Medyada Ege var.
Ayza'nın abisiSizi seviyorum iyi okumalar...
:)))
Burnumda bir gıdıklanma oldu. Sonra tekrar bir tüy hissettim.
Tam bir şey diyecektim ki hapşurdum. Gözlerimi açtığımda karşımda olan Egeyle karşılaştım.Ege " Ayza yuh kızım be yüzüme sıva yaptın bildiğin" dedi. Bu haline gülmemek elde değildi.
"Sende burnuma tüyü sokmaya çalışmasaydın." dedim.
"Öküz gibi uyuyordun ben de böyle uyandırıyim dedim." dedi.
Öküz gibi uyuyan ancak sen olursun abicim.
"Yani öküzce" dediğimde yastıkla vurdu. Ben de ona vudum. Biz yastık savaşı yaparken gürültülü bir şekilde kapı çalmaya başladı.
Kapının sesini duyduğumuzda Egeyle birbirimize baktık. Kapının açılma sesi geldi. Herhalde annem kapıyı açmıştı.
Merdivenlerdrn hızlıca ayak sesleri vardı. Ve kapı birden açıldı.
Hızlıca açtığı için kapı duvara Caner'de kapıya yapıştı.
Ege direk "Noluya lan" dedi.
Caner nihayet konuşmaya başladı
"Abi, cankuş bilin bakalım kim geliyor?" dedi.
Kim geliyor ya Caner bu halde haber verdiğine göre kim olabilir ki ?
Ege ve ben aynı anda "Kim geliyormuş ?" dedik.
Caner "Sara" dedi.
"Nee" diye bir çığlık kopardım.
"Gerçekten mi ?" dedim.
Caner "Evet. Gerçekten. Şu an burda İzmir'de. Az önce otobüsten inmiş taxide geliyormuş"dedi.
Duyduklarımla Caner'in üstüne atladım. Sarıldım. Sonra timsah yürüyüşü ve yengeç hareketlerini yaptık. Ege bu halimize garip bir şekilde bakıyordu.
Sara Antalya'dan çocukluk arkadaşımız. Benim annemlerin tayini İzmir'e çıkmıştı. Caner ve Sara Antalya'da kalmışlardı. Caner ayrılışıma dayanamayıp benimle gelmişti. Sara'da gelicekti ama ailesi izin vermemişti. Şimdi İzmir'e yanımıza geliyordu. Ailesi nasıl izin verdi merak ettim doğrusu.
Telefonumu kaptığım gibi Sara'yı aradım. 2. Çalışta açtı.
"Sara nerdesin ?" dedim heyecanlı bir şekilde.
"Konak taraflarındayım geliyorum." dedi düz bir şekilde. Sesi buz gibi geliyordu. Belli ki çok önemli bir şey olmuştu.
"Tamam" diyerek kapattım. Benimde suratım düşmüştü.
Ege ve Caner ne oldu der gibi bakıyorlardı.
Ben de "Sesi kötü geliyordu. Sanırım bir şey olmuş." dedim.
Caner "Ben de fark ettim." dedi.
Daha sonra Ege ve Caner Ege'nin odasına gittiler. Ege Caner'i sporda çalıştıracakmış kum torbası üzerinde. Ben de kitap okumaya başladım.
Yarım saat sonrazil çaldı. Sara'nın gelmiş olması aklıma gelen ilk fikir olduğundan dışarı fırladım.
Ben odadan çıktığımda karşıdaki odadan Ege ve Caner'de fırladılar. Merdivenlerden inerken Caner beni ittirdi. Ben de kafasına vurup onu ittirdim.
Ege'de Canerle benim ortamdan geçmeye çalışıyordu. Son basamağı iniyordum ki basamadan yere yapıştım.
Ooff başımı kötü vurdum ama beni kaldırmaları yerine direk Sara'nın yanına gittiler pislikler. Yerden kalkıp Sara'ya sarıldım. Hemen o da bana sıkıca sarıldı. Sonra salona geçtik.
Sara gülümsüyordu. Ama yine üzgündü bir şey olduğu belliydi.
"Ailenin izin vereceğini hiç sanmıyordum." dedim.
Sara'nın gözleri doldu bir an ve bir damla yaş aktı.
Ege "Ne oldu?" dedi.
Annemlerde "Saracım ne oldu?" dedi.
Sara "Ben ilk haber vermeden geldiğim için özür dilerim. Meltem teyze." derken ağzından bir hıçkırık çıktı. Ağlıyordu.
Annem sağına, ben soluna, Caner ve Ege'de tam önümüze yere oturdu. Annem sırtını sıvazladı.
Annem" Ne demek güzelim. Her zaman kapımız açık." dedi.
Pür dikkat onu dinliyorduk ve Sara derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Meltem teyze annemler. Annemler öldü." dediğinde iyice ağlamaya başladı.
"Trafik kazası. Ben okuldaydım. Müdür çağırdı odasına girdiğimde ise o kötü haberi bana verdi. Hastaneye gittik hemen. Ama çok geçti."
Sara'nın ağlaması şiddetlenmeye başladı. Benim de göz yaşlarım istemsizce akmaya başladı. Ege'nin ve Caner'inde. İnanamıyorum öldüklerine. Serap teyze. Allah'ım nasıl ölürler. Ben düşünürken Sara devam etti.
"5 gün oldu. Teyzemler açıkça istemediklerini söylediler. Tam öyle söylemediler ama net bir şekilde ima ettiler. Salı, çarşamba cenaze vardı. 2 gün. Perşembe ve Cuma günü evde yalnızdım. Babam yoktu, annem yoktu. Bomboştu. Annemlerin yatağında oturdum çamaşırlarını koklayıp. Sonra aklıma siz geldiniz. Antalya'da durmamın bir anlamı yoktu artık. Bambaşka hayata başlamak için yanınıza geldim. Okul kaydımı aldırdım." dedi.
Anneme dönerek " Meltem teyze, burda sizinle kalabilir miyim ? Ama istemezsen brn kendime bir apart bakabilirim" dedi.
Annem elini hayır der gibi sallayarak " Saracım olur mu öyle şey. Tabi ki kalabilirsin. Ayza'nın odasındaki yanındaki oda senin olabilir hatta. Ben, annenlere çok üzldüm. -sarılarak- Başın sağolsun güzelim. Annenin yerini elbet tutamam ama bir ihtiyacın olursa canın ne istiyorsa lütfen benden saklama bana söyleyebilirsin." dedi.
Sara" Ben, çok teşekkür ederim Meltem teyze." dedi sarılarak.
Biz ne diyeceğimizi bilemedik. Caner, Ege ve ben Sara'nın sarıp sıkıca sarıldık. Sara gülümsemeye çalıştı.
Eve Sara'nın bavulunu alıp yukarıya çıktı. Bizde peşinden gittik.
Annem az sonra evden çıkıp bizim okula gidip Sara'yı kaydettirecek.
Hepimiz Sara'nın odasındaydık. Caner geziyi anlattı. Sara'd geliceki. Caner anlattıkça Sara az da olsa keyifleniyordu ve Caner en son atlar kısmını anlatınca Sara gülümseyerek "Süpermiş" dedi.
Daha sonra film izlemeye başladık. Ardından tabu oynadık sonra hepimiz bi yerde uyuya kaldık.
Uyandığımda üstümde birinin bacağı vardı. Bu Sara'ya aitti. Kolumda bir kafa vardı. Bu daa Ege'ye aitti. Benim bacaklarımda, Egenin bacaklarının üstünde yatan Caner'in karnındaydı. Sara'da bacaklarını Caner'in üstine atmıştı. Ne bim uyuyorduk ya.
Kolumu çektiğimde Ege'nin kafası yere vurdu.
Ege "Ahh" diye inleyerek uyandı -fesatlaşmayın-
Ege"Noluyo Ayza ya." dedi.
"Hadi kalkın" dedim ben de herkes birbirini uyandırdı. Tuvalet sırasından sonra kahvaltı yaptık. Sonra Sara'ya gezi için kıyafetler ayarladık. Tam akşama kadar.
Günün devamını da dedikodu yaparak geçirdik. Caner'de hazırlanmak için evine gitmişti. Bizde dedikoduya fazla daldığımız için saat 12'di. Sonuçta yarın gezi var . Sara'ya gelince dünden daha iyi oldu.
Bir süre sonra uyuduk .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKUL GEZİSİ
Chick-LitAyza'nın hayatı. Yaşadıkları ve yaşayacakları. ve her zaman yanında olan dostları