Sene 2004 sabah 6 gibiydi gün yeni aydınlanıyordu. Gözümü açtım babam yanımda yoktu. Kafa kaldırdım , babam hamama kusuyordu. Bu biraz farkli gibiydi daha once hiç gündüz kusarken nasıl birşey olduğunu görmemiştim. Kırmızıydı gözümden yaş aktı . Babam kan kusuyordu yıkıldı ağlanaya başladım bağıra bağıraa . Baba baba baba ... Ne yapacağımı bilmiyordum Mehmet abim geldi sesimize kosarak aglamaya başladı , sarıldı kucakladı babamı kucagında arabaya götürüyordu. Babam çokton canini vermişti arabay binmeden abim dizlerinin üzerine çöktü sarıldı ağlıyordu . Babam gitmişti , o dağ gibi adam yıkılmıştı canımdan çok sevdiğim adam beni nasıl bırakıp gider. Biz ne yapardık onsuz nasıl yaşardık. Bize kim bakıcak, bana kim top alacak baba. Benim bisikletimin patlayan tekerini kim yapacak baba.. Ben kime sarılıp yatacam baba...Gitme be baba gitme konuşamıyorum ama sen gitme...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Aydınlığa
General FictionBir insan ne kadar acı çekebilir, Ne tür acıları yaşabilir , bu acıları nasıl yenerde geçer. Her zaman bir umut vardır...