3- İlk Öpücük

41 7 0
                                    

Multimedya: Hoobastank-The Reasaon

Bugün zar zor buluştuğu Derin'den vaz mı geçecek yoksa annesine söylediği yalanı mı doğrulayacaktı? İçinde bir yandan rahatlık hissi varken diğer yandan kaybetme korkusu da ağır basıyordu. Ve şuan tek şansı vardı.

---

Derin'in gözleri Emre'yi buldu ve bir şeyler olduğunu anlayıp sessizce sordu. Emre tepki verememişti ve bakışlarını sorgulu gözlerden çekti. Telefonu dinledikten sonra gözlerini yumdu ve şimdiden pişman olarak "tamam" sözcüğü döküldü ağzından ve kapadı telefonu. Emre şimdiden hissetmişti Derin'i bırakmanın pişmanlığını ama nasıl bir kapı kapanınca başkası açılıyor, öyle de olacaktı.

^^
Arya, Emre'nin iş yerine gider...

Arya, dün gece ki yere gittiğinde umduğu gibi oldu ve ev adresini verdiler. Ama ne yazık ki o evde değildi. Kapıyı açan Emre'nin annesiydi ve Arya'ya kim olduğunu, onun evde olmadığını birde daha önce iki arkadaşı dışında arkadaşının gelmediğini bu yüzden mutlu olduğunu söyledi. Arya güler yüzlüydü ona karşı ve bu, Emel Hanım'ın gönlünü fethedecek kadardı.

Emel Hanım, tam kız gidecekken onu durdurarak buzdolabının üzerinde telefon numarasının olduğunu ve gelip bakabileceğini söylemişti. Bu akşam işte olabileceğini eklemişti o içeri girerken. Arya bir an durdu "O... " diyerek kaldı. Onun kovulduğunu bilmediğini düşündü ve sustu. Daha sonra gülümseyerek teşekkür etti ve Emre'nin yaşam alanına ilk adımını attı. Yabancıydı onun için burası, şuan Emre de yabancıydı zaten. Emel, kızı mutfağa doğru yönlendirdi. Arya, buz dolabının üzerinde küçük bir kağıtta yazan numarayı kaydederken ister istemez etrafa bakmıştı. İncelemişti, bir yanı kırık olan mermer tezgahı, doğramadan yapılmış eski dolaplarını. İçinden bir yandan şanslı hissetti diğer yandan acıdı. Birine acımak onu küçük görmekti ve bu yüzdende kendine de acıdı. İnsanların yapmasını istemediği ve nefret ettiği şeydi bu ve az önce kendisi ister istemez bunu yapıyordu. Daha kendine bile söz geçiremediği için asıl kendine acımıştı.

Annesinin "Kaydettin mi kızım numarayı?" diye seslenen yumuşak sesi ile kendine geldi, gereğinden fazla beklediğini fark etti ve yine gülümseyerek teşekkür etti ona. Çıkmadan önce "Bu arada, Arya ben." diyerek temiz, güzel olan ellerini uzattı annesinin ellerine. Emre'yi seven bu ellere...

Yağmur daha da azalırken şemsiyesini açmadan ilerledi ve bir cümle ile tuhaf şekilde iyi hissettiğini fark etti. Daha önce buraya iki kişi dışında başka arkadaşının gelmediğini duyduğunda o sırada değil, aklında tarttığında yani şimdi hissediyordu mutluluğunu. Aslında arkadaşı sayılmazdı ama içten içe hissetmişti bir şeyler.

Aklına Çağan geldiğinde bu hislerden kurtulup, elini çabuk tutarak aradı numarayı. İki çalışta açmıştı ve sessizdi. İlk konuşan Arya oldu.

"Emre, sana acil ihtiyacım var. Hemde tam şuan!" diye döküldü Arya.

"Sen kimsin?" diye şaşırarak sormuştu Emre.

"Ya dün gece ki, hani sevgilim rolü oynadın ya, kolyemi almıştın falan." diye imalı bir şekilde konuştu. Malum diye düşündü dün kafası biraz iyiydi.

"Numaramı nerden buldun?" diye sordu.

"Şuan bu önemli değil gerçek anlamda yanıma gelmelisin şuan evinin okduğu sokağın başındayım sanırım." dedi ve tam Emre'nin itiraz edeceğini anladığında tekrar lafa girdi. "Bak, şu dün ki Çağan var ya, inanmıyor bana. İnandırmak zorundayım yoksa peşimi bırakmaz lütfen diyorum. Bir kere daha yardım et. " diye yakındı.

Küçük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin