How Can I Fall in Love When I'm Afraid to Fall?

1.8K 115 36
                                    

Her an uyuyabilirdim. Yüzüme vuran güneş, denizden gelen hafif esinti ve güzel koku, şemsiyenin gölgesi... Her şey ninni gibi geliyordu. 

Geçen gece olanlardan sonra ne kadar çabalasam da uyuyamamıştım. Bir o tarafa bir bu tarafa dönüp, iki de bir de pozisyon değiştirirken Niall'ın söyledikleri kafamda dönüp duruyordu. 

''Mia, İtalyancada 'benim' demek.'' Ne demekti bu, Tanrı aşkına? 

En sonunda uykuya dalmayı başarmıştım ama bu sefer de onun yüzünden tüm gece kabus görmüştüm.

Bir grup İtalyan etrafımı çevirip bana adımın anlamını bilip bilmediğimi soruyordu. Hatırlayamıyordum. Niall ortaya çıkıyor ve bana dün gece söylediğinin aynını söylüyordu. Sonra da hepsinin yüzü Niall'ınkine dönüşüyordu ve adımı bağırarak üzerime doğru geliyorlardı. Beni kapana kıstırdıklarında nihayet çığlık atarak uyanmıştım.

Uyandığımda örtümün çoktan yere düşmüş olduğunu görmüştüm. Popom baya açıktaydı. Anlayacağınız her şey üst üste gelmişti.

Kendime gelmek için sıcak suyla duş almıştım. Güneş doğar doğmazda içime bikinimi giyip üstüme uzun, beyaz bir elbise geçirdim ve güneş kremimle kulaklıklarımı alarak kumsala indim. 

Saat henüz erken olduğu için şezlonglar boştu. Derinlere açılmış birkaç insandan başka kimse yoktu. Şemsiyeli olanlardan birine yerleştim. Güneş henüz güçlü olmasada yine de görünen yerlerime krem sürdükten sonra kulaklıklarımı takarak dış dünyayla ilişkimi kestim.

Aslında bayadır uyukluyordum ama hala daha her an uyuyabilecekmiş gibi hissediyordum. Denize bu kadar yakın olmak çok iyi gelmişti.

Bir şeyin saçlarıma dokunduğunu hissettim. Muhtemelen rüzgardı. 

Yüzümü buruşturdum. Gözlerimi kapalı tutmakta ısrar ediyordum ama şimdi de burnuma kötü bir koku gelmeye başlamıştı.

Biri kulaklıklarımı çekince gözlerimi araladım.

''Şekerleme yapmak için güzel bir yer,''  dedi Lucas sırıtarak.

Korkuyla irkildim. ''Ne halt yediğini sanıyorsun?'' dedim şezlongdan kalkmaya çalışırken. 

Kolumu yakalayıp sıktı. ''Hadi ama, Mia. Otur.'' dedi korkunç bir şekilde gülümseyerek. ''Yalnızca sohbet etmeye geldim.''

Kolumu o kadar güçlü sıkıyordu ki morardığına emindim. Oturmaktan başka çarem yoktu. Zaten bana pek fazla hareket seçeneği bırakmıyordu.

''İşte böyle. Akıllı kız.'' diye fısıldadı yüzüme doğru. Nefesi bira kokuyordu. Tiksintiyle geri çekildim. Sarhoştu. En azından bir derece.

Diğer eliyle çenemi kavradı ve yüzümü kendisine çevirerek beni ona bakmaya zorladı. ''Şunu görüyor musun?'' dedi burnunun üzerindeki bandajı gösterirken. ''Erkek arkadaşın burnumu kırdı.''

Sesi şeytani çıkıyordu. Korkunç görünüyordu. Etrafta hala daha çok fazla insan yoktu. Karşımdaki herif psikopatın tekiydi. Ayrıca sarhoştu da. Korkuyordum. Bunu farketmemeliydi.

Ayağa kalktı. Bir an için beni rahat bırakacağını ve defolup gideceğini sandım. Ama bakışları buna niyeti olmadığını söylüyordu.

''Ona bunu ödeteceğim.'' dedi ve bir eliyle belimi bir eliyle de bacaklarımı kavrayarak beni omuzuna attı.

Çılgın gibi bağırıp sırtını yumruklamaya başladım. ''Bırak beni seni lanet olası piç!'' 

Etraftaki birkaç kişi şüpheyle bize baktı. Yardım etmek için neyi bekliyorlardı bu göt beyinli insanlar?! 

Summer LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin