğunu sorduğumda kötü diyip kestirip attı. Bu tuhaftı. Hayır, hayır. Bu ÇOK tuhaftı. Çünkü Zeynep ağladığında bile iyi olduğunu söylerdi. O an anladım ki "kötüyüm" deme şansını bu günler için saklıyordu ve onun kötüsü de buydu. Fakat şuanda bunlarla uğraşacak vaktim yoktu. Telaşla nerede olduklarını sordum. Karakolda olduklarını söyledi. Zor da olsa ondan adresi koparmayı başardım ve bir taksi çağırdım.
***
Kendimi karakolun kapısından nasıl içeri attığımı bilmiyorum. Zeynep'i koltuklardan birinde dizlerini karnına çekmiş kafasını da dizlerinin üstüne gömmüş bir biçimde buldum. Ağladığına emindim. Siyah, kıvırcık saçları omuzlarının iki yanından dirseğine kadar uzanıyordu. Ona doğru yürüyüp yanındaki koltuğa iliştim. Kafasını kaldırıp bana baktı ama bir şey söylemedi. Başını kaldırıp ona sarıldım ve kulağına " Her şey geçecek. Güven bana, " diye fısıldadım. Açıkcası bu söylediğime şuan ben bile güvenemiyordum. Ama sanırım söylediklerim işe yaramıştı. Ağlamayı kesti ve bana sarıldı.
Bir kaç dakika öyle durduktan sonra ona asıl soruyu sormam gerektiğini kendime hatırlattım. Birbirine kenetlediğim ellerimi açtım ve başını yukarıya kaldırarak bana bakmasını sağladım ve sessizce " Sen yapmadın değil mi? " diye sordum. Onun yapmadığını biliyordum ama yinede içimden bir ses sormam gerektiğini söylemişti. Başını ' hayır ' anlamında iki yana salladı ve tekrar ağlamaya başladı. Ona tekrar sarıldım. Ve ona söz verdim:
- Gerçek katili bulacaktım.

İsimsiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin