The Old Map

1.5K 131 14
                                    

Tüm geceyi odanın içinde volta atarak geçirdikten sonra sonunda sabaha karşı uyuyakalmış ve olması gerektiğinden dört dakika sonra çalan alarmımla birlikte uyanmıştım. Jared'ın esrarengiz bir şekilde kapımın önünde belirip bana anlatması gereken çok önemli bir şey olduğunu söylemesinin ardından Tristan, bıkkınlığını açıkça ele veren bir ses tonuyla bana seslenmiş ve konuşmamız yarıda kalmıştı. Bunun üzerine Jared söylemek istediği şeyi söylemekten vazgeçmişti ve benim için hiç de şaşırtıcı bir olay değildi çünkü yüz ifadesinden belli olduğu kadarıyla zaten söylemek niyetinde değildi. Sadece bir anlık bir şeyle söylemek istemiş ve Tristan konuşmayı bölünce söylememenin daha mantıklı olacağına karar vermişti.

Jared bize hiçbir şey açıklamayıp salonun büyük kanepesini esir aldıktan sonra buranın benim evim olmasını veya ondan bir açıklama bekliyor olduğumuzu umursamadan uyumuştu. Tristan söz verdiği gibi doktor çağırmış ve doktor gelene kadar salonumda Sarah'la flört etmeye devam etmişti. Doktor Riley'nin bir şeyi olmadığını, sadece sırtında hafif bir ezilme olduğunu ve ağır bir soğuk algınlığı geçirdiğini söyledikten sonra bir iğne yapıp gerekli ilaçları yazmıştı. Ve itiraf etmem gerekirse doktor fazlasıyla genç, ayrıca Tristan'ın arkadaşından beklenmeyecek kadar nazikti. Hatta kullandığı ikna edici tıbbi terimler olmasa sahtekâr olduğundan şüphelenebilirdim. Çünkü annem ve babamın tıp alanında çalışması nedeniyle bu konuda fazlasıyla bilgim vardı. Birçok ilacın prospektüsünü ezberden okuyabilmek de bu yeteneklerime dahildi.

Doktorun gitmesinin ardından Tristan ve Sarah flörtleşmeye devam edip -zaten hiç bırakmamışlardı- Jared derin uykusundan uyanmayınca üzerimi değiştirip eczaneden ilaçları almaya gitmiştim. İlaçları Riley'ye verip ailesini arayıp saçma bahanelerle onları ikna ettikten sonra Tristan ve Sarah gidene dek hareketsizce oturup ara sıra göz devirmiştim. Tristan yine her zamanki kibarlığını (!) gözler önüne sererek Sarah'yı eve bırakmayı teklif ettiğinde Sarah resmen teklifin üzerine atlamıştı.

Tristan geride ağır sigara kokusunu bırakarak gittikten sonra -evimde bir paket bitirmişti- evi bir saat boyunca havalandırmış, yemek yemiş, duş almış ve Riley'nin durmadan çıkan ateşi nedeniyle başında sabahlamıştım.

Yeni bir güne merhaba dediğimde Riley yatağımda hâlâ uyumaya devam ediyor ve ben de kenardaki koltuğun üzerinde boyun ağrısına mal olacak bir pozisyonda uzanıyordum. Yüzümü defalarca yıkayıp banyoda üzerimi değiştirdikten sonra kahvaltı hazırlamak için aşağı indim ve kanepemi esir tutmaya devam eden Jared'ı orada hâlâ uyur bir şekilde görmek bana bir bakıma sürpriz olmuştu. O kadar uyuduktan sonra erken saatte uyanıp şimdiye kadar çoktan gitmiş olmasını bekliyordum.

İki kişilik kahvaltı hazırlama planımı üçe çıkarıp hızlı bir şekilde masayı hazırladıktan sonra Jared'ı uyandırmaya gittim. Uzun çabalarımın sonucunda gözünü açtırmayı başardığımda homurdanarak kafasını yastığın altına soktu. "Uyan," diye yineledim. "Okul var. Ayrıca saatlerdir uyuyorsun, öldüğünü düşünmeye başlamak üzereydim."

"O kadar şanslı değilim," diye homurdandı uykulu bir sesle.

"Uyan," deyip yastığı yüzünden çektim. Günışığını ilk kez görüyormuşçasına gözlerini eliyle kapattı. "İğrenç," dedi büyük ihtimalle pencereden süzülen ve doğrudan yüzüne vuran güneşi kastederek.

"Uyan ve bir an önce kendi evine git, bu kıyafetlerle okula gelmeyi düşünmüyorsun herhalde, git ve üzerini değiştir," koltuğumu kirletmiş olan kurumuş çamur lekeleriyle dolu kıyafetini işaret ettim.

Kafasını hafifçe kaldırıp üzerindekilere kısaca göz attıktan sonra kafasını geri koydu ve cebinden telefonunu çıkardı. "Eve gideceğime bunlarla okula giderim daha iyi," diye mırıldandı kendi kendine. Onu telefon konuşmasıyla baş başa bırakıp Riley'yi uyandırmaya gittiğimde çoktan uyanmış, boş bir ifadeyle tavana bakıyordu. Beni görünce surat ifadesini hiç bozmadan sadece bakışlarını bana çevirdi.

THE VOICE OF DARKNESS (Karanlığın Sesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin