D A R B E

245 18 0
                                    

Kuş kafesten çıktığında özgür olduğunu sanıyordu ama çok sürmeden bir darbe almış ve daha dar bir kafese tıkılmıştı. Artık özgürlük yoktu.

______________

Insanın ruhu kaç tane darbeye mahruz kalabilirdi? Kaç darbeye dayanırdı?

Benim ruhumun aldığı yaralar her geçen gün daha da derinleşiyor ve daha da çoğalıyordu.

Bunun sonu yok muydu?

İçimde paramparça olmuş bir ruh vardı. Her parçasında ayrı bir darbe, ayrı bir anı, ayrı bir acı.

Ve ruhumu almayı bekleyen acımasız katil paramparça olmuş ruhumun artık bir daha umut edemeyeceği gerçeğini bilmiyordu.

Bir sarsıntı hissettiğimde gözlerim aniden aralandı ama tekrar kapandı. Gözlerimi örten göz kapaklarımı yoğun ışık yüzünden açamadım. Tek gördüğüm beni omuzlarımdan sarsan karanlık bir silüetti.

"Kendine gel Aden."

Ses Barkın'a aitti. Sert parmaklar omuzlarımı bıraktığında derin bir nefes alıp verdim. Tüm bedenime yayılmış olan kırgınlık hala varlığını koruyordu.

Gözlerimi açtım. Başıma silah dayayan katil'in gözlerindeki ölümcül soğukluk kaybolmuştu. Beynimde karanlığa düşmeden önce yaşadıklarım dönmeye başladığında yarı kapalı olan gözlerimi kapattım ve düşünmemeye çalıştım.

"Uyandın. Konuşabiliriz."

Aden'in sert sesi gözlerimi tekrar açmama neden oldu. Tüm gerginliğini hissediyor gibiydim. Yavaşça doğruldum ve geniş koltuğa yaslanarak gözlerimi tanıdık salonda gezdirmeye başladım.

"Neyi konuşacağız?"

Gözlerim Aden'i bulduğunda parmaklarıyla masada ritim tutup bana beklentiyle baktığını fark ettim.

"İhyas."

Sesinin dışa vurduğu öfke'nin izi gözlerine kadar yansıyordu. Yine korkuyordum. Elimde olmadan korkuyordum.

"Söyleyecek pek birşey yok." Diye mırıldandım. Bu cümlenin ağzımdan çıktığını fark ettiğimde kaşlarımı hayretle kaldırdım. Bu rahatlık nerden gelmişti? Orada duyduklarımdan ben değil de başkası korkmuştu sanki.

"Bekliyorum." Diye mırıldandı sert bir tonla ve kaşlarını çattı. "Kaçtığın andan itibaren herşeyi harfiyen duymak istiyorum." Kaşlarını çattığında koyu kahverengi gözleri daha da belirginleşiyordu. Siyah saçları ve açık ten rengi o görüntüye uyum sağlıyordu.

O anı önüme getirip her ayrıntıyı hatırlamaya çalıştım.

"Ormana koştum. Kara yoluna doğru kaçacağım sırada birisi beni engelledi. Sizi duydum çok yakındaydınız. Ama beni oradan uzaklaştırıp bayılttılar."

"Lar?" Diye sordu kaşlarını kaldırırken. Doğru ya katil bey bunu planlayıp oyun olduğunu söylemişti. Şimdi de inanmıyordur.

"İki kişi olduğunu sanıyorum. Yani uyandığımda iki kişinin varlığını hissettim."

"Seslerini duydun mu?"

"Sadece birinin."

Ne tuhaftı. En son beni öldürmeye çalışan katil şimdi oturup ciddi bir şekile konuşmaya çalışıyordu.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin