Umut Kırıntıları (Askıya Alındı!)

10.x

Biliyormusunuz? Ufak ve çok tatlı olan bir yıldız var. Şu altta. Ona basınca rengi en sevdiğim renk oluyor. Denemelisiniz! :)

 

Yenibölüm.. İyi okumalar.. Bu arada Facebook üzerinde bulunan Umut Kırıntıları sayfasına bekliyorum.

 

Gözkapaklarım uzun ve nazik parmaklarla yukarıya doğru çekiliyordu. Zümrüt yeşili gözlerimin ortasındaki siyah nokta yer yer büyüyüp küçülüyordu. Beynim sanki kafama sığmazcasına çırpınıyordu. Gül yapraklarından rengini alan dudaklarım morarmış ve tahriş olmuştu. Neye dönüşmüştüm ben 2 günde böyle! Yılbaşı günü akşamı ne olmuştu? En son bahçede hepimiz toplanmıştık. Hülya Hanım bile bu kadar içten gülümserken neler olmuştu? O gece üzerimde olan beyaz uzun elbise çıkarılmış mavi üzerinde kareler bulunan ince bir bez parçası çıtçıtlarla birleştirilip vücudumla buluşturulmuştu. Beyazlarla iç içe olan odada bir çok makina ve üzerinde bulunduğum yatak vardı. Karşımdaki büyük pencere stor perdelerin esiri olmuştu. Yataktan doğrulmaya çalıştığımda karnımdaki ağrı baş göstermişti. Ağzımdan ince bir inleme kaçtığında odanın kapısı açılmıştı.

Göz torbaları olabildiğince şişip morarmış siyah saçları dağılmış üzerindeki siyah tişört ve kot pantolonuyla hala aynıydı. Dudaklarımdan geçen tebessümü gördüğünde yatağa yaklaşıp anlımdan öpmüştü. Eliyle yanağımı okşarken parmağındaki soğukluk dikkatimi çekmişti.
Yüzük parmağında bulunan siyah elmadan taşı olan yüzük elinde gayet zarif ve hoş duruyordu. Gülümseyerek elini yüzümden çekip benim elimi havaya kaldırdı. Benimde yüzük parmağımda aynı yüzüğün biraz daha küçüğü vardı. Onun yüzüğüne nazaran benim elimdeki daha küçük ve tatlıydı.
-Beğendin mi?

Ne söylemem gerektiğini bulamamıştım. Çok güzelmiş diyip sarılmamı mı bekliyordu?
Bu güzel yüzüğü ince parmağımdan yavaşça çıkarıp Ayhan'ın avcuna bıraktığımda bana şaşkınca bakıyordu.

-Ayhan.. Bak bunları neden yapıyorsun gerçekten anlamıyorum. Birbirimizi sevmiyoruz. Başkalarının planladığı hayatta yaşamamı bekleme benden!

-Sen ne diyorsun Umut! Ne demek birbirimizi sevmiyoruz. Köpek gibi aşığım sana. Hala neden anlamıyorsun. Ben sana sevmeyi derinden öğreteceğim.
-Nasıl olacakmış o sayın Ayhan Yıldırım.

Sinirlenmiştim.. Hemde fazlasıyla. Kor ateşi andıran kömür gözlerine kenetledim yeşillerimi. Yavaşça yaklaşıp ellerini yüzüme koyup kendine yaklaştırmasıyla gözlerime inanmamıştım. Burnu burnuma değdiğinde nefesi boynumu yakıp geçiyordu. Yüzündeki saçma sırıtışla ;

İki gün sonra evleniyoruz müstakbel karıcım.