Yanındakiler arkadaşıydı. Gruptaki diğer dört kişi. Liam, Louis, Harry ve Zayn. Tam evin önüne gelmiştim ki yanımdan geçerken Niall konuşmuştu.
"H-hey Less, nasılsın?"
"İ-iyiyim Niall sen?"
"İ-iyiyim. Bak bunl-"
"Biliyorum onları Niall."
"Hım p-peki. Çocuklar o Less. Benim çocukluk a-arkadaşım."
"E-evet. Memnun oldum."
"Bizde memnun olduk." dedi Liam.
"Çocukluk arkadaşı mı?"
"Evet Louis. Neyse Less yarın düğünde görüşürüz."
"Görüşürüz." Onlarla konuştuktan sonra kalbimin hızlı hızlı atması durmamışken eve girdim.
Niall'ın Ağzından-
"Çocukluk ARKADAŞI öyle mi Niall?"
"Evet Liam."
"Emin misin Niall?"
"Evet Liam."
Lessie'nin Ağzından-
Eve gireli 10 dk olmuştu ama benim kalp atışım şimdi düzene girmişti. Niall'ı ne zaman görsem bunu hissediyordum. Kalbim böyle oluyordu. Heyecandan...Gözlerine bakmayı çok seviyorum. O kadar yıl sonra o gözlere tekrardan bakmak! Neyse duş almak için yukarı çıktım. Duştan sonra twittera girdim. Oha Niall beni takip ediyordu! Beni nereden buldu ki? Ah Greg! Neyse müzik dinledim. Daha sonra uyumaya karar verdim. Çünkü yarın uzun bir gün olacaktı.
Ertesi Sabah-
Hemen üstümü değiştirdim. Kuaföre gidecektik.
Düğünde Dans Zamanı-
Niall'ı gördüğümde şok olmuştum. Heyecanlanmıştım. Takım elbise bir insana bu kadar mı yakışır? Çok yakışmış. Herkes dans ediyordu. Niall, ben, Harry ve Zoe hariç. Sıkıntı içinde dans edenlere bakarken başıma Harry geldi.
"Hanımefendi, benimle dans eder misiniz?"
"I-ım. Olur beyefendi." Gülümsedi. Gülünce ortaya çıkan gamzeleri gerçekten hoştu. Pistte dans ederken bir ara Niall'a baktım. Biraz sinirli gözüküyordu ve kalkıp Zoe'yi dansa kaldırdı. Bir süre Harry ile dans ettikten sonra Niall, Zoe ile yanımıza gelip konuştu.
"Eşler değiş Harry."
Bir anda yer değiştirdiler. Şu anda belime dokunan Harry değil, Niall'dı. Vücudum yanıyordu. Isısı şu anda fazlaydı. Heyecanlıydım. Benim duyabileceğim kadar konuşmaya başladı.
"Seni gerçekten çok özlemişim Less. Sen çok g-güzel olmuşsun."
"T-teşekkür ederim Niall."
Düğünden sonra küçükken hep gittiğimiz ağacın altına gittim. Düşünmeye başladım. Onu düşünüyordum. Ah seni neden bu kadar çok seviyorum ki Niall?! Belki de kendimi onun yanında güvende hissettiğim içindir!
"NE?!"
Bunu sesli söylemiştim? Kahretsin! Lanet olsun adamım! Amerikan oldum. Hadi hayırlısı. Arkadan bir ses gelmişti. Arkamı döndüğümde karşımda Harry vardı. Ah hayır ama olamaz bu!
"Sen Niall'ı seviyor musun Less?"
"Yoo, öyle birşey yok Harry." Yalan söylüyordum. Harry yanıma gelip çömeldi.
"Soruma doğru cevap ver Less. Niall'a nasıl baktığını biliyorum. Gözlerinle ona bir aşıkmış gibi bakıyorsun. Hadi anlat."
"Ah, t-tamam. B-ben onu 5 yaşından beri seviyorum Harry. O ç-çocukluk aşkım."
"Hım, hala seviyorsun değil mi?"
"Evet." dedim gözlerimdeki parıltılarla.
"Peki." dedi ve bana sarıldı. O sırada Niall geldi. Şaşırmıştı.
"S-siz ne yapıyorsunuz burada?"
"Konuşuyoruz Niall."
"Ne konuşuyorsunuz?" Harry bana baktı. Ben kaşlarımı hayır anlamında kaldırdım.
"Öyle konuşuyorduk işte. Düğün hakkında."
"Hım."
"Ne oldu Niall?"
"Sen ortadan kaybolunca merak ettik Harry."
"Hım. Gidelim hadi."
Eve gidince elbisemden kurtulup üstüme eşofman ile tişörtümü giydim. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Makyajımı da silip yatağıma uzandım. Aklıma eski bir gün geldi.
2 Haziran 2006-
Bugün doğum günümdü. Herkes doğum günümü kutlamıştı. Ama Niall hala kutlamamıştı. Kalbim kırılmaya, moralim bozulmaya başlamıştı. Evden çoğu kişi gittiğinde evde sadece ailem ve Maura, Bobby ve Greg vardı. Greg yanıma geldi.
"Hey Less, sen şeye gitsene."
"Nereye?"
"Hani siz Niall ile sizin ağacın altında konuşursunuz ya. Heh işte oraya git."
"Neden?"
"Nedenini sorma git dedim sana."
"T-tamam Greg." Evden çıkıp Niall ile her zaman oturup konuştuğum ağacın altına geldiğimde ağacın altında Niall vardı.
"Hey Niall?"
"Gel Less."
"Biliyor musun?"
"Neyi?"
"Seni doğum günümde göremeyince kırılmaya başlamıştım. Kırıldım da."
"Kırılma Less. Gel yanıma. Elinde iki tane çakı vardı."
"Gel de isimlerimizi ağaca kazıyalım." Yanına gittim. Elime çakının birtanesini alıp kazımaya başladım. Yan yana isimlerimizi kazıdık. Daha sonra Niall'ın cebinden çıkardığı kolyeyi gördüm. Bana bakıp saçlarını kaldır gibi bakınca -o bakış nasıl oluyor bilmiyorum- saçlarımı kaldırıp kolyeyi takmasına izin verdim. Kolye de sonsuzluk işareti vardı.
"Umarım bizim birbirimize duyduğumuz sevgi de sonsuz olur Less."
"Umarım."
"Doğum Günün Kutlu Olsun Neşe Kaynağım."
"Teşekkür ederim Neşe Kaynağım." Birbirimize sımsıkı sarıldık. Kokusunu içime çekiyordum. Ben onu gerçekten çok seviyordum.
2013-
Sabah kalkıp kahvaltı yaptım. Duş alıp üstümü değiştirip dışarı çıktım. Gezmek için dışarı çıktım. 3-4 saat sonra eve geri gelmek için yürürken yağmur yağmaya başlamıştı. Ah sırasımıydı şimdi bu! Hiç takside geçmiyordu. Lanet olsun! Sırılsıklam olmuştum. Sonunda bir taksi buldum ve binip evi tarif ettim. Eve geldiğimde ıslak ellerimle anahtarla kapıyı açıp odama çıktım. Sıcak bir banyo yapıp üstümü giyinip uyudum. Sabah uyandığımda üstümde bir kırıklık vardı. Yani çok yorgundum. Boğazım acıyordu. S-sanırım ateşim vardı. Hasta olmuştum! Yorgun yorgun aşağıya indim. Koltuğa uzandım. Çok kötü hissediyordum! Üşüyorum! Üşüyorum diye düşünürken kapı çaldı. Kapıya zorla gittim. Resmen süründüm be!
Kapıyı açtığımda karşımda...
✾♫✾
MERHABA :D BÖLÜMÜ UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR :) VOTE'LERİNİZİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calf Love (Niall Horan)
Fanfiction«İliklerime kadar hissettiğim aşkın en güzel yanı da onunla olmasıydı.» ©Tüm Hakları Saklıdır.