''Annenler sorun çıkardı mı?'' diye sordu Peyton. Aslına bakarsanız bu formaliteden bir soruydu. Çünkü ikimizde sorun çıkarmamaları için elimden geleni yapacağımı biliyorduk.
''Hayır.'' dedim sırıtarak. Hattın diğer ucunda kısa süreli bir sessizlik oldu. Arkasından ne geleceğini çok iyi biliyordum ve şu anda Peyton'ın gülümsemeye başladığına emindim. Aynı anda bağırmaya başladık.
''Brezilya'ya gideceğimize inanabiliyor musun?''
''Tanrım, muhteşem olacak!''
''Hayatımızın en iyi tatili olacak!'' Peyton'ın romantik bir şekilde iç çekip kendini yatağa atışını duydum.
''Hey, bakarsın aradığımız yaz aşkını sonunda buluruz, ha?'' dedi hevesle.
'' 'Senin' aradığın.'' diyerek düzelttim.
''Ah, hadi ama! Eğlenceli olmaz mıydı?''
''Tüm yazı birlikte geçirip güzel şeyler yaşadıktan ve birbirine gerçek anlamda bağlandıktan sonra tatil nihayetinde bittiğinde sanki yaşananların hiçbiri gerçek değilmiş gibi kolayca veda edip her şeyi geride bırakmak benim eğlence anlayışıma uymuyor. Üzgünüm.'' dedim hızlıca. Peyton ıslık çaldı.
''Vay canına, dostum. Çok derinsin.''
''Her neyse. Andy, Sandy, Thomas ve Madison'a haber ver. Alışverişe gitmemiz gerek.'' Andy, ikiz kardeşi Sandy, Thomas, Madison, Peyton ve ben ilkokuldan beri arkadaştık.
''Görev kabul edildi. Bir saat sonra buluşuruz.''
''Tamamdır.'' diyip telefonu kapattım. Çok heyecanlıydım. Çocuklar ve ben daha önce de birlikte tatillere gitmiştik ama o zamanlar henüz yeterince büyük olmadığımızdan ailelerimiz de bizimle birlikte olurdu. Bu Brezilya tatili bizim birlikte -tek başımıza- çıkacağımız ilk tatil olacaktı ve hepimiz için çok önemliydi. Tüm yıl bundan bahsetmiş, neler yapacağımızdan, nereleri mutlaka görmemiz gerektiğinden ve ne kadar eğleneceğimizden bahsedip durmuştuk. İşte, sonunda vakit gelmişti! Üstüme bir kot ve tişört geçirdikten sonra merdivenlerden zıplaya zıplaya aşağı indim. Mutfaktan enfes kokular geliyordu. Gidip pankeklere havada taklalar attıran annemin ve ben mutfağa girince elindeki gazeteyi indiren babamın yanağına birer öpücük kondurdum.
''Çikolatalı pankek, ha? Bugün gittikçe daha da güzel oluyor.'' dedim neşeyle.
''Günaydın tatlım.'' diye karşılık verdi babam. Daha sonra da anneme döndü ve birkaç kaş göz işareti yaptı.
''Şey, canım. Baban ve benim seninle konuşmak istediğimiz bir şey var.'' annem kendine güvensiz bir ses tonuyla konuşmaya başladığında çoktan pankeklerimi ağzıma tıkmıştım bile.
''Sonro konoşsok olor mo? Çocoklorlo boloşmom gorok.'' dedim ağzımdaki pankek yığının arasından. Annem kaşlarını çatıp ellerini beline koydu.
''Mia, kaç defa ağzın doluyken konuşma demem gerekiyor?'' Gözlerimi devirdim.
''Mutlu musun?'' dedim ağzımdakileri yuttuktan hemen sonra. Annem konuşmak için ağzını açtı ama onu susturdum.
''Çocuklarla buluşmam gerek. Tatil için alışveriş yapacağız.'' diyerek aceleyle masadan kalktım.
''Mia..''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summer Love
Fanfiction16 yaşındaki Mia Corman'ın yaz tatili için yaptığı büyük plan, ailesiyle birlikte yazlığa gitmeye mahkum edildikten sonra suya düşmüştü. Hayatının en çekilmez 3 ayını geçireceği için içinden lanet ediyordu. Oysa yazlıkta geçireceği günler hayatının...