Elma Şekeri ●6●

510 30 2
                                    

    Cidden çok şanssızdım ben.Mutlu olmak için ve sıradan bir hayatımın olması için kaçmıştım fakat yine hayatımda fazla haraket vardı.Sarhoş olduğundan ve dayak yediği için kafasının yerinde olmadığını varsayarak yine daire numarasını sordum.Bıkkınlıkla “8”dedi.Aynı dairede oturuyor olmamız doğru olamazdı herhalde.Üzerimdeki siniri ve yardım ettiğim için pişmanlık duygumu bir kenara bıraktım ve kendi anahtarlarımı çıkarttım.İçeri geçip Alaz’ı oturttuktan sonra biraz pamuk ve tentürdiyot aldım ve geri yanına giderek yaralarını temizledim.Başıma ne iş açtığımı bile bilmiyordum.Tanımadığım bir çocuğu  evime almıştım üstelik.Şimdiden çok hareketlilik vardı.Kolundaki ve göbeğindeki morluklar için dolaptan aldığım soğuk beyaz kremi elime sürerek morluklara çok bastırmamaya özen göstererek kremi iyice yedirdim.Çoktan koltuğa sızıp kalmıştı.Üzerini örtmek için bir battaniye aldım ve boynu tutulmaması için ise yumuşak bir yastığı kolumun altına sıkıştırarak sessiz adımlarla yanına gittim.Başını hafifçe kaldırarak kolumun altındaki yastığı başının altına yerleştirdim.Bir şey homurdandı ama ne olduğunu anlayamadım.Yere bıraktığım kırk yamalı renkli battaniyeyi üzerine örterek kendi odama gittim.Üzerime pamuklu sıcak yeşil eşofmanlarımı giydim ve yatağımın içine kendimi attım.Yumuşak yastığım başımın düşmesiyle birlikte hemen ezildi ve göz kapaklarım uykuya dalmam için emir verdi.Emrine uyarak hemen uyudum.

     Sabah içeriden gelen tıkırtılarla uyandım.İlk başta korkmuştum ama sonradan  tıkırtıların nedeni aklıma dank etmişti.Hemen yatağımı düzelttim ve salona gittim.İnsan yattığı yeri toplardı diye düşünmeden edemedim.Mutfakta  olduğunu anladığımda  yanına gittim.”Biraz daha iyi misin?”diye sordum meraklanarak.”Evet.Biraz başım ağrıyor sadece.Teşekkür ederim bu arada.Artık gitsen iyi olur.” Gitsen iyi mi olur demişti o.  “Ne demek gitsen iyi olur?” diye sordum bu defa.Yavaşça arkasını dönerek cevap vermek için ağzını oynattı ”Burası benim evim olduğuna göre ve bana yardım ettiğin için burada kalmayı düşünmedin herhalde.” Benim evim.Bu da ne demek oluyordu.Kendi evimden beni kovuyordu.”Bir yanlış anlaşılma oldu herhalde ama burası benim evim.”dedim.Alayla kahkaha attığında sinirlenmiştim.Ne zannediyordu kendini.Ukala.”Bak kızım bana yardım ettin tamam ama yardım ettiğin için senin evin sayılmıyor bilmem anlatabiliyor muyum?”Gözlerimi kısrak ona baktım ve konuşmaya başladım. “Asıl ben anlatamıyorum galiba daha dün bu eve taşındım ben.Nerden senin oluyormuş?Ayrıca sen yaralı ve sarhoş olduğun için getirdim.Bu da sabah kalkınca ev senin oluyor anlamına gelmiyor.”

“Ben de bu eve dün yerleştim.Bu eşyaların da neden burada olduğunu bilmiyordum acıkcası.Aldığım yerin yanlış gönderdiğini sandım.Ama burası benim evim oluyor.” “Hayır.Benim evim oluyor.” Dedim ve kontratı ve evi aldığıma dair olan kağıdı aldım ve mutfak masasının üzerine sertçe koydum.”Al bak bakalım ev kiminmiş?” dedim bilmişçesine.”Aynı kağıttan bende de var.” dedi düşünür bir biçimde.Ne yani aynı ev ikimize de satılmış olmazdı.Olabilir miydi?Olmuştu bile.

“Dolandırıldık!!” ikimiz aynı anda konuşmuştuk.Gerçekten dolandırılmıştık.”Ev arkadaşıma  merhaba.” Sırıtarak konuştu.”Adamı polise şikayet etmeliyiz.” “Saf mısın kızım sen çoktan tabanları yağlamıştır adam.” Sinirden suratımın kıpkırmızı kesildiğini biliyordum ve bu onu eğlendiriyordu.Bir erkekle aynı evi mi paylaşacaktım.Tanımadığım bir erkek.Nasıl bir kaderim vardı benim böyle.Sıradan rahat kendi başıma olduğum bir hayat istemiştim ben sadece ama peşimi bir türlü bırakmıyorlardı.

(Bölümün kısalığı için kusura bakmayın ama dün de yayınladığımı varsayarsak problem olmayacağını düşünüyorum.İyi okumalar. Oy ve yorum lütfen :) )

Elma Şekeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin