Özel Bölüm

215 21 29
                                    

Elif;

Aşağı inen dalgamı, son bir dokunuşla düzeltirken aynadaki yansımama kararsız bir şekilde bakarak ayağa kalktım. Birazdan Cem gelecekti ve ben ona güzel görünmek istiyordum; her aşık kız gibi.

Daha fazla oyalanmadan odadan ayrıldığımda Ahmet'in bana doğru yaklaştığını görünce bir panik dalgası geçti bedenimden. Gözlerimi onun üzerinden çekmeden, kendimden emin bir şekilde ilerledim bende, ona doğru.

"Nereye?" diye sordu, kalın bir sesle. Umursamadan yanından geçeceğim sırada kolumdan tuttu. "Sana soru sordum!"

Hiddetle kolumu ondan kurtarırken tek kelime etmedim. Sürekli bana karışması, sinirlerimi bozuyordu artık.

"Ne o? Abine trip mi atacaksın?"

Cevap vermedim.

"Komik," diye mırıldandı. "Çok komik."

Neden nefes alış verişlerim, bu denli korku yayıyordu? Hala doruklarda gezen gururumu desteklemek istercesine çenemi kaldırarak bir adım sağa kaydım ve yeniden ilerlemeye yeltendim. Ki... Yeltendim sadece. Sonuç, başarısız!

Bir anda sıktığı kolumun acısıyla inlerken "O piç için bana trip atman, gerçekten çok komik!" diye tısladı, kolumu biraz daha sıkarken.

"Ona o şekilde hitap etmeyi kes Ahmet!"

Yavaşça kolumu serbest bıraktı.

"Niye? Onun gibilere öyle söylenmiyor muydu?"

Görüşümü bulanıklaştıran yaşlarla birlikte sessizce Ahmet'in hain sırıtışının yüzünde yayılmasına şahitlik ettim, tek kelime etmeden.

"Elif sakın karşımda ağlama," dedi iki kolumuda tutup bedenimi kendine çevirirken. "O piç için karşımda gözlerini sulandırma."

Gözlerimi yumarak yaşın yanağıma süzülmesine izin verdim. Omuzlarımı sarsıp, sesini yükseltti.

"Kahretsin! Tamam ağlama!"

Omuz silkerek başımı olumsuz anlamda salladım. Ahmet, kesinlikle ağlamama dayanamıyordu ve her seferinde bu numaramı yiyordu!

"Sürekli arkadaşlarımın yanında beni rencide ediyorsun. Ben kötü bir şey yapmıyorum ki; sadece seviyorum, abi."

Dudaklarımı birbirine bastırarak yaşların gelmesine engel olmaya çalıştım. Bu kadar yeterliydi, daha fazla göz makyajımın akmasına gerek yoktu. Bakışlarımı, Ahmet'e çevirdiğim sırada sıkıntıyla nefesini dışarı verdi ve başını iki yana salladı.

"Yanlış arkadaşlıklar kuruyorsun, Elif. Onları sevmediğimi biliyorsun üstelik."

"Ama ben onları seviyorum. Hem tanısan sende sev-"

"Elif kes sesini!" diye kesti sözümü, yüksek sesle. Daha sonra ellerini omuzlarımdan çekti. "Tamam nereye gidiyorsan git şimdi."

Sessizce başımı olumlu anlamda sallayarak gülümsedim. Ahmet, yüzüne samimi gülüşlerinden birini yerleştirirken arkasını dönerek uzaklaştı. İçimde tuttuğum tüm havayı, hışımla dışarı verirken adımlarımı hızlandırarak bahçeye doğru ilerledim.

Aklımın hala Nilde olması İçimde huzursuzluk aşılarken, Yağız'ın onun yanında olmasıyla telkin ediyordum kendimi. Nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikre bile sahip değildim ancak iyi olmasını umuyordum. Ondan yiyeceğim azara bile razıydım. Azar demişken... Nil, kesinlikle bana çok sinirli olmalıydı ve içimden bir ses o azarın, yolda olduğunu söylüyordu!

KİMSESİZLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin