Elma Şekeri ●18●

269 7 4
                                        


     Yine kısa bir bölümle geldim.Keşke daha uzun yazabilsem...☹️ İyi okumalar ☺️ Yorumlarınızı eksik etmeyin. ☺️

     Uzay ile otobüs durağına geldiğimizde beklemeye bile fırsatımız olmamıştı.Otobüs çoktan gelmişti bu durum bizim de işimize gelmişti. Okul durağına geldiğimizde ayaklarımın inmeye niyeti yoktu fakat zorluyordum. Beyaz demir kapının ufacık açık kalan aralığından bahçeye adım attık. Uzay omzuyla beni dürtüp gülümsedi. Bende ona karşılık ufak bir kahkaha attım.Başımı kaldırıp Alaz'ı görene kadar gülüyordum.Sınıfın camından bu tarafa doğru bakıyordu. Bakıyordu ama hiç hoş bakmıyordu,Uzay ne tarafa baktığımı görmek için kafasını çevirdi ve aynı manzara ile o da tanışmış oldu. Uzay'a olan tavrını hiç sevmiyordum aralarında ne vardı da bu kadar haz almıyorlardı birbirlerinden bilmiyordum ama bildiğim bir şey vardı. Ne olduğunu öğrenecektim. "Ne hoş bir manzara değil mi?" "Sorma sorma" bıkkın bir sesle ona katılmadan edemedim. "İyi dersler Uzay." Uzay'a el sallayıp lavaboya gitmek için yanından ayrıldım. Dersi kaçırdığım için sınıfın yanından bile geçmedim. Dokuzuncu sınıfların katındaki lavaboya girmeye karar vermiştim. Koridor bomboş ve sessizdi. Tıpkı ıssız bir sokak gibi. Çantamı tezgahın üzerine bırakıp ellerimi tezgahın kenarına yasladım. Saçlarım iki yanımdan sarkıyordu.Başımı kaldırdım aynadaki bene odaklandım. Alaz ne istiyordu ya da ne yapmaya çalışıyordu. Bu kadar dengesiz olamazdı bir insan ama o oluyordu işte.Alazdı o. Başımı salladım ve ellerimi yıkadım çantamı alıp çıktım. Saatimi kontrol ettikten sonra zile daha var olduğunu fark ettim. Kütüphaneye inip kitap okuyarak vakit geçirmek en güzeliydi.Koridorun sonundaki merdivenlerden aşağı indim. Loş ışıktaki bomboş koridorda kütüphaneye ilerledim. Okul kütüphanesi birçok okulunkine göre çok iyiydi.Masalar,sandalyeler ve kitap rafları...Üniversite kütüphanesini andırıyordu. Eşyalarımı masalardan birine bıraktım ve rafların arasında dolaşmaya başladım. Birkaç raf gezdikten sonra "Uğultulu Tepeleri" durduğu yerden çıkarttım. Arkamı döndüğümde kitap raflarına zorla yaslandırılmıştım. "Ne istiyorsun?" krizim tutabilirdi ama o bunu düşünmezdi. " Sakin ol." Sakin ol deyince olunmuyordu. Öfkelenmiştim. "Ne istiyorsun dedim Alaz?" dedim tıslayarak. Sadece bakıyordu. Gözlerimi devirmeden edemedim. "Hala Uzay'la ne işin var?" "Arkadaşım.Çekilir misin? Hatta çekil." Hafifçe geri adım attı ve bana alan yarattı. "Onunla arkadaş olmanı istemiyorum Alya." Sert ve kuru bir sesle söylemişti.Gözleri donuk bir yeşildi. Bir hayli ürkütücü olmuştu bu hali. "Bu seni hiç mi ilgilendirmiyor Alaz." Bir şey söyleyemiyordu çünkü üzerimde bir yetkisi yoktu.

Aldığım kitabı geri yerine koydum yanından geçerek çantamı ve montumu hışımla alıp sınıfa çıktım. Kapının önünde biraz bekledikten sonra zil çaldı. Sınıftan hocanın çıkmasını beklerken yanıma Uzay geldi. " Derse girmedin mi? Başımı salladım. " Seni almaya gelmiştim.Bahçeye çıkarmak için." Gülümsedim ama bu tenefüslük bahçeye çıkmak istemiyordum. "Bu seferlik gelmeyeyim. Sen sınıfa gel." Birlikte sınıfa girdiğimizde Eylin ve Adal sırada uyuyorlardı. " Günaydın sevgili arkadaşlarım." "Alya! Neredesin sen?" Adal yerinden bile kıpırdamamıştı.Şaşırmamıştım. "Uzay'la kahvaltıdaydık." Eylin elini uzatıp kendini tanıttı. "Gerçi seni tanıyorum.Spor salonunda görüyordum." Eylin şirin bir tavırla konuşuyordu. "Bende öyle.Sanırım aynı gün derslerimiz." Eylin başını doğru anlmında sallamıştı.Sırama tamamen yerleştiğimde ders zili çalmaya başlamıştı. Uzay ve Eylin sohbeti koyulaştırmışlardı bile. "Uzay, bizim derse gireceksin galiba" takılarak. "Gidiyorum. Tamam." Çarpıkça sırıtarak Eylin ve bana el sallayıp kendi sınıfına gitti. Hoca geldiğinde Adal'ı dürterek ancak uyandırdık. Ders Psikolojiydi ve ben bundan hoşlanıyordum. Bazı konuları sıkıcı olsa da sevdiğim konuları ağır basıyordu.Özellikle rüya konusuna bayılıyordum.Bilinçaltıyla ilgili olan her şey dikkatimi çekerdi. Bir diğer konuysa hipnozdu. En zevklisiydi bana göre. Ders benim açımdan verimli Adal açısından verimsizdi. Ayakta uyuyordu ve bu haline gülmemek için kendimi zorluyordum.

Tenefüs zili çaldığında kantine inmek için sınıftan çıktık. O sırada Uzay'da yanımıza gelmişti. Hep beraber kantine indik. Sütlü kahvelerimizi alarak bahçedeki bankalardan birine oturduk. Alaz ve yanında ayırmadığı ve hala adını bilmediğim çocuk bahçeye çıktı. Onlara bakmaktan vazgeçip bizimkilere döndüm. "Badminton oynayalım mı?" Badminton oynamaya bayılıyordum. Bıraksalar sabaha kadar oynayacağım bir oyundu. "Eylin?" eline yalvararak baktığımdan kırmamış ve kabul etmişti. Beden hocasından ahı gitmiş vahı kalmış mor badmintonları alarak bahçede uygun bir yere geçtik.Eylin öyle bir atıyordu ki bazılarına boyum yetmiyordu. Bir sonra attığı tüy Alazların oraya gitmişti içimden lanet okuyarak ona baktım tüyü işaret ettim ama sadece tüye bakıp sırıttı sonra da bana baktı. Sinirli bir şekilde yanına gittim tüyü aldım. "Atsan eline yapışırdı zaten." Kendime hakim olmamıştım.Gerçekten ondan nefret ediyordum. Bundan sonra okul dışında onu görmeyecektim zaten.

Adal ve Uzay ile de bir tur oynadıktan sonra badmintonları teslim ettik.Son ders için sınıfa çıkmıştık ama ders boştu. Cam kenarından bir sıraya oturdum ve kulaklıklarımı taktım. Yanımda olan kitabımı da çantamdan çıkardım ve hafif bir müzik eşliğinde okumaya koyuldum.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 12, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Elma Şekeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin