1/1 İlk İzlenim

110 11 1
                                    


Herkes yoluna ayrılmadan önce, bir noktada kesişmeleri gerekiyor ve o an çok yakında... ^^

Arya her zamanki kot tişört kombini ile geçti aynanın karşısına. Bu sıradanlığa rağmen güzel görünebiliyordu. Küt, siyah saçlarından önüne gelen bir tutamı kulağının arkasına attı. Bu saç modeliyle doğal güzelliği yanında sert bir görüntü de sağlıyordu. Saçlarını bu kadar kısalttığında tereddüt bile etmemiş, aksine özgür kalmış gibi hissetmişti. Koyu renk gözleri ve henüz dokunulmayan kaşlarındaki kavisle, sert görünmesine rağmen içerisinde yatan masumiyeti gizleyemiyordu. En azından kendisine karşı gizleyemiyordu. Kim nasıl bakarsa, oydu aslında. Orantılı uzun vücudu da göz önünde bulunduğunda aynada sert olsun, masum olsun her haliyle doğal bir kıza bakıyordu. Kendisine...

Arya, insanların gözünde güzel diye adlandırıldığını iyi biliyordu. Fakat güzelliğin göreceli olduğununda farkındaydı. Tanrı'nın verdiği, elinde olmayan bir şey ile yargılanmayı sevmiyor ve yanlış buluyordu. Bu konuda çok yargılanıyordu. İnsanların davranışları ile yargılandığı yetmiyor mu diye düşünüyordu kendi kendine. Düşünmek onu bir yere getirmese de sorguluyordu hep. İnsanların güzelliği şans olarak dillendirmesini anlamıyordu. Çünkü bu 'şans' olarak düşünülen şey Arya için bela gibi bir şeydi. En kötüsü de şimdiye dek tanıdığı kimse böyle düşünmüyor ve anlamıyordu. Etrafındakiler, Arya'nın kendine olan güvenini güzelliği yüzünden olduğunu düşünüyordu ama Arya'nın sığınabileceği tek liman kendisiydi. Bu yüzden tek amacı limanını güvende tutmaktı.

Güzellik ile özgüven birleştiğinde, İnsanların sevmediği, egolu bir insan olarak gördüğü, yargıladıkları bir Arya çıkıyordu ortaya. Çünkü bu kişilik güçlüydü ve insanlar bunu tehlikeli buluyorlardı.

Bilimsel adıyla Homosapiens olan varlıklar işte bu kadar acımasızdı. Kendileri ile kıyasladıklarında, çelimsiz olanları aşağılar. Güçlüleri ise yargılamayı bilirlerdi. Böylece kendi dünyalarının pisliğinde yuvarlanıp dururlardı. Etrafta yararlı bir şeyler yapmak yerine, kendi pisliğini etrafa yayardı bu homosapiensler. Bu kadar eşsiz, bilinçli bir zekaya sahip olan varlıklar, sırf kendi türünü farkına varamadıkları için, bu kadar basit hissettikleri için olurdu tüm bunlar. En azından Arya'ya göre bu böyleydi... Bu nedenle Arya sadece kendisine güvenmeyi tercih etti.

Arya, annesi, babası ve abisiyle yaşıyordu. Babası Kerem Batur, büyük bir kimyasal şirketinin ortağıydı.. Abisi Burak Batur, 22 yaşında ne kadar istemese de maaşlı eleman olarak babasının şirketinde pazarlama müdürü olarak çalışıyordu. Burak'ın amacı kendi parasını biriktirerek bir şeylerin ucundan tutmaktı. Annesi Leman Batur ise evde geçiriyordu zamanını. Arya aile bakımından şanslı terimine gayet uyuyordu ve bunun için gerçekten mutluydu. Hem aile hem maddi konuda şanslıydı ve daha ne isteyebilirdi ki? Bunların değerini iyi biliyordu çünkü dışarıda bir çok insanın hayali olan şeylerdi bunlar. Sokakta olsun, haberlerde olsun, zorlukların içinde yaşayan bir çok insanı görüyordu. Ancak, bu konuda kendisini gerçekten şanslı hissedebilirdi Arya.

Her zaman düşündüğü şeylerden birisi de, neden böyle olduğuydu. Mesela bir milyon dolarlık saat yaratıyorlar ve zengin insanlar 'kim daha zengin?' konusunda yarışa giriyorlar. Öteki yandan bir çocuk açlıktan ölüyor. Neden bu tür şeylere gerek var? O saati takmayarak, saatin kaç olduğu öğrenilmiyor mu? Kafasında dolaşan cevapsız sorular bitmiyordu. En kötüsü de buna bir çözüm bulamıyordu. Tek başına ne yapabilirdi ki? Kim onu dinlerdi? Arya düşüncelerinin bir gün hayatına yön vereceğini hiç bilmeden devam ediyordu hayatına. Tıpkı bu geceki buluşmanın, geleceğe katacağı şeyleri bilmediği gibi.

Bu akşam Arya, tek arkadaşı olan Buse ile dışarı çıkarak, Çağan'dan nasıl ayrılacağına dair bir plan kuracaklardı. Bunu konuşarak halletmeyi denemesine rağmen Çağan kabul etmemişti. Bu yüzden tek seçenek bir plan kurmaktı. Buse, Arya'nın karşısında değil yanında olmayı tercih ediyordu. Çünkü Arya'nın yüzünde açık açık gördüğü şey sertlik değil, iyilikti. Kendisi Arya'nın yanında sönük kaldığını biliyor olsa da aldırış edilecek bir şey olduğunu düşünmüyordu. Güzellik gelip geçiciydi onun için. Önemli olan arkadaşlıktı ve Arya'nın kendisine değer verdiğini biliyordu. Çünkü onun tek arkadaşıydı.

Küçük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin