11- Analiz

7 0 0
                                    

Multimedia: Portishead-road

Arya Emre'nin dediği gibi yapıp, zihninden çıkarmaya çalışmıştı geçen geceyi. İki gündür görüşmemiş olmaları da ona karşı sinirini yatıştırıp anlayış tanımasına yardımcı olmuştu. Sarhoşluğuna veriyordu hatasını, yada suçlamaktan kaçıyordu. Çünkü suçlaması onu her gördüğünde kendini sorumlu tutmasına neden olacaktı. Tanımadığı insanlarla yakın olmasını kendi hatası olarak görüyordu. Sarhoşluğuna vermeyi tercih edip üstündeki yükü de atmayı tercih ediyordu.

Arya şimdiye kadar hiç tam olarak sarhoş olmadığı için zihninin ne kadar açık olup olmadığını kestiremiyordu. Merak da ediyordu ama cevabını alamayacağı için düşünmekten vazgeçiyordu her seferinde. -Bir gün dibine kadar sarhoş olmayı kafasına koymuştu.- Emre'nin gereğinden fazla zihninde olduğunu fark etmesi çok zaman almamıştı. Oturduğu yataktan kalkıp üzerini giyindi ve okula gitti.

^^

Arya, Çağan'ı görmemek için tenefüslere bile çıkmadı gün boyunca. Fakat Çağan her yerde gözleriyle onu arıyordu. Normalde de dışarıya çıkmadığını biliyordu zaten. Gittiği sayılı yerlere bakıp durmuştu, ne müzik odasında vardı ne kantinde ne de arka bahçede görememişti. Geçmişte onu bu kadar çok aramadığını anlıyordu onu göremedikçe. Onu sevdiğine emindi ama varlığı ile yokluğunun farkını yeni anlıyordu.
Belki bunu önceden farkına varmış olsa, elinde tutabilirmiş gibi hissediyor ve geçmişte düşünmedikleri için pişman oluyordu. Farkına vardığı her hareketinin ardından keşkeler sarıyordu zihnini. Çağan değişiyordu ve bunu da farkındaydı. Farkına varması gereken Arya'nın ruhu bile duymazken...

Çağan en sonunda Arya'nın hep yanında olan Buse'yi gördüğünde hızlıca yanına gitti. Koridorda onu durdurup kolundan tuttuğunda Buse şaşırmıştı.

"Adın Buse'ydi deme?" Çağan bu soruyu sorduğunda Buse yavaşça kafasıyla onayladı ve sakin bir merakla ne diyeceğini bekledi.

"Arya nerede biliyor musun? Sabahtan beri onu göremedim." diye sordu. Buse Çağan'ın sesindeki endişeyi fark etmişti yine de tersine gitti.

"Belki o görmeni istemediğindendir." dedi biraz diklenerek. "Morali bozukken seni görüp daha da bozmak istememiştir. O yüzden çok da endişelenme yani." diyerek yoluna devam etti.

Çağan onu hızlıca kokundan tutup gitmesini engelledi. "Hey! Morali neden bozuk? O Emre denen herif yüzünden mi?"

Buse bıkkın bir şekilde döndü ona "O ne zamandır bu kadar umurunda Çağan? İki üç haftalık ilişkinizde bile bir kere sormamışken, ne bu merak? Hayır yani aklın mı başına geldi yoksa hırs mı yaptın kızı başkasına kaptırdın diye? Yediremedin mi?"

"Buse senin dilin baya uzunmuş, benimle doğru konuş." diyerek tuttuğu kolunu biraz sıktı.

Hızlıca kolunu kurtarıp konuştu Buse. "Hadi ordan, senden ayrılmasını, başkasını tercih etmesini yediremedin şimdi de peşinde dolanıyorsun yalan mı? Ama unut onu, o senin gibileri istemez, bunu anlamak o kadar zor mu? Git başka birini bul, arkadaş olalım ayağına da kızın kafasını karıştırmaya kalkma."

"Nasılmış bakalım benim gibiler?" dedi gözleri kısılırken. "Onu ne kadar tanıdığımı tahmin edemezsin bile. Neyi, kimi isteyip istemediğini anlarım ben. Onun istediği birine dönüştüğümü de siz anlayın. Ama ne olursa olsun ondan uzak kalmaya niyetim yok, sende bil bunu." dedi Çağan meydan okurcasına.

Buse güldü yüzündeki meydan okuyucu ifadeyi gördüğünde, "Dediğim gibi geç kaldın. Değişmekte de, değerini anlamakta da, tanımakta da geç kaldın. Onun hayatında başkası var bildiğin gibi ve seninle arkadaş kalmasını iyi karşılamayacağına emin olabilirsin. Hadi şimdi işine git, kantinde senin şu tayfan ve şımarık kızlar seni bekliyordur." diyerek son lafı koyup gitti Buse.

Küçük OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin