Yavaş yavaş anlayabiliyordum baba kelimesinin ne anlama geldiğini..
(Annem anlattı herşeyi. 'Nasıl tanıştıklarını, nasıl evlendiklerini, nasıl ayrıldıklarını. O an bunları pek anlamasamda şuan gayet iyi bir şekilde anlayabiliyorum.)Babamla görüşmelerimiz devam ediyordu. Sürekli görüşmesekte arada görüşüyorduk. Arada özlüyordum babamı, bazen ise neden yan yana olamıyoruz diye üzülüyordum..
(Annem görüşmemize birşey demiyordu o zamanlar. Aklım bazı şeylere erdiğinde ilk bu soruyu sormuştum anneme 'Neden tanıştırdın bizi? Neden görüşmemizi istedin?' diye. Cevabını en çok merak ettiğim soruyu sordum ona belki dakikalar sonra öğrenecektim ama hiç bu cevabı beklemiyordum veya neyi beklediğimi bilmiyordum.
"O senin baban.. Ben bunu değiştiremem. Sana hiç birşey belli etmemeye çalışsamda eksikliğini hissediyordum bu benim canımı acıtıyordu. Neden ayrıldınız, neden ayrıldıktan sonra görüşmedim diye sorma buna verebileceğim bir cevabım yok babana sorman en doğrusu. Biraz daha büyüyünce herşeyi anlarsın kızım, şuan sadece bunları bil olur mu.." dedi...)(Neydi bu cevap?
Ne anlamam gerekti bundan?
Nasıl bir ikilemde kalmıştım ben böyle?
Kafam o kadar karışmıştı ki yorumlasam yorumlayamıyordum.)(O zamanlar bazı şeyleri anlamasamda, ailem beni herşey uzak tutsada o kadar güzel günlerim vardı ki herşeyden habersiz anlamlarını bilmediğim bir çok şey vardı. Şuan herşeyi anlamak, bilmek canımı acıtıyor..)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Eksiklik Var
Teen FictionKadere inananlardan olmadım hiç. Kendi kaderimizi biz belirleriz diyenlerdenim. Ama sizin kaderinizi anne ve babanız belirlese ne yapardınız?