(Ne tuhaftır ki mutlu olduğunda tekrar tekrar mutluluğunu anlatıp, ilk kez anlatmış gibi mutlu olurken, neden acımıza yeni bir kelime, ifade ekliyemiyoruz?
Neden hep aynı kalıyor aynı yerden acıtıyor canımızı?
Neden acımızı paylaşırken çekiniyoruz? Neden özgürce sokaklarda ağlayarak, bağırarak dolaşamıyoruz?
Neden herşey mutlu insanlar için hazırlanmış gibi?
Neden kimse mutluyken etrafı biraz olsun göremiyor?)(Kimseyle oturup derdimizi paylaşamıyoruz. Anında bir başkası duyuyor, seni bilmeden milyonlarca şey düşünüp, hakkında konuşabiliyor.)
Babama;
Yorgunum bugün baba..
Hiç olmadığın kadar yorgunum. Herşeye alıştım sanki, bu benim yaşam biçimim diyerek bakıyorum. Sabah uyandığım andan bu yana bambaşka biri oldum sanki..Kimse inanmaz bu yazdıklarımı hissetmene ben dün gece sana benim için dua et yazmasam bu hale gelmezdim.. (Hep iyi şeyler düşünmekten belkide bu hale geldim, kafayıda yemiş olabilirim)
Bir gün çık gel baba..
Sadece bir gün benim için gel.
Bunuda hisset baba, hisset gel yanıma..Kızın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Eksiklik Var
Teen FictionKadere inananlardan olmadım hiç. Kendi kaderimizi biz belirleriz diyenlerdenim. Ama sizin kaderinizi anne ve babanız belirlese ne yapardınız?