Bölüm 20

38 2 0
                                    

"Peki neden ağlıyosun"

"Seni kaybetmekten ya ben orda ölseyd-" sözünü kestim.

"Ben varım kimse sana bişi yapamaz teline bile dokunamazlar"

Gözleri durmuştu. Onun ağlamasını istemiyodu. Ağlamasın diye uyumayı tercih ettim.

"Uyuyalım mı?"

"Olur ama ben sana sarılıcam" diyerek

"Bi günlük"
Başıyla onayladı. Arkamı ona dönerek tek eliyle sarıldı. Gözlerimi yummaya calışırken denizin burun cekişini duydum

"Ağlarsan seni dövücem"

"Özür dilerim ama-" sözünü kestim.

"Deniz mutlu olsanda o mavi gözlerinin bi damlası bile akmicak ne benim icin ne başkasının icin" dediğimde ses gelmedi bende uyumaya calıştım.

Sabah kalktığımda deniz arkamda uyuyodu uyandırmaya kıyamadım önümü ona döndüm yüz yüzeydik dudağına hafif bi öpücük kondurdum. Gözlerini acmadan öpücük öpüşmeye döndü.

"Gayet güzeldi"

"Bu kadar emin olma" demesi sorular getirdi kafama.

"Nasıl yani?"

"Gün geli... her neyse boş ver"

"Noldu şimdi ya " deniz yatakta yatarken bende duş alıp cıktım. Kıyafetlerim deniz odasındaydı almak icin girdiğimde kaslarıma baktığını farkettim.

"Fazla bakma nazar edersin"

"Ben etmem"

"Yemin et"

"Ben etmem etiririm"

"Napıyoruz biz" kaslarıma hala caktırmamaya calışarak bakıyodu.

"Anlamıyıyorum neden bakıyonuz ilk defamı görüyosun"

"Ee.. hayır sen işine bak laf yetiştirme üşiceksin"

"Aman aman benide düşünürmüş"

"Ayy banane seni mi düşüncem"
Cevap vermedim. Kıyafetimi alıp odama gidip giyinmeye başladım. Giyinip salona gectim deniz deyneğiyle salona gelmeye calışıyoduki yardım etmek ici yanına gidince

"Ben hallederim" dedi ve yardım etmemi istemedi. Bende anlayış gösterek ateşi sarpı arayıp bize davet ettim. Yarım saat sonra kapı caldığında ayaklandım. Kapıyı actığımda iceri teker teker yağmur ateş sarp ve su girdi kapıyı kapattım. Yanlarında bi de poşet vardı. İcinden bi paket cıkardılar.

"Oney?" Diye sordum.

"Okey" diye cevaplayan ateşe

"Hayır.... ateş"

"Evet evet eski günlerdeki gibi hadi"
Dedi masaya gectik denizle ben sarpla su ateşle yağmur takımdı. Kızlar istemiyolardı belliydi ama oynadılar yinde heleki deniz bok gibi oynuyodu.

"Deniz biraz mantıklı ol mal gibi oynuyosun"

"Sus be sen cok biliyosun sanki"

"Evet biliyorum okeyi attın okeyi mayank mısın" diye kavga ederek oyin bitti ve deniz

"Ozman şimdi bizim istediğimiz bi oyun oynicaz"

"Ney?"

"Şişe cevurmece" diyen suya baktım sırıtıyodu. Onlar bizim oynumuzu oynadılar diye bizde onların oynunu oynamak zorunda kaldık. İlk şişe yağmura ve bana gelmişti. Yağmur soruyodu
"Doğruluk cesaretlilik?"

"Doğruluk"

"Hmmm... denizi ne kadar cok seviyosun"

"Hayatta en sevdiğin insanı bırakmak ne kadar zor olursa bi okadar cok seviyorum"
Deniz gülümsedi yağmurda ateşe bakıyodu. Şişeyi alıp cevirdim ben denize soruyodum.

"Doğruluk cesaretlilik"

"Ben senin gibi korkak değilim cesaretlilik" mutfağa gidip bi bardak aldım camı acım bardağı mermerde kırdım. Parcasını alıp denize uzattım ve kolumu uzattım eline camı aldı.

"Ciz kolumu boydan"

"Hayır sacmalama"

"Denileni yapmak zorundasın" diyen ateşe bakıp denize tekrar dödüm. Eline aldığı camı koluma caklaştırdı ve bana bakarak batırıp aşağıya kadar yavaşca cekti. Elini cektiğinde cizilen yeri tutu

"Önemli olan kormak değil ...." devamını getirmek istemedim ve sustum. Deniz gözlerime bakıyodu yerime gecip oturdum şişe tekrar cevrildi su ve sarp yarışıyodu bizse hala birbirimize bakıyoduk. Bizi gören ateş

"Biz kalkalım artık"

-Denizin ağzından-

Neden benden böyle bişi istedi ki ateşler gidince bende odama gittim ve sadece yattım devrim odasındaydı ne zamandır cok kobuşmuyoduk daha doğrusu birbirimizi terliyoduk. Ama neden bişi yapmadım ona odasına gidip kapı aralı kısmından baktım yatıyodu kapıyı deyneğimle acıp iceri sesizce girmeye calıştım. Devrimin başının orda cömeldim. Elimi sacına götürdüm.

"Deniz"gözlerini acmadan konuştu

"Efendim" diye yanıtladım.

"...

Son nefesimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin