Multimedya: Gökhan Kırdar- Yerine sevemem
-
Emre, Derin'in oturduğu sokağa gitmişti ve evden çıkmasını bekliyordu. Bugün işe geç gideceğini iş yerine kadar gidip öğrenmişti ve onu görmeye ihtiyacı vardı. Sadece gözleri değse o her zaman çiçek gibi kokan saçlarına, yeterdi onun için. Fazlasının artık Derin'i rahatsız edeceğinden de emindi. Ezberinde olan o masum gül kokusu, onu düşünmesiyle zihninde tekrar canlanıyordu. Onu görmek istemesinin diğer nedeni ise, dün akşamki Land Rover ile onu alan kişiyi sorgulamaktı. Hakkı olmadığını bir kaç kez farkına varmış olmasına rağmen şansını denemeyi tercih ederek gelmişti buraya. Onu beklerken telefonunu açtı ve gelen bir mesajının olduğunu gördü. Arya'dan geliyordu mesaj ve yine aynı sorun Çağan'dı. Geri mesaj atacaktı ki, aramanın daha iyi olacağını düşünerek aradı.
Telefon hemen açıldığında direk konuştu. "Bu çocuk için fazla uğraşmıyor musun? Bırak inandığıyla kalsın." dedi Emre, Derin'i beklerken biraz da sinirli.
"Kiminle uğraşıyormuş?" diye sordu Çağan nispet yaparcasına. Onun telefonunu açmasına şaşıracağına emindi. "Bana sorarsan seninle oldukça zaman kaybediyor zaten. Sende onun zamanını harcamayı kes artık."
"Sen-" derken bir iki adım ilerlemişti sokakta. "Sen nerden çıktın lan?" diye sordu Emre.
"Seni ne kadar ilgilendirir?" diye sordu onun tersine sakin olan sesiyle.
"Arya'nın telefonunun sende ne işi var, cevap ver!" diye üsteledi tekrar Emre. Sinirlenmişti çünkü hem o mesajı atıp hemde Çağan'a telefonunu vermesine anlam verememişti. O sırada Derin apartmandan çıkmış ve Emre'nin sinirli sesini duymuştu. Neden sinirli olduğunu merak ederek ona doğru ilerledi. Emre ise arkasına dönmüş olduğundan onu görmüyor ve Çağan'a anlam vermeye çalışıyordu.
"Arya'dan uzaklaş ve onu kullanmayı kes. Moralini düşürmekten başka işe yaramıyorsun." dedi Çağan ciddileşerek.
"Sana son kez soruyorum. Sevgilimin telefonu neden sende?" diye bağırarak üstüne bastı sözlerin. Derin dikkat kesilmiş, Emre ise Çağan'ın bunu aklına sokması için her şeyi yapacak gibiydi. "Asıl benim sana daha kaç kere söylemem gerek, Ondan uzak dur diye? Ama sana son kez söylüyorum kız arkadaşıma yaklaşma! Bir kez daha onu rahatsız edersen, onu bile dinlemem ve o geceki yumruğun beş mislini yersin. Şimdi telefonu Arya'ya ver." dedi Emre.
"Ne zamandan beri tanıyorsun lan onu? Bir ay mı iki ay mı? Ben yıllardır tanıyorum, sadece tanımak değil içini biliyorum o kızın. Ona verdiğim değeri ölçemezsin bile. Sadece iki hafta çıktığımızda yanlış davrandım diye hem arkadaşımı hem de sevgilimi elimden alamazsın!" diye bağırdı Çağan. "Moralini bozuyorsun, ona zarar veriyorsun. Uzak durması gereken sensin."
"Sana bir şey söyleyeyim; onu ne kadar uzun süre tanırsan tanı, önemli olan, o süreyi değerli yapan tanıdığın süre içinde neler yaşadığındır. istersen bin yıl tanı ama senin bin yıllık tanıman benim bir günde verdiğim mutluluğu veremez. Anladın mı?"- "Verdiğin değeri ona göstermediğin sürece bir bok fark etmez. Onun değerli hissetmesi için şimdiye dek ne yaptın lan? Ukala piçin tekisin. Şimdi verdiğin değere de sana da başlatmadan telefonu ona ver." derken alnından damarlar beliriyordu. Tüm bunları Derin de dinleyip etkisinde kalmıştı. Kimdi bu kız? Kimi bu kadar koruyor, kolluyordu? Kendisinin bile bilmediği kişiyi gerçekten merak ediyordu.
"Sen geçicisin. Anla bunu." diyerek kapadı telefonu Çağan, söylediklerine sinir olup biraz da kıskanarak. Ardından Emre'nin telefon numarasını aldı. Daha sonra lazım olacağını düşünerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Oyun
Novela JuvenilTanıtım ilk bölümdedir. Bu hikayeye sadece romantik bir kurgu olarak değil de, yaşımın getirdiği merak ve sorgulama hissini, insan hayatındaki eksiyi, artıyı bu hikaye aracılığıyla dile getirip sorgulamak istiyorum. Bu yüzden okuyarak iyi yada kötü...