Medya Mars Cafe&Bar
"Abel sen bu kızı tanıyor musun?" Dragon şaşkınlıkla Abele bakıyordu. Jeremy olayları bildiği için öne atıldı. "Evet biz harabedeyken tanışmıştık Lorelle. "
Tanıdık çıktığını gören Çocuklar cafeden dışarı çıktılar. David Lee ve Kim Tan yüzlerindeki soğuk ifadelerle dar sokaklarda tur atmaya başladılar.
Mr Jack etrafı kolaçan ederek hızla ilerledi. Uzun bir süre yürüdükten sonra uzun devasa boyutta etrafı cam ile kaplı dikdörtgen bir şirkete girdi. Şirketin sol köşesinde 'GOLDEN PARTNERS' yazıyordu.
Dragon ise dış kapının yanındaki duvara çömelmiş bir eliyle sigara içiyor bir eliyle de çakmakla oynuyordu. Jeremy yi, Abeli ve Loreli düşünüyordu. Ani bir iç çektikten sonra sesli bir şekilde "demek adın lorel" diye düşündü. Yalnız isimlerde ki uyum dikkatini çekmişti. Lorel ve Abel . Harabe de tanıştık demişti Jeremy bu , yalan olabilir miydi?
Hızla yerinden kalkıp kapıya yöneldi. İçerden gelen sesler onu durdu. Dinlemeye başladı.
"Abel uyarı almana rağmen bu ölümlüye döneceğini biliyordum. Tanrıça beni yanına yolladı. Görev saatin geriye çekildi. Sadece ölümlü olmak istersen bu görev iptal edilecek. Gökyüzü saatine göre tam otuz dakikan var. "
Lorelin sözleri daha tam bitmeden Jeremy söze atıldı. " ne demek otuz dakika? Hemen gidecek misiniz? " bunu sorarken bir eliyle Abelin elini tutuyordu Jeremy. Gitmesinden korkuyordu.
Abel sakin bir ses tonuyla "Jeremy gökyüzünde geçen bir saat dünya da ki zamanda bir yıla eşit. Benim görevimde bir saatlik yani dünya zamanına göre bir yıllık bir görevdi. Eğer bu otuz dakikaya çekildiyse bu dünya zamanında yüz seksen iki gün eder. Ben geleli tam kırk beş gün oldu yanı daha yüz otuz yedi gün burdayım. Yalnız Lorel sen kalacak mısın yoksa- " daha lafını bitirmeden Lorel sözünü kesti. "Evet, gökyüzünde yaptığım işlere burda devam edeceğim ta ki senin görevin bitene kadar. "Jeremy büyük bir iç çekmişti. Bu sırada kafenin kapısı açıldı.
"Abi bunlar insan değilse bunlar kim nerden geldiler ne demek gökyüzü zamanında bir saat dünyada bir yıla eşit? "
Dragon sorarken şaşkınlığını gizleyemiyordu. Abel Jeremy nin yüzüne baktı. Lorel de Abele.
"Bu kadar çok kişi öğrenirse sorun yaşabiliriz. Onun hafızasını silicem. Daha sonra konuyu bir daha açmayın."
Lorel bunları söylerken Dragon duyduklarına inanamıyordu. Olduğu yerden hızla Lorele koştu. Onu bileğinden kavradı. İterek duvara yasladı."Nesin sen bilmiyorum ama eğer hafızama dokunacaak olursan er geç her şeyi hatırlar bunu yanına bırakmam. Hatta sen yapmadan şuan seni şuracıkta öldürebilirim!"
Jeremy Deagonu omzundan tutup geri çekti. "Dragon o ölümsüz. Onlar birer melek. Abel iyilik üfleyen bir melek. Lorel ise yanlarından geçerek ölüm zamanı gelmiş insanların ruhlarını alıyor. Yani ölüm meleği."
Dragon dikkatle Loreli süzdü. O sırada Jeremy Lorele dönüp "o asla kimseye söylemez hafıza silmeye felan gerek yok. Bırak bilsin size yardım ederken yanımda birinin olması benim açımdan daha iyi olur" lorel bu sözler karşısında bir şey demeden Abel e baktı.
"Merak etme Lorel onlar iyi insanlar" dedi Abel. Onun sözleri karşısında Lorel rahatlamış bir tavırla Dragonun bilmesini onayladı.
Dragon yaşadığı olaylar karşısında hala şoktaydı. Jeremy onu alıp bilardo salonuna götürdü. Uzun uzun herşeyi anlattı. Aslında dilimi bilmedikleri için konuşamadıklarını sadece yüzümüze uzun süre dokunduklarında dili kendilerine aktardıklarını anlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Cüceyi Yedi Prensler (TAMAMLANDI)
FantasíaDünyaya görev için inmiş bir iyilik meleği bir insana aşık olursa ne olur ? Abel, iyilik meleği olarak ilk büyük görev için dünyaya inmiş fakat görevini tamamlayamadan Jeremy'ye aşık olmuştur. Lorel, ölüm meleğidir ve Tanrıça tarafından Abel'i uyar...