Yeni bölüm gelmiş hoş gelmiş! Bölüm sonundaki notum çok önemli okumadan geçmeyin derim. İyi okumalar.
Bölüm Şarkısı; (Multimediada var!) SIA- California Dreamin.Ayhan'la koca merdivende ne kadar daha o pozisyonda kaldığımı bilmiyordum. Sadece beni şaşırtan tek şey göz odağımızı bir an bile bozmamış, öylece gözlerimizin içinde kaybolmuştuk.
Ondan ölesiye nefret ediyordum evet! Bağırıp çağırmak istiyordum. İyi bir yumruğu gözüne sallayıp, beni nasıl kaçırdığını söylemek istiyordum.
Sadece bunlara şu ciğerlerimin altındaki organ izin vermiyordu. Bu buruşmuş zeytinin yanında kan pompalamayı unutuyor, delicesine atıyordu.
Ama ben bu duyguya izin veremezdim. O beni zorla kaçırdı. Ve zorla evlendirildik. Sadece zorla..♥ ♥ ♥
Kız merdivenlerden hızla inerken genç adam arkasından gülümsemekle yetinmişti. Bu küçük kız nasıl böylesine güçlü bir adamı bu hallere getiriyordu? Gülümsemeyi unutmuş gibi bir hali olan genç adam Zümrüt-ü Anka'sının yanında gülümsemeden edemiyordu.
Hele ki geceleri.. Peri kızı gibi olan Umut her gece yatağını Ayhan'la paylaştığını bilmiyordu. Hoş, böyle devam ederse bilmeyeceği de kesindi. Ayhan senelerce takip ettirmiş, nerede ne yaptığını biliyordu.
Aslında Hülya Hanıma içten bir teşekkür etmesi gerekiyordu ama o kadına da az da olsa bir garezi vardı.
O onun Zümrüt'ünü üzmüştü. Ve Ayhan elbette ki bunun intikamını alacaktı.Aşkın üç kelime olduğunu kalbine geçiremiyordu Ayhan. Ona göre aşk 4 harfliydi. O harfleri daha 4-5 sene öncesinde önce kalbine sonra da aklına kazımıştı Ayhan.
"Umut"♥ ♥ ♥
Bahçedeki çardakta oturup ufak bir nefes çekmiştim içime. Daha nasıl devam ederdi bilmiyorum fakat bu oyuna son vermemiz gerektiğini ikimizde biliyorduk. Karşımdan son derece spor haliyle gelen Ayhan'a kaydırdım bakışlarımı.
Oturduğum yerden biraz kayıp oturması için yer açmıştım. Oda oturduğunda tekrar bir soluk alıp Ayhan'a dönmüştüm.
Galiba konuşmanın vakti gelmişti.Kelimeler ağzımdan dökülemiyordu. İçimi yakıp kavuran o cümleler ağzımın en ücra köşelerine tıkılı kalmıştı.
"Ayhan.."
"Efendim?"
Tam söylemeye yeltendiğimde pes edip uzunca bir of çekmiştim. Şişen yanaklarım Ayhan'ı güldürmüştü.
"Söyle bakalım avukat hanım? Siz konuşmayı seversiniz."
"Bak Ayhan.. Daha kaç kere tekrar edeceğim bilmiyorum ama gerçekten sıkıldım. Şu oyuna artık bir son vermeliyiz. Olmuyor böyle baksana. Bende acı çekiyorum. Sen-"
"Orada dur bakalım Avukat Hanım! Benim acı çektiğimi nereden çıkardın?"
"Ayhan farkediyor musun ben acı çekiyorum. Ha eğer bana acı çektirmek seni mutlu ediyorsa kusura bakma buruşmuş zeytin seni daha fazla mutlu edemem!"
"Buruşmuş zeytin ha."
Mahçup olmuşçasına yüzüne baktığımda yüzüme yaklaşıp parmaklarıyla yanaklarımı okşamıştı.
Yine gözlerimin içine girmiş, her hücresine ezberlercesine bakıyordu.Ayağa kalktığında uçarak çıktığım bulutlardan kısa süreliğine yere çakılmıştım.
Arkasını dönüp giderken bir anda durup bana dönmüş, konuşmaya başlamıştı."Sen benim çektiğim acıları görsen bu çektiklerine değil acı demek resmen şükredersin. En azından seni sevenin var. Sevilmeme duygusu görmemişsin sen Avukat Hanım. Geceleri onun için ağlamamışsın. Onun için hayatından dahi vazgeçmemişsin.
Onun taş bağlamış yüreğini çözemedim ben. Benim kalbim sen diye atarken sen benden nefret ettiğini her zaman hatırlattın.
Bari beni bırak yüreğimi esir ettin sen Avukat Hanım.!"♥ ♥ ♥
İçime öküz oturdu tabiri sanki benim için söylenmişti. Tek sorun şu idi; içime oturan bir öküz değil Ayhan'ın söyledikleriydi.
Nasıl böyle şeylerden söz ederdi? Ne yani bu şekilde beni eve kapatıp onu sevmemi mi bekliyordu. O kadar bencil bir insan olmadığını düşünmüştüm ama söyledikleriyle bencil olduğunu kanıtlamış, altına imzasını atmıştı.Ayhan'ın odasına ulaştığımda kapıyı çalmadan içeriye girmiştim. Kimse de yoktu zaten odada.
Melek teyzeye sormayı kafama koyup yavaşça aşağıya doğru eğildim."Melek Teyze?"
"Söyle Umut Kızım?"
"Ayhan'ı gördün mü?"
Ellerini üzerindeki eteğe silip bana baktıktan sonra tekrar konuştu Melek Teyze.
"Vallahi kızım en son benden kahve istemişti. Çalışma odama getir demişti. Hazır şimdi oda götüreceğim. "
"Tamam Melek Teyze ben geliyorum götürürüm ona kahveyi."
Elimdeki kahve fincanının içine tükürmemek için zor tutuyordum kendimi. Kapıyı çalıp içeriye girdiğimde dosyalarla boğuşan Ayhan'ın yüzünde keyifli bir sırıtış oluşmuştu.
"Vay! Avukat Hanım kahvede getirirmiş kocasına. Sen getireceksen artık Melek Abla'dan değil senden isteyeyim ben kahveyi."
Zıkkım iç diye söylendiğimde Ayhan'ın duyacağını tahmin bile etmemiştim.
"Zehir olsa bile içerim ben. Sen merak etme. Kötüye bir şey olmaz değil mi?"
Ayhan karşımdaki masada öylece oturup bana bakarken ben gözümü onun dışındaki her yerde gezdiryordum. Elindeki kahveyi umursamayıp konuşmaya başladım."Ayhan. Ben gidyorum."
"Nereye gidiyorsun Avukat Hanım?"
"Bana şöyle hitap etmeyi kes!"
"Neden? Avukat değil misin?"
Derinden bir of çekip tekrardan Ayhan'a döndüm.
"Evime gideceğim Ayhan. Evime. Madem sen bir son vermedin bu oyuna ben bitirmesini bilirim."
"Yürek yemiş bir Avukat Hanım ha. Bitirsene Umut!"
Ayağa kalkıp önümde durduğunda tekrar bağırmaya başlamıştı.
"Bitirsene şu siktiğimin oyununu! İlla sana bunun bir oyun olmadığını, gerçekten karım olduğunu göstermem mi lazım! Peki Umut. Yukarı çık."
"A-Ayhan.."
"Umut sana yukarı çık dedim. Bak bakalım gerçek mi değil mi? Belki anlarsın o zaman gerçek olup olmadığını!"
"A-Ayhan. Bana ne yapacaksın?"
"Karım yapacağım oldu mu Avukat Hanım! Bu evliliği senin açından gerçek bir hale getireceğim!"
Merhaba! Yeni bölüm geldi eh bir hoşgeldinizinizi alır. Biliyorum olmadık yerde kaldı. Elimden geldiğince çabuk atmaya çalıştım. Kusurlarım varsa affedin.
Ve dip not sıkıştırayım şuraya; Biliyorsunuz ki hikayeyi askıya alacağım. Sizce almadan önce yeni bölüm gelsin mi yoksa yeni bölüm atmadan alayım mı? Yorumlarınızı esirgemeyin. Teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Kırıntıları (Askıya Alındı!)
RomantizmBen senin değilim. Anla artık!!" "Vazgeç şu inadından. Sen senin bile değilsin. Benimsin. Ben bencil bir adamım ve seni de aldım!" Umut Saygıner. Aile sevgisine muhtaç olan genç avukat, saçma sapan bir şirketin davasında tanışdığı adamla umulmadı...