K A N I T

333 22 0
                                    

Korku. Hayatımda daima yeri olan bir duyguydu; Her gün ve her saniye yaşadığım bir duygu. Ve bu duygu benim hayatımı yönetiyordu.

Ben hayatım boyunca bir uçurumun kenarında durmuştum. Bu korku beni kaç kere aşağı atmaya çalışmış ama becerememişti. Bir zamanlar hayatımı yöneten bu duyguya cesaretle kafa tutuyordum.

Ama şimdi herşey farklıydı. Ben bile kendi hayatıma yön veremiyorken herhangi birşeyin beni yönlendirmesini engelleyemiyordum. Bütün korktuğum şeyler bir nehir gibi akıp beni de kendine doğru çekiyor gibiydi. Yavaş yavaş yok oluyordum ve uçurumdan aşağı düşmek üzereydim.

Bazen bir urbach-wiethe hastası* olmayı tercih ederdim. Korkuyu hiçbir şekilde hissetmiyor olsaydım belki bugün herşey daha da farklı olabilirdi.

Çocukken üvey babamdan korkmadığım için yaptıklarına karşı gelirdim.

Ömer pisliğinden korkmadığım için polis'e gitmeyi cesaret ederdim.

Yakalanmaktan korkmadığım için Aden'in peşinden gitmezdim.

Ve Aden'den korkmadığım için buradan kaçmayı başarabilirdim.

Ama korkmuştum ve korkuyordum.

<><><><><>

"İşe yaramaz şey seni!"

Eski tanıdık sesi duyduğumda gözlerim aralandı. Bu gerçek olamazdı! Kollarımı kaldırmaya çalıştığımda tüm bedenimi saran acıyı fark ettim.

"Aptal Çocuk!"

Ölesiye nefret ettiğim sesin sahibi burada olamazdı! Bedenimi zorlukla kaldırmaya çalıştım ve yorganı üstümden çekip ağır adımlarla yataktan indim.

Her adım attığımda bedenime yayılan tarifsiz acı yüzümü buruşturmama sebep oldu. Gözlerimi karşımda duran aynaya çevirdiğimde olduğum yerde kaldım.

Aynadaki yansımam küçük bir çocuktu. Herhangi bir çocuk değildi bu. Benim çocukluğumdu. Ağır adımlarla aynaya yaklaştım.

Dudağımın üzerinde bir sıvı hissettiğimde elimle yüzünü yokladım ama hiçbirşey yoktu. Gözlerim tekrar yansımama kaydığında burnunun kanadığını fark ettim. Üzerindeki küçük elbise kan içindeydi ve kollarında morluklar vardı.

"Bana aptal çocuk diyor. Birşey yap." Diye fısıldadı arkasına sakladığı elini önüne alırken. Küçük elinde tuttuğu siyah şey parladığında bir silah olduğunu fark ettim.

"Lütfen." Diye mırıldandı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Yanağımda bir ıslaklık hissettiğimde tüylerim ürperdi.

"Yapma." Diye fısıldadım, "Korkma. Sen Cesursun."

Küçük başını iki yana salladı ve silahı kaldırıp başına dayadı. Gözlerindeki çaresizliği gördüğümde sol yanıma bir acı oturdu.

"Bunu yapmamı istiyor." Dedi hıçkırıkların arasından.

"Onun dediğini yapmak zorunda değilsin." Diye yalvardım.

Tetiğe basmak üzere olduğunda gözlerimi yumdum. Ama silah sesi yerine cam parçaların heryere saçıldığını duydum.

Gözlerimi açtığımda ayna paramparça olmuş parçaları heryere saçılmıştı.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin