Sokakta boş boş yürümeye devam ettim.Burnuma denizin hoş kokusu gelmeye başlayınca sahile geldiğimi anlayarak ilerledim.Deniz,Hiçbir şeyi üzerinde bırakmıyor.Ne varsa alıp uzaklara götürüyor.Sakin ama bir o kadar da hırçın.Bazen o koca gemileri nasıl taşıyor diye merak etmiyor değilim.Sabahları gökyüzünün o huzur veren rengini alıp geceleri bir çarşaf edasında gecenin soğuk,ürkütücü rengini üzerine alıyor.Boş bir bank bulup oturdum ve suyun kıyıya vurarak çıkardığı huzurlu sesle birlikte gözlerimi kapayarak dinlemeye başladım.Sanki bir klasik müzik orkestrasını en ön sırdan izliyormuşçasına hissediyordum.Bazen yüksek notaya çıkıyor ve sonrasında kendisini yavaşça bırakıyordu.Bu gelgiti seviyordum.Gözlerimi biraz daha kapalı tuttuktan sonra açtım ve karşımda ki gecenin içinde parlayan ışıklara göz gezdirdim.Harika bir görüntüydü.İster istemez yüzümde ufak bir tebessüm oluştu.Az ilerde benim yaşlarımda kızlı erkekli bir grup birbirleriyle şakalaşarak,kahkahalarla geliyorlardı.Kendilerine uygun bir yerde durdular ve ellerinde ki renkli bez parçası gibi şeyleri açtılar ve uçundaki mumu yakarak havaya bıraktılar.Kızlardan teki mutlulukla el çırptı ve yerinde birkaç kez havaya zıpladı.Yaktıkları dilek fenerleri havaya yükselip yıldız misali gecenin karanlığında yavaş yavaş kayboldu.”Çok güzeldi öyle değil mi?”gelen sesle başımı gökyüzünden ayırdım ve sesin geldiği tarafa döndüm.Yanımda oturuyordu,kumral saçları vardı.Bana baktı ve elindeki bira şişesini kafasına dikledi.Yeşil gözleri kızarmıştı.Başımı olumlu anlamda salladım “Evet çok hoştu.”dedim.Bira şişesini tekrar kafasına dikledi.Bittiğine emin olduktan sonra yanındaki çöp kutusuna hiç hoş olmayan bir şekilde fırlattı.Neyse ki çöpe atabilmeyi akıl edebilmişti.Bazı insanlar yediği veya içtiği bir şeyin kağıdını yada şişesini yere atıyordu.Çevreci bir kızdım.Dağınıklığı sevmezdim.Belki de bu huyum sürekli bana evi temizletip dağınıklığı toplamam için Aslı Hanımdan kalmıştı.”Daldın?”tekrar yanımda ki tanımadığım çocuğun sesiyle düşüncelerimden koptum.Neden benimle konuşmaya çalışıyordu ki sanki diğer herkes gibi görmezden gelemez miydi?Konuşmadım sadece başımı salladım.Adını bilmeğim çocuk omuz silkip siyah poşetindeki diğer bira şişesini açtı ve tekrardan kafasına dikledi.Neden bu kadar içiyordu? Üstü başı da öyle kötü değildi.Marka giyindiğine emindim ama başka bir derdi olmalıydı.Merak etmeyi kesip denizi tekrar izlemeye döndüm hava soğuktu ve burnumun kırmızılaştığına emindim hatta soğuktan yanaklarımda al al olmuştur çoktan.”Alaz.” “Anlamadım”dedim çocuğa karşılık olarak.Tekrar çocuğun gözlerine baktığımda sanki bir yerlerde gördüğümü sanmıştım.”Adım Alaz.”dedi bu sefer.Adını söylemişti.Belli ki konuşcak birilerini arıyordu ama yanlış kişiyi seçmişti.Kimse bana derdini anlatmazdı.”Sıra sende.”Bir yabancıya adımı verecek değildm değil mi?”Adımı bilmene gerek yok.İyi geceler sana.”deyip ayağa kalktım.Kesinlikle bu çocuğu bir yerlerde görmüştüm.Ben yürümeye devam ederken arkamdan bağırdı.”Sahiden de odunmuşsun.”Hızla arkamı döndüm ama sonra vazgeçip yoluma devam etmeye karar verdim.O da beni tanıyordu demek ki.Yürürken şöyle hafızamı zorladım ve sorumun cevabını buldum.Otelde çarptığım ve özür dilemediğim çocuktu o.Hatırlamıştım.Odun demesinin sebebi o zaman ki özür dilemeyişimdi.İçimde oluşan kahkahayı bastıran sesler yüzünden arkamı döndüm.Bir kaç serserinin otelde çarptığım çocuğa yani Alaz’a vurduğunu gördüm.Boş verip arkamı dönecekken Alaz’ın acı içindeki inlemelerini duyunca bir anlık kendi acı çığlıklarımı duyar gibi hissettim.Yerde acı içinde yatan Alaz’ın yanına koşar adımlarla ilerledim ve dizlerimin üzerine çöküp başını hafifçe kaldırdım.Çantamda ki kuru peçeteden bir tane alarak hafif bir şekilde kaşında ki ve dudağında ki akan kanı sildim.”İyi misin?”Çok aptalca bir soru olduğu düşünerek bir kolunu omzuma attım ve ayağa kalkması için yardım ettim.Kafası çokta yerinde değildi ve üstüne iyi bir dayak yemişti.Onu bu halde bırakamazdım çünkü an itibariyle kader ortağıydık.Evini sordum ve çok uzakta olmadığını belirten bir cümle yarım yamalak dudaklarının arasından döküldü.Uyanık kalmasını gerektiğini hatırlatmaya çalışsam da pek başarabildiği söylemezdi.Evini bir kez daha tarif etmesini söyledim bu kez daha anlaşır bir şekilde anlatmıştı.Aynı sokaktaydık.Sokağa girdiğimde hangi apartman olduğunuda söylediğinde bu kadar tesadüf olabilcağini anmıyordum fakat öyleydi çünkü aynı apartmanda oturuyorduk.Daire numarasını sormama gerek kalmadan kendisi zaten söylemişti.Her şey beni mi buluyordu cidden.Bu kadarı biraz fazlaydı.Hayatta en şanssız insandım ben…
(Sonunda yeni bölüm paylaşabildim.Biraz hatta baya bir geç geldiğini biliyorum ama performans ödevlerim günlük ödevlerimden dolayı yazamadım kusura bakmayın.Vote ve yorum lütfen :)) )
![](https://img.wattpad.com/cover/14317590-288-k90609.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elma Şekeri
Teen FictionEvlatlık bir kız......Sadece mutlu olmak için kaçtığı başka bir şehir........