TANITIM

1.8K 73 32
                                    

4 yıl önce her ne yaşanmışdı bilinmez ama 4 yıl sonrası belliydi Karan için...

Kendini ve karısını sonsuz karanlığına hapsedeceği bir ömür , bekliyordu onları...

Ve 4 yıl sonra....

Sinirini ve öfkesini kontrol etmeye çalışan adam yumruğunu sıkarak iki adımda Sonyanın yanında aldı soluğu, başını kaldırdı ve yine en iyi yaptığı şeyi yaparak tüm kinini ve öfkesini kustu biricik karısına:

-Sana tahammül edemiyorum, yüzünü bile görmek istemiyorum , bir daha sakın yüzüme bakma, olduğum yerde yüzünü görmek dahi istemiyorum , hiçbir şekilde artık sana tahammülüm yok anladın mı beni ?!

dedi ve arkasını dönüp tam gidecekken duyduklarıyla yerinde çivilendi . Çünki arada ufak tefek mırıldanmalarını saymazsak tam 4 yıldır bir kere bile olsa asla Sonyanın sesini duymamıştı Karan . Genç kadın 4 yıldır içinde biriktirdiyi acı ,öfke ve üzüntünün verdiyi cesaret ile konuşmaya başlamışdı.Tüm cesareti ile gözlerinden dökülen yaşları sildi ve tüm salonu inleten ses tonuyla konuşmaya başladı.

-Neden,neden neden bana bu kinin, öfken, nefretin. Sebebi ne , ben seni hiç tanımadım ki.......

Sen geldin , bir anda hayatıma girdin, hayatımı darmadağın ederek beni sonsuz karanlığına kapatdın.

Ve  son bir kez cesaretini toplayıp ,yalvarırcasına öldürücü darbeyi vurdu ve Karanın ayağını yerden kesen o cümleyi söyledi.

-Beni istemiyorsan, bana tahammül bile edemiyorsan bırak gideyim dedi. Bu cümleyi hiç duymadı ki Karan. Ondan sana nefret ediyorum ,seni görmek dahi istemiyorum demesini beklerdi ama bu cümleyi asla kabul edemezdi ki ....

Karan için Sonyasız bir dünya yoktu ,mümkünsüz birşeydi. Duyduğu sözlerle tekrar geri döndü Karan ve bu sefer öfkesi daha bir büyük ,daha bir sınırsızdı. Kızın başını aşağı eyip aynı bir gladiatör gibi durmasına aldırmadan elini çenesine uzatıp gözlerine bakmaya zorladı ve bir an yine aynı hisleri yaşadı. O gözlerde nefretinin ,kininin sebebini gördü yine. O kin ve öfkeyle dolmuş gözlerini kızın gözlerinden ayırmadan konuşmaya başladı.

-Ben istemeden bu sonsuz karanlıktan asla gidemezsin , çünki bu kalbin tek sahibi benim ve ben istemeden asla ne kalbimden , ne de hayatımdan gidemezsin ,anladın mı gidemezsinnn.....

Adamın sözleri hep yakardı , acıtırdı Sonyanın kalbini, ama bu defa farklıydı ,bu defa bambaşkaydı. Bu defa sözler canını yakmamışdı , bilakis yüregini söküp eline vermişdi. Gözleri dolan Sonya gitmek üzere olan adamın elinden tutup durdurdu onu ve o an kendi de bilmediği bir ateş sardı tüm bedenini .Son bir cesaretle gözlerini Karanın gözlerinden çekmeden bir kez daha

NEDEN???

dedi yalvarırcasına...

Adam bir adım daha yaklaştı Sonyaya , gözlerini o yemyeşil derinliklere hapis etti ,ama tek bir farkla bu defa Karanın gözlerinde sadece acı vardı. Sonyanın tuttuğu elini yüreğinin üstüne koydu ve ona daha da yakınlaşdı. Sonra da dudaklarından o acılı cümle döküldü:

- YÜREGİNE SOR.....

28.10.15

BİRAZ YAŞANMIŞ, BİRAZ YAŞANMAMIŞ, BİRAZ DA YAŞANMASINI İSTEDİĞİM ŞEYLERİN OLDUĞU BİR HİKAYE.

İLK KEZ SEVDİĞİM HİNDİSTAN MEVZUSUNDA YAZIYORUM,UMARIM SALMAN KHAN FANLARI BEĞENİR.....

YÜREGİNE  SORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin