Simadan;
Arabaya binip sürmeye başladım. Hem ağlıyor hemde araba sürüyordum. Doğru mu yaptım bilmiyorum ama çok canım acıdı. Ah ben ne yapacam? Arabaların arasında makas ata ata eve geldim. Kapıyı irem açtı
"Ne oldu?" dedi
Dayanamayıp ona sarıldım.
"Şşş ağlama güzelim. Hadi içeriye gir usuyeceksin. "
Ondan ayrılıp içeriye girdim. Montumu çıkarıp koltuğa attım. Kendimde koltuğa geçip oturdum. Hatice ve ali içeriye atışarak girdiler.
"Kızım sen niye ben banyodayken içeriye daliyorsun?" dedi ali
"Oğlum ışık açık değildi. Kapıda kilitli değildi. Bende ondan girdim. Hem ne bağırıyorsun allah allah ya!" diye bağırdı hatice.
"Farkında isen sen bağırıyorsun"
"Sanane ben bağırıyorsam sanane!"
"Lan bi susun Sima" dedi irem
"Ne oldu aşkım?" dedi hatice ve gelip yanıma oturdu.
"Ben-ben bişey yaptım."
"Ne yaptın güzelim" dedi hatice
"Gökmen.."
"Ne yaptı yine o Piç" dedi ali
"Ya bi sus!" diye bağırdı irem ve hatice.
"O-o beni sevdiğini söyledi"
Hepsi birden
"Ne!" diye bağırdı.
"Ben-ben ise kaçıp geldim."
"Ne!" diye bağırdı hepsi
"İyi yapmisin" dedi ali
"Ne!" diye bağırdı hatice ve irem
"Ne ya kızım bunlar düşmanlar!" dedi ali
"Haa" dediler hatice ve irem
"Ama yinede çocuk bunu seviyor" dedi irem
"Kızım o Piç bunu mu sevicek. Kesin bunu kullanacaktı. İyi yapmisin knki" dedi hatice.
Telefonum çalıyordu. Ali gidip montumdan telefonumu aldı.
"Baban"deyip telefonu bana verdi
Telefonu elime alıp kapattım. Şimdi hiç onu çekemezdim. Telefon ısrarla tekrar çaldı. Bende telefonu tekrar kapattım. Bu sefer mesaj geldi.
" aç şu lanet telefonu "mesajı atan babamdı. Bu sefer ben aradım
" ne var baba!"
"Sen ağladın mı?"
"Evet ne oldu?"
"İyi mısın geliyim mı?"
"Hayırdır ne ara bir kızın olduğunu hatırladin?"
"Sima karşında baban var düzgün konuş"
"Ya öyle mi ama ben hatırlamıyorum 3yildir babam olduğunu"
"Neyse akşam saat 9da alırım seni. Biraz güzel giyin"
"Neden?"
"Ortağımla yemek var"
"Gelmiyecem"
"Sima sana soru sormadım"
Telefonu yüzüme kapattı. Hayvan ya!
"Ne diyo?"dedi irem
"Akşam yemek varmış"
"Gidiyor musun?" dedi irem
"Zorla" dedim. Saate baktığımda 7idi. Yukarıya çıkıp banyoya girdim. Aynadan kendime baktım ama bakmaz olaydım. Göz altlarım mosmor olmuş. Hemen gözümu kapatacak birşeyler surdum. Odama geçip dolabımin karşında durdum. Ne gidecektim ben şimdi? Hiç elbisem filan yok. Beyaz bir kazak altıma pudra rengi çiçek renkli bir etek giydim.medyada var altıma kahverengi botlarimi çıkardım. Hemen bonyoya girip güzel bir duş aldım. Banyodan çıkınca saçlarımı kuruladım. Saçlarımı yandan dağınık bir şekilde ördüm. Üzerimi değiştirip aşağı indim. Saat 8.30du. Herkes televizyon izliyordu. Bende geçip izlemeye başladım.
Bir süre sonra korna sesi geldi dışardan. Çantamı alıp dışarıya çıktım. Evin önünde babamın arabası vardı. Şoför inip kapımı açtı. Ona teşekkür edip arabaya bindim.
"Hoşgeldin" dedi babam
Sadece kafamı salladim.
"Zor oldu değil mi?" dedi
"Ne için?"
"Giyinmen"
"Hayır"
"İyi" dedi.
Kafamı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. Bir süre sonra araba şık bir restorantın önünde durdu. Babam ardından ben arabadan indim. Babam kolunu uzattı. Bende mecburen koluna girdim.
"Biraz gül" dedi.
Bende yüzüme sahte bir gülüş yerleştirdim. İçeriye girdiğimizde bir masaya doğru ilerledik. Bir masanın önünde durduk. Masada bir adam oturuyordu.
"Ooo hoşgeldin kerim" dedi adam
Sanırım babamın ortağı bu adam olmalı
"Hosbulduk" dedi babam
"Kızın mı?" dedi adam
"Evet" dedi babam
"Hoşgeldin kızım ben babanın ortağı kerem" dedi adam ve elini uzattı. Çok sıcak birine benziyordu. Elini sıkıp
"Bende sima" dedim
"Hadi geçip oturun" dedi kerem amca. Babam benim sandalyemi çekti. Ben oturunca oda oturdu.
Onlar işle ilgili birşeyler konuşuyorlardı ama ben dinlemiyordum. Bir süre sonra içeriye ultra yakışıklı biri girdi. Allahım sana geliyorum. Çocuk bizim masaya doğru geliyordu. Yaklaştı yaklaştı ve bizim masanın önünde durdu. Gözlüklerini çıkardı. Allahım o nasıl göz öyle. Masmavi sanki deniz gibi.
"Hoşgeldin oğlum" dedi kerem amca
Ne yanı bu çocuk kerem abinin oğlu mu?
"Hosbulduk baba" dedi ve tam benim karşıma oturdu
"Bu ortağım kerim bey" dedi kerem amca ve babamı gösterdi.
"Merhaba" dedi yakışıklı jojuk
"Hoşgeldin evlat"dedi babam
"Buda kerim abinin kızı sima"dedi kerem amca
"Merhaba"dedi jojuk
" merhaba"dedim.
"Güney"
"Sima"
Babamlar kendi arasında işlerle ilgili konuşuyorlardı.
"Kaç yasindasin sima?" dedi güney
"18,sen?"
"18"
"Hangi okulda okuyorsun?"
"Özel okul"
"Hmm anladım."
"Kerim senden sonra şirketin başına kim geçecek?" dedi kerem amca
"Kızım Sima" dedi babam
Kerem amca ve güney birbirlerine bakıp durdular
"Ne yanı şirketine kızın mı bakacak?"dedi kerem amca
Ben bakamam mı şirkete?
"Benim kızım bakar şirkete hem başka kime verecem şirketimi?" dedi babam
"Oğlun var sanıyordum" dedi kerem amca
Hadi ama o konulara hiç girmesek olmaz mı?
"2oglum vardı" dedi babam
"Sonra ne oldu seni bırakıp gittiler mı?"
"Baba!" diye uyardı güney
"Oğullarım öldü" dedi babam
"Başınız saolsun" dedi güney
"Saol evlat" dedi babam
"Biz kalkalim artık" dedi güney ve babasını alıp dışarıya çıktı.
Bende çantamı alıp ayağa kalktım
"Bidaha böyle toplantılara beni çağırma, şirket filanda istemem" deyip masadan uzaklaştım. Arabama yoktu. Zaten kafamı dagitmam lazımdı. O yüzden yürümeye başladım. Çantamdan telefonumu çıkarıp aliyi aradım.
"Alo Sima"
"Ali"
"Ne oldu?"
"Şey beni alır mısın?"
"Neredesin?"
"Konum atarim"
"Tamam"
Telefonu kapatıp aliye konumumu attım. Bu arada da bir banka oturup etrafı izlemeye başladım. Önümden bir çift durdu. Bayan olan
"Pardon fotoğrafımızı çeker mısınız?" dedi.
Kabul ettim. Bana telefonunu verdi. Onların fotoğrafını çekerken aklıma gökmen geldi. Ne yapıyordur acaba?
"Teşekkür ederim" dedi bayan ve gittiler.
Ben tekrar banka oturdum ve aliyi beklemeye başladım....
