Biliyormusunuz? Ufak ve çok tatlı olan bir yıldız var. Şu altta. Ona basınca rengi en sevdiğim renk oluyor. Denemelisiniz! :)
Gardolabın içinden seçtiğim zümrüt yeşili uzun elbiseyi hafifçe yatağın üzerine bıraktım.. Kısa bir duş alıp saçlarımı yaptım.. Sade bir topuzda karar kılıp yeşil gözlerimi ortaya seren gölgeli koyu bir makyaj yapmıştım.. Çantamın içine telefonumu ve arabamın anahtarlarını koyup küçük evimden çıktım. Aceleden üzerime ince bir ceket almayı unutmuştum. Hızla arabama doğru ilerleyip anahtarla arabayı açtım.
Partinin verildiği yere yaklaştıktan sonra arabayı hızla parkettim . Çantamı alıp topluluğa doğru yürümeye başladım. Çiçekli kapıdan geçtikten sonra havuz başına konan rastgele boş olan bir masaya doğru ilerledim.. Masanın üzerinde duran sudan ufak bir yudum alıp etrafı seyretmeye başladım.. Hava biraz daha kapanmıştı.. Galiba yağmur yağacaktı.. Ufak sahneden gelen seslerde bakışlarımı kürsüye çevirdim. Yıldırım Holdingle sadece bir dava yoluyla tanışıyordum.. Galiba ihale konularında bir sıkıntı yaşamışlardı. Yılmaz Holdingin büyüğü olan Ahmet bey eline bir kağıt aldı ve konuşmaya başladı..
-Bayanlar baylar.. Yılmaz Holdingin kutlama partisine hepiniz hoşgeldiniz.. Öncelikle Yılmaz Holdinge büyük katkıda bulunan Orhan Saygıner'e çok teşekkür ederiz..
Duyduğum cümleyle hızla etrafı gözlerimle taradım.. Orhan Saygıner biricik babamdı.. Lütfen buraya gelmiş olmasın cümlesini içimden tekrar etmeye başladım.. Kürsüye tekrar bakışlarımı yönlendirip konuşmanın devamını konuşmaya başladım..
-Ve önemli diğer kişi bir ihaledeki sıkıntıma çözüm bulan ve şuan yanımızda bulunan Umut Saygıner'e çok teşekkür ederiz.
Adımı duymamla bakışlardan çoğu bana çevrildi.. Sanki kötü bişey görmüşlerdi.. Derin bir nefes alıp herkese karşı kullandığım yumuşak ve bir o kadarda mesafeli gülüşümü Ahmet Bey'e yolladım.
Parti tüm sıkıcılığıyla devam ederken herkesin bakışları çiçekli kapıya yönlenmişti. Ve işte başlıyoruz... Ayhan Yıldırım gelmişti.. Birde başıma bu dert çıktı. Ama ben ne yapacağımı biliyordum.. Ayhan bana gıcık olduğum gülüşünü yolladıktan sonra masama doğru yönelmeye başladı. Galiba Hülya Hanım Ayhan'ı yine o pis yalanlarıyla doldurmuştu.. Yanıma geldikten sonra konuşmaya başladı.
-Naber Umut??
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
-İyidir senden?
-Seni gördüm daha iyi oldum..
Beni görünce iyi olmuş.. Bende yedim bunu.. Salak işte .. Kaç kez onu sevmediğimi söylesem de hala onu sevdiğimi iddaa ediyordu..
-Neyse daha sonra görüşürüz.
Masadan çantamı alıp yavaş yavaş çıkışa doğru ilerlemeye başladım. Çantamdan arabanın anahtarını çıkarırken bir anda kolumdan tutulup ters çevrildim.. Ağzımdan ufak bir çığlık çıktıktan sonra ağzım bir elle kapatılıp partinin arka tarafına doğru yürütülmeye başladım.. Takımından görebildiğim kadar bu Ayhan'dı. Sessiz bir yere geldikten sonra dayanamadım ve Ayhan'ın elini ısırdım. Elini inledikten sonra ağzımdan çekti.. Ona zafer gülüşümü yollayıp o itici suratına bakmaya başladım..
-Umut!! Sınırlarımı zorluyorsun!
-Ne sınırı be ne sınırı!! Hem sen kimsin de beni bu şekilde zorla sürüklüyorsun.. Allah senin belanı versin.. Hep o cadı üvey annem yüzünden.. Anla artık!! Bak Ayhan be-.
-Umut ben senin kocanım!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Kırıntıları (Askıya Alındı!)
RomanceBen senin değilim. Anla artık!!" "Vazgeç şu inadından. Sen senin bile değilsin. Benimsin. Ben bencil bir adamım ve seni de aldım!" Umut Saygıner. Aile sevgisine muhtaç olan genç avukat, saçma sapan bir şirketin davasında tanışdığı adamla umulmadı...