Multimedya: Adele-Hello
Arya söylediklerinin anlamını anlamaya çalışırken Emre'nin önce baş parmağını hissetmişti dudaklarında, ardından başparmağının üzerindeki ona dokunamayan dudakları. Şimdi Arya şaşkın, Emre hissiz, Çağan ise artık daha çok bağlıydı Arya'ya.
---Çağan
Çağan da, elindeki şemsiye yere düşerken, artık yağmura karşı kendini savunmayı bırakmıştı. Artık gerçekten savunmasızdı çünkü. Artık o değerli kıyafetlerini korumak için çabalamıyordu çünkü bu şeylerden daha değerli bir şeyi kaybetmişti az önce. Kimse bilmese de gerçekten sevdiği, sonsuz güvendiği kişiyi kaybetmişti. Arya onunken, nasıl da başkası onun için bu kadar çaresiz ve korkakça yalvarıyordu. O kişi korkuyordu Arya'yı kaybetmekten ve bunu haykırıyordu. Çağan ise, korkmasına rağmen hiçbir zaman dile getirmemiş sadece onun kız arkadaşı olmasından memnun, kendi düzeyinde birisi olmasının verdiği rahatlıkla ukala davranmıştı, çünkü kızlar bunu seviyordu ve o böyleydi, değişmeye çabalamıyordu, buna gerek yoktu. Ama Arya diğer kızlar gibi değildi. Onun kaybettiği nokta da burasıydı işte. Kendisi yeni farkındaydı ama içinde bir şeyler, bir kaç hafta önce Arya'nın ayrılacağını söylediği zaman, ona aldığı kolye ile değişmişti. Ciddiye almadı Arya'yı çünkü korkmuştu gitmesinden, böylece onu elinde tutmak istemişti. Ona karşı olan bağı güçlenmiş ve kaybetmeye göz yumacak birisi değildi artık. Bu gece, Çağan'ın öğrendiği şey, hislerini dışa vurmaktan korkmaması gerektiğiydi. Çağan bu gece kıskançlığı dibine kadar hissetmişti. Ve kıskançlık yanında yeni duygularla birlikte yeni insanlar getirmeye çekinmeyecek, üstüne yeni hisleri barındıracaktı. Güven ve değer, artık bunlar onun için kaçınılmaz, vazgeçilmezdi.
Sustu Çağan. Bir şey söyleyemedi ve arkasını döndü. İçinde fırtınalar koparken bu olanlara karşı o an sırtını dönebildi sadece. Şuan her şeyi kırabilecek psikolojideydi. En çok da Arya'ya dokunan kişinin ağzını burnunu kırmak istedi ama yapamadı. Ama sadece bir dakikalığına içinde tutabilmişti bütün duygularını daha sonra ise her şey Çağan'ın içindeki psikoloji ile ilerledi.
Tekrar o tarafa döndüğünde yumruğunu sıkarak, aşağı yukarı beş metrelik mesafeye doğru kızgın ve hırsla yürüdü. Onlara yaklaştığında kendisinden çok az uzun görünen Emre'nin omuzundan tutup Arya'dan uzaklaştırarak, içinde biriken tüm kızgınlığıyla çenesine yumruk attı. Emre'yi geri sendelemeyi başarabilmişti, Çağan'ın arkasında kalan Arya ise gözleri açılmış, elleri ağzını kapatır şekilde baktı Çağan ve Emre'ye. Bir diğer yumruğu Emre atacakken Çağan'ın önüne geçerek durdurdu onu. Ona vuramamıştı ve eli havada kalmış şekilde baktı Arya'ya. Anlamlı bir bakıştı bu, kısılmış gözleri arasından kullanıldığını hisseden bu bakışlar yağan yağmura rağmen Emre'nin gözlerinden kesintisiz sızıyordu Arya'ya. İndirdi elini Emre. Gözlerindeki bakış değişti ve yerini sert bir bakış aldı. Sanki kendini kullandırmaya izin vermeyecek bir insanın bakışıydı bu.
Çağan'ın önündeki Arya'yı omuzundan sıkarak tuttu ve kendi arkasına aldı. Çağan'a ettiği laf ise "Seninle daha çok görüşeceğiz. İyi bir başlangıç oldu. Ama seni bir daha bu kızın yanında görmeyeyim." diye yağmurun sesinden üstün gelmek için, yaşının da büyüklüğünü kullanıp sesini yükselterek tehdit etti. Onunla daha çok görüşeceğini söylerken oldukça ciddiydi. Emre, Çağan'a haddini bildirmek istemişti, oynayacak iyi bir rakip olarak görmüş ve bundan keyif almıştı.
Emre bunları söylerken, Arya kendini korumuş ve güvende hissetmişti anlık bir sürede. Ama kimden koruyordu ki? Onu koruyan birinden? Düşündüğünde Çağan da koşulsuz bir şekilde onu korumuştu. Çelişkili olan bu durumda Arya gelecek vaadi olan Emre'nin cümlesini farkına vardı ve düşünceleri geride bırakarak Emre'nin önüne geçti ve daha fazla uzatmamasını sağladı. "Emre! biz aynı okuldayız ilk olarak bu imkansız." ve Çağan'a döndü. "Sadece, beni rahat bırakmanı istiyorum. Arkadaş olarak kalmak istiyorum." yağmur sesinin üstünde bir sesle söyledi bunları ve artık üşümeye başlıyordu. Soğuktan titreyen bedenini korumak için hiç bir şey yapamıyordu ve sözler ağzından dökülürken son enerjisini harcıyordu. "Ve artık gitmek istiyorum! Lütfen artık bitebilir mi bugün?" demesiyle derin bir nefes aldı ve üzerine yoğun bir ağırlık çöktü. Emre ve Çağan birbirlerine dik dik bakarken Arya ise bir ona bir diğerine baktı. Bu bağırışlar Arya için fazlaydı. O iki insanı kavgaya sürükleyecek birisi değildi, öyle sanıyordu ama bir insanın kaderini değiştirecek olduğunu da bilmiyordu zaten. Emre Çağan'a sakince git buradan o yorgun dedi ve yağmura kaşı Arya'nın omuzundan destek vererek bir taksi geçmesini bekledi. Yağmura karşı gardını indirmişti artık Arya ama onun için gardını kaldıran Emre vardı şuan. Gerçek yada değil, ama içtenlik kolay bir kılıktı ve kimin gerçek olduğunu anlamak ise kolay değildi*. Çağan bunu anlayamazdı, Arya ise bu kılığa fazlasıyla alışacaktı. Emre ise belki de bu kılık ile bütünleşecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Oyun
Novela JuvenilTanıtım ilk bölümdedir. Bu hikayeye sadece romantik bir kurgu olarak değil de, yaşımın getirdiği merak ve sorgulama hissini, insan hayatındaki eksiyi, artıyı bu hikaye aracılığıyla dile getirip sorgulamak istiyorum. Bu yüzden okuyarak iyi yada kötü...