Bölüm 16

103 4 0
                                    

Multide Barış var :))

İyi okumalar arkadaşlar

:))))


Caner "Bence Bahattin olsun." dedi.

Ooff Caner ya. Şu an kardeşime isim düşünüyorduk.

Ege " Saçmalama gerizekalı erkek olacağı kesin değil 2 haftalık bebek daha " dedi.

Sara " Hem Bahattin nedir ya ? Kro. Bene kız olursa Berrak olsun."

Bunlar kendi aralarında tartışırken ben de telefonumdan trivia crack oynuyordum.

Bir süre sonra elinde kahve ile Barış yanıma geldi.

Barış bardağı bana uzatırken teşekkür edip aldım.

Kahveden bir yudum aldığımda

Caner "ooo enişte bize yok mu ? " demesiyle kahve boğazımda kalfı ve öksürmeye başladım.

Buna Ege' de gülüyordu. Demek ki artık Ege Barış'a karşı buzlarını eritmişti.

Barış'ta sırıtarak sırtıma vurup

"Helal helal" dedi.

Zaten hep Caner yüzünden of ya. Bir şey demeden kahvemi içip oyun oynamaya devam ettim.

Barış yanıma oturarak

"Kiminle mesajlaşıyorsun ?" diye sordu.
Cevap vermedim.

"Kız mı ? Erkek mi ?" sordu.
Yine cevap vermeyince birden telefonumu elimden aldı.

"Ya ne yapıyorsun ya öküz müsün ?"

"Cidden trivia crack mı oynuyorsun ? Bilebiliyor musun bari ?"

"Ha ha çok komiksin "

"Rasgele insanlarla oynayacağına benimle oyna"

"Tamam bir şartla "

"Neymiş o "

"İnternetinin paylaşımını aç" dedim.

"Tamam " diyerek telefonunu çıkardı. Bir kaç yere bastıktan sonra "açtım" dedi.

Ben de wifimi açtım

"Hangisi sensin ?" diye sorduğumda

"Yakışıklı yazan" dedi.

Gözlerimi devirdim. Ukala !
Yakışıklıya bastığımda şifre vardı.

"Şifren ne ?"

"Bilinmemesi ve söylenmemesi için şifre var zaten canım." dedi.

"Off ne gerek var şifreye ya."

"Senin gibiler girmesin diye var." diyerek göz kırptı.

Şifreyi girmesi için telefonumu ona uzattım. Aldığında bir sürü rakama bastı ve yazmaya da devam ediyordu.

"Yuh ! Alt tarafı wifi şifresi ya Amerika'nın milyar dolarlık bankasının şifresi değil Barış." dedim.

"Çok konuşma al" diyerek telefonumu geri uzattı.

Öncelikle hazır interneti bulmuşken whatsapp'a ve faceye baktım. Mesajlara cevap verirken
Barış " Hadisene kızım ya diğer pezevenklere cevap ver diye açmadım internetimi sana." dedi.

"Ne küfür ediyorsun be. Kullanıcı adın ne ?"

"BarışAtkl"

Trivia Crack'ta bile profil koymuş ya. Ama burda da yakışıklı çıkmış. Piç.

"Takip et " dedi.

Uyuzluk değil mi ? Takip etmeden oyunu başlattım. Vay şansa bak hemen taç geldi. Eğlenceyi seçtim.

Oha soruya bak. Açlık oyunlarının yönetmeni kimdir ?

Ebesinin şeysidir. Böyle soru mu olur ? Ben nerden bileyim ya. Cevabı salladım. Tabiki bende ki bu şans olduğu için yanlış çıktı.

"Sıra sende " deyip arkadaşlarımın mesajına cevap yazdım. Tam göndereceğim ansa internet gitti.

"Ya niye kapattın ya öküz." dedim.

"Yeter benimle oynadın ve internetlik işin bitti." dedi.

"Ooff uyuz"

Neyse otelin interneti var neyseki.

Ne yapsam diye düşünürken aklıma vine izlemek geldi. Ama şimdi kim kulaklığımı getiricek ya.

Barış'a gülümseyerek baktığımda nerdeyse 2 dk sonra dikkatini çekebilmiştim.

Barış " röntgen çeket gibi bakıp kaslarımı gözetlediğin için mi gülümsüyorsun ? "

Bu çocuk çok mu fazla maldı ?

"Bana ne be senin kaslarından sadece kulaklığımı getirebilir misin diyecektim." dedim.

Barış " sence ben bunu yapar mıyım ? "

"Sadce bir umut " dedim somurtarak.

Barış ise benim aksime sırıtmıştı.

Bağırarak " Kim benim kulaklığımı getirebilir ?" dedim. Kimseden çıt çıkmayınca aynı şekilde tekrar bağırdım. Yine kimse bir şey dememişti.

Bu sefer " Benim kulaklığımı getirene karam ısmarlıcam." dediğimde herkes ayaklanmıştı. Ama Caner önce davranıp yardırarak koştuğundan hepsini geçmişti.

Bir kaç saniyr sonra Caner kulaklığımı getirdi.

"Teşekkürler, sonra bir ara ısmarlarım sebastian" dedim.

"Ben bilemem yarın ilk işin bana karam almak olucak." dedi.

"He he alırım" dediğimde

Caner bana doğru eğilerek kulağıma

" eğer yarın almazsan Barış' a lezbiyen olduğunu ve uyurkende horladığını söylerim." dedi.

Dediği şeyle gözlerimin yuvalarından çıkması mümkünmüş gibi iyice açtım.

Fısıldayarak "ama ben horlamıyorum ki" dedim.

Caner'de sırıtarak "Biliyorum ben öyle söyleyeceğim." dedi.

Nankör, hain, pislik. Yazıklar olsun.

"Tamam be tamam" dedim.

Caner gülümseyerek Naz'ın yanına gitti.

Ben de kulaklığımı takıp Murat Sakaoğlu'nun vinelerini izlemeye başladım.

Yarım saat kadar izledikten sonra gözlerim kapanmaya başladı. Sonrası bir anda karanlık...

OKUL GEZİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin