Bölüm 10 - ZAMANSIZ GELEN

80 24 5
                                    

Medya Niko

Abel ve Loren şaşkınlıkla polisleri izliyorlardı. Herkes şoktaydı.

"Konu neydi memur bey? Hangi sebeple bizi götürüyosunuz? "  Jeremy soru sorarken aynı zamanda polislere sert bakışlar atıyordu.

"Karakolda öğrenirsiniz. Bilgi vermeye yetkimiz yok malesef."

Tam kapıdan çıkarlarken Jeremy Abele döndü ve "korkmayın biz hemen gelicez" dedi.

Bunu söylerken Abel polis memuruna odaklanmış düşüncelerini okumaya çalışıyordu. Birden haykırdı.

" Jeremy ile Dragon suçsuz. "
Jeremy de Dragon da bir şey olduğunu anlamıştı. Durdular.

Abel Jeremy ye yaklaşıp " Tanı,  Davidi, Jacki de arıyorlar. Sadece siz değil.  Hırsızlıktan götürüyorlar. "  Dragonun ve Jeremy nin gözleri büyümüştü duydukları karşısında.
"İyide biz bir şey çalmadık ki. "

"Sorun da bu zaten " dedi Abel ve ekledi "biri sizden kurtulmak istiyor" 

Polis onları hayretlikle izliyordu.
"İki dakika da ne senaryo yazdınız be hadi hadi karakolda konuşursunuz bunları!" Memur Dragonu ve Jeremy yi iteleyerek arabaya bindirdi. Karakola doğru yola koyuldular.

Abel Omara onların arkasından nasıl gideceklerini sordu. O da taksiye binmeleri gerektiğini ama burası ara sokak olduğunu iki sokak aşağı inerek işlek caddeden taksiye binebileceklerini söyledi.

Abel, peşinde Lorel le hızla kafeden çıkıp sokak aralarından işlek caddeye koştular. 'Taksi taksi' diye bağırsalar da ne bir taksi seslerini duydu ne de önlerinden bir taksi geçti. Tam yürümeye başlayacaklardı ki arkadan kornaya basan arabanın sesine sıçradılar. Arkaya baktıklarında ise Abel bağırdı. "Taksiii"

Hemen taksiye atlayıp karakola doğru gittiler. Ne olduğunu merak ediyorlardı.

Abellerin taksi aradığı sırada Jeremy ve Dragon karakola geldiler. Çok ilerlemeden girişin bi on metre kadar ilerisindeki kapıdan içeri girdiler. İçeride masaya oturmuş omzunda  rütbeleri olan yaşlı bir adam vardı.

"Oturun" diye emir verdi. Jeremy ve Dragon tam otururken içeri Jack girdi. Onunda elleri kelepçeliydi. Onu da Jeremy ve Dragon un karşısındaki koltuğa oturttular.  Mr Jack karşısındakileri görünce tamamen şaşkınlaşmıştı.

Rütbeli konuşmaya başladı.
" buraya neden geldiğinizi bilmiyosunuz değil mi? "  Bıyık altından gülme buna deniyordu sanırım. Jeremy atıldı. "Hırsızlıktan"

Rütbeli şaşırmıştı. " bildiğinizi söylerken itiraf mı etmiş oldunuz ?"

"Hayır tabiki " dedi Dragon . " bize bu iftirayı kimin attığını bulmak için geldik"

"Haddini aşma eşkiya! " diye haykırdı rütbeli.  Gözlerinden sinir fışkırıyordu.

" Şikayetçi beyefendiyi içeri alın " dedi.

Kapı önünde bekleyen memurlar dışarıdan birini çağırdılar.  İçeri giren adam saçları kısa geriye doğru dağınık taranış, üstünde siyah kazağı siyah pantolonu olan uzun boylu yakışıklı biriydi.

İçeri girerken ağır adımlarla elleriyle yakasını düzelterek havalı bir şekilde girmişti. Jeremy Dragon Jack şoktaydılar. Jack söylendi.

"niko!?"

Kapının açık olduğunu gören Abel ve Lorel içeri daldılar. Jeremy olduğu yerden kalkıp "ne işiniz var burda " dedi. Abel tek tek herkese bakıyordu. Kim Tan ve David Lee ortada yoktu.  Ama içlerinde umarsızca sırıtan biri vardı. Abel ona odaklandı. Dşüncelerini okumaya çalıştı. Ama okuyamıyordu. Jeremy ye baktı ve 'okumam lazım' diye geçirdi içinden.

Nikonun gözleri kızlara gitmişti. Onları süzüyordu. Bu sırada tekinin ona doğru geldiğini gördü. Kız tek elini kaldırdı ve niko ona vurcağını sanıp havada kızın elini tuttu. Bu sırada Jeremy sinirlerine hakim olmak için kendini zor tutuyordu. Biliyordu Abelin bi düşüncesi vardı.

Abel nikonun elinden bileğini yavaş yavaş çekip elini yavaşca nikonun yanağına koydu.
Bu sırada niko şaşkınlık içindeyken Jeremy bağırdı " Abel ne olursa olsun ona dokunma " gözlerindeki sinir ve acı kendini çok uzaktan belli ediyordu.

Niko kızın gözlerine bakakalmıştı. Ona göre kız melek gibiydi, güzel ve sexiydi. Bi üç dakika kadar Niko ve Abel bakıştıktan sonra Abel elini çekti. Niko hala ona bakıyordu.

Abel ona iyilik üfleyip itiraf ettirmek istemişti ama insanların içinde ona üfleyemiyordu.

Rütbeli bağırdı "bu ne saçmalık! Bizde izliyoruz çıkarın bu küçük hanfendileri dışarı!" Dedi.

Bir memur Lorel i kolundan tuttu diğeri ise Abeli. Tam çıkarken Abel bağırdı. "Onların bir suçu yok bu adam onlara iftira attı memur bey ben şahidim " dedi. Rütbeli bu sözlerin üzerine sadece Lorelin çıkmasına izin verdi. Abel odada kaldı. 

"Ne gördün anlat bakalım kızım" dedi rütbeli.

Abel anlatmaya başladı. " bu adam arabasının bunlar tarafından çalındığını ve çalıntı arabayı bir hurdalıkda bulduğunu iddia ediyor demi efendim?"

"Evet"

"İşte bu yalan. Bu adam kendi arabasını çalması için birini tuttu. Tuttuğu adam yanında dört adamla beraber çevirme olan bir yerden geçerken bu polise ihbar etti ve polisler yüzlerini tanımasalarda arabada 5 kişi gördüler. Tuttuğu adamlar arabayı polisleri atlatıp hurdalığa çektiler ve bunun yanına paralarını almaya geldiler. Hepsinin ismini tek tek sayabilirim. En son da bu kimden şüpheleniyorsun dediklerinde bu adamların adını vererek iftira attı. "

Niko olayı kimsenin bilmediğini biliyordu. Bu beş adamdan başka. Onların öttüğünü düşündü ve sinir küpüne döndü.  "Bunu kanıtlayamazsın asıl iftira atan sensin şuan!" Dedi. 

"Evet şuan kanıtlayamam ama gizli hattının numarasını verip kayıtlarına baktırabilirim. " Abel kendinden emin bir şekilde konuştu.
Herkes hayretle Abeli izliyordu.

Abel numarayı rütbeliye verdi. Yaklaşık bi yarım saat kimse serbest bırakılmadan  kayıtlar incelendi ve Abelin dedikleri doğrulandı. Jeremy ve yanındakiler serbest bırakıldı. Niko ise iftira atmaktan o gece göz altında tutulacaktı.

Niko elindeki telefonu memura vermeden yanındaki adama mesaj attı. 'Jeremy nin yanındaki kızı araştır. İsmi Abel'

Jeremy odadan çıkar çıkmaz Abele sarıldı.
"Delirdin mi ya başına bişey gelseydi!? Üstelik bir de o pezevenkin yanağına dokundun!! "

"Ben üşümemen için herşeyi yaparım" dedi Abel ve güldü. Lorel ve Dragon bir şey anlamasada Jeremy bu lafın arkasında onunla uyumak istediğini anlamıştı.  

Kendi aralarında gülüşüp karakoldan çıktılar. Kapının önüne çıkınca Jeremy durdu.
"Kafede üşümüyorum da dışarısı buz, ellerim ısınmıyo" dedi.
Abel, bilmişcesine atladı hemen "elin ne zaman ısındı ki senin ?" Dedi. Ve laf soktuğunu düşünerek güldü. Ama gülüşü yarıda kaldı.
"Ellerinle sardığında"

Abelin kızaran suratını baktıklarında hepsi kahkaha attı. Sonra Jeremy elini Abelin ellerine kenetledi.

🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎈🎂🎈🎈🎈🎈🎈🎈

Arkadaşlar okuduktan sonra mutlaka oy vermeyi unutmayın. Rica ediyorum. Bölüm nasıldı yorumlarınızı bekliyorum. 🙏🏻😇

Pamuk Cüceyi Yedi Prensler (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin