Elma Şekeri ●14●

368 20 4
                                    

   İyi Okumalar :)  

   Elimde duran beyaz kağıdı buruşturdum hışımla yerimden kalktım. Sehpadaki ‘ye beni’ diyen elma şekerinide kaptığımın gibi mutfağa gittim çöp kutusuna fırlattım.Ne yaptığı sanıyordu bilmiyorum.Bir gün öyle davranıp bir gün böyle davrnamazdı.O elma şekerini attığım içim içimi yiyordu çünkü elma şekerini çok seviyordum. Bana hep o adını bilmediğim çocuğu hatırlatıyordu.Kendimi toparladım ve koltukta duran telefonumu kontrol etmek içim kilidini açtım.Eylinden bir mesaj vardı.

-Bana İngilizce çalıştırman gerekiyor bize gel hem de burada kalırsın annemler evde değil.Hadi ne olursun xoxo

Geleceğimi bildiren mesajı yazıp gönderdim.Sıcak bir duş aldıktan sonra temiz kıyafetlerimi üzerime geçirdim.Okul çantamı hazırlayıp ufak bir çantaya da eşofmanlarımı yerleştirdim.Siyah okul çorabım kahve olduğundan yedek bir çorabı da çantaya attım.Bir ara gidip birkaç tane almam gerektiğini aklımın bir köşesine yazdıktan sonra evin kapısını kilitledim ve kulaklıklarımı taktım.Otobüs durağına geldiğimde kimse yoktu ve hava karanlıktı.Yoldan pek fazla araba geçmiyordu da.Otobüs kartımı çantamın ön gözünden çıkarttım ve beklemeye başladım.Siyah bir araba durağın önünde durdu.Camını aşağı indirdiğinde sabrımın son damlalarına geldiğini hissettim.

 “Bu saatte burada ne arıyorsun?” “Sanane.” Diye tersledim hemen.Arkasında gelen otobüsü gördüğümde hızlıca ona doğru yürüdüm. Arkamdan bir şeyler söyleniyordu açıkçası umrumda olmadığından otobüse bindim.Boş bulduğum bir yere oturduktan sonra başımı cama yaslayarak dışarı izlemeye başladım.Alaz’ın arabası arkada kalmıştı.Alaz’ın arabası.Onun arabası olduğunu bile bilmiyordum.Bundan bahsetmemişti bile.Zengin züppelerden biriydi o da.Onu düşünmekten vazgeçip yola odaklandım.Tekerleğin altındaki yol yıllar gibi hızlıca ilerliyordu.Tekerlek insandı yol ise yıllar.O kadar çabuk geçiyordu ve yaşanılan şeyleri çok uzakta bırakıyor ama bazı şeyler yine de gitmiyordu.Eylin’in söylediği durakta indim ve ilk sokaktan içeri girdim.Yeşillikli çok hoş bir yerdi.Yan yana müstakil evlerin olduğu şirin bir sokaktı.Eylin kapıda beni bekleyeceğini söylemişti.

 -Sokaktayım.

   İki ev önümde  Eylin dışarı çıktı ve bana koşarak sarıldı.Onun böyle davranması beni çok şaşırtıyordu şunun şurasında daha tanışalı ne kadar olmuştu ki.Adal ve Eylin’e göre soğuktum ben.Yıllardır beni tanıyorlarmış gibi davranmaları beni şaşırtıyor aynı zamanda mutlu ediyordu. Birlikte eve doğru ilerledik.Açık mavi,ufak,iki katlı bir evin önüne geldiğimizde Eylin demir kapıyı açtı.Evin içi büyüktü.Oysa ki dışarıdan küçük duruyordu.Spor bir şekilde dekore edilmiş bir salondu. “Yukarı çıkalım.” Neşeyle cıvıldayan Eylin’in arkasından merdivenleri bir bir tırmandım. “Şu soldaki annemlerin odası.Burası misafirler için vee işte burasıda benim odam.” Diye şakıdı.Kocaman bir odası vardı.Yeşil,pembe,mavi gibi renklerden oluşuyordu. “Harika.” Diyerek kahkaha attım.Cidden harikaydı.Aşağı mutfağa inip bir şeyler atıştıralım dedik ama üşendiğimiz için dışarıdan söylemeye karar verdik.İki büyük boy pizza söyledik.Evde içecek yoktu.Ben de Eylin ile birlikte markete gitmek için hazırlandım.Market çok uzak uzak değildi.İki dakikada gelmiştik.Eylin elinde kocaman iki ıce tea ve paket paket cipslerle kasaya doğru yürüdü. “Bunları kim yiyecek?” “Biz” diye bağırdı kısık sesle.Bu söylediğini ona hatırlatacaktım çünkü bu kadar şeyi yiyemeyecektik.Belki o yerdi ama.Eylin ödemeyi yaparken bende aldıklarımızı poşetledim.Tam dört torba etmişti.İkisi ben de ikisi Eylin de olacak şekilde taşıyorduk.Eve girdik ve beş dakika sonra kapı çaldı.Kapıya bakmak için koşar adımlarla gittim.Pizzacı yüzünde bıkkın bir ifade ile kutuları tutuyordu.Çantamdan çıkardığım parayı uzattım ve kutuları aldım.Ayağımla kapıyı kapatıp mutfağa gittim.Pizzaları tabaklara koydum Eylin de cipsleri kaselere boşalttı.İçecekleri büyük bardaklara koyduktan sonra salona geçtik yere oturup televizyonu kurcalamaya başladık ama hiçbir şey yoktu.Bilgisayarı önümüze koyduk ve ikimizin de favori dizisini açtık.Hem pizzaları yiyor hem izliyorduk.Pizzalar bittiğinde cips kaselerini aldık ama benim karnım şimdiden doymuştu bile.Eylin habire yiyor ben de ona şaşkın gözlerimi dikip bakıyordum.

  Saatlerce film ve dizi izleyip patlayana kadar yedik.Tüm her şey bittiğinde ellerimiz karnımızda ovuşturarak kendimize gelmeye çalışıyorduk.Kalkacak halde değildik.Yarım saat sonra çantamı da alıp yukarı çıktım.Eylin banyodan çıkıp geldiğinde bana bön bön bakıyordu.

  “Yok artık.Ders çalışmayacağız herhalde.” Bön bön bakma sırası bana gelmişti. “Eylin beni bu yüzden çağırdığını hatırlıyorum güzel arkadaşım.” Önce anlamamış bir suratla bana baktı sonra “Öyle miydi ya” dedi. Kahkaha mı serbest bıraktım ve karnım ağrıyana kadar güldüm.Eylin de bana katıldı. “O kadar çok şey yedim kafa yaptı herhalde.” “Belli.” Dedim ve kıkırdadım.Bir kaç saat Eylin’e der çalıştırdıktan sonra yatağa geçtik.Oradan buradan konuşurken saat baya bir geç olmuştu ve erken kalkmamız gerekiyordu.

    Sabah erkenden kalktım.Üstümü başımı giyindim.Saçlarımı Eyln’in düzleştiricisi ile düzleştirdim.Eylin hala uyanmamıştı uyandırmak için yanına gittim. “Eylin kalk hadi okula geç kalıcaz.” Biraz dürtükledim ama yine uyanmadı. Tekrar seslendim olmadı. “Eylin artık uyanacak mısın?İngilizce sınavı neredeyse başlayacak!”  Bir anda yataktan fırladı çok komik görünüyordu ve kahkahamı durduramadım. “Sana inanamıyorum Alya.” Sitem etmesine aldırış etmedim. “Uyanmıyordun.” Gözlerini devirdi ve gülmeye başladı.

  Eylin’de hazırlandıktan sonra evden çıktık ufak çantam onda kalmıştı çünkü şuan eve uğrayamazdım.Çıkışta gidip alacaktım.Otobüs durağına gittiğimizde hemen otobüs gelmişti.Sabah olduğu için biraz doluydu ama yinede boş yer bulmuştuk.Okula geldiğimizde Adal çoktan banka oturmuş müzik dinliyordu.Yanına gidip kulaklığını çektim. “Günaydın” Adal ikimize de cevap verdiğinde kantine gittik.Hava soğuk olduğundan öğrenciler kantine doluşmuşlardı.Eylin ile yiyecek ve içeceğimizi aldıktan sonra sınıfta yemek için çantamıza sıkıştırdık.Hergün ki sıraya geçip sınıfa çıktık.Dün Eylin’e ders çalıştırırken ödevi de yapmıştık.İlk iki ders sıkıcı bir şekilde geçmişti ama sonra ki ders İngilizce ve ondan sonrakilerde beden olduğundan baya bir iyiydi.İngilizceyide bol tebrikli bir şekilde bitirdikten sonra beden dersi için aşağı indik.Spor salonunda yapılacaktı.Bizden başka bir sınıf daha olduğunda biraz kalabalıktık.Hoca sıraya geçmemizi söyledi erkekler bir tarafa kızlar bir tarafa olacak şekilde sıraya geçmiştik.Bir yanımda Belin diğer tarafımda Eylin duruyordu. “Merhaba Alya.Naber?” Belin’in şirin ses tonunu duyduğumda gülümsedim. “İyiyim sen nasılsın?” İlk kez sınıftan Eylin ve Adal dışında biri ile konuşuyorum.Tuhaf bir şekilde mutlu olmuştum. “Acaba bana İngilizce çalıştırabilir misin?” “Evet.Tabi çalıştırırım.” Kısa konuşmamızın ardından hoca yoklamayı bitirmişti.Sınıfta ki erkeklerin birazı basketbol diğerleri de voleybola gitmişti.Kızlar da dağılmıştı.Adal basketbol oynadığından onu izleyecektik.Eylin ile birlikte tribüne geçi oturduk.Bizim gibi birkaç kız daha vardı.Çoğunlukla diğer sınıfın kızlarıydı.Bizim sınıfa oranla daha kalabalıklardı. “Ben de gelebilir miyim?” “Gelebilirsin.” Dedim. “Şehir dışından döndün sonunda.” Eylin Belin’e dönmüştü. “Evet.Çok fazla sıkıcıydı.”Belin tatlı bir kızdı.Daha dün buraya gelmişti. “Alya,Belin bizimle birlikteydi sonra şehir dışına taşındılar bu sene tekrar döndü.” “Öyle mi ne güzel.” “Eee nerede kalacaksın?” Ailesi gelmemişti  demek. “Teyzem burada onunla kalacağım.”  

  Tenefüs zili çaldığında kantine çıkıp yemeklerimi almıştık.Tekrar spor salonuna  geri dönüp yerimize oturduk. Eylin ve Belin Adal ile bir şeyler konuşuyorlardı.Ben oturmayı tercih ettiğimden yanlarına gitmemiştim.

  “Hey.Merhaba.” sesi duyduğumda yanıma birinin oturduğunun farkında bile değildim. Ona döndüm ve dün bacağıma -yanlışlıkla- kahve  döken çocuk olduğunu gördüm. “Bacağın nasıl?” ona ufak bir tebessüm ettim “Merhaba.Bacağım iyi sorduğun için teşekkürler.” Tekrar önüme dönüp yemeğimle ilgilenmeye başladım. “Ben Uzay.” Adı Uzay olan çocuğa dönüp “Alya” dedim. “Yabancı dilci misin?” “Evet ya sen?” “Sayısal” Alaz’da sayısal öğrencisiydi.Aynı sınıfta değillerdi herhalde çünkü derste burada değildi.Uzay ile bir süre konuştuk.İyi bir çocuktu ama fazla egoluydu.Ders zili çaldığında yeniden sıraya geçtik.Son ders olduğundan çabuk geçmişti. “Alya bu gece de bizde kalsana hem Belin de gelecek kız gecesi olur.” “Eve gidiyim Eylin başka bir gün kalırım.”

  Eylinlere geldiğimizde kendimi bir koltuğa attım.Eylin’in cenesi  Belin’in ısrarlarıyla birleşince dillerinden kurtulmak için tamam demiştim ve işte şimdi Eylinlerdeydim. Kızlara baktığımda onlar da birer koltuğa uzanmıştı bile. Sadece biraz uyuyup uyanacaktım.Bunu onaylayan tüm vücudum uykuya teslim olmuştu.

Umarım beğenmişsinizdir.Oy ve Yorum :)

Elma Şekeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin