Bölüm 22: Hafıza Kaybı

1.6K 83 71
                                    

*Merhaba xd Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizi seviyorum çaklıtlar ♥ Yorumlarınızı bekliyorum. İyi Okumalar!*

 Bayramınız kutlu olsun :) <3

(Şarkı: 5 Seconds of Summer - Heartbreak Girl)

✾♫✾

Size bir şey itiraf edeyim mi? Hala olduğum yerdeyim. Kaç dakika oldu bilmiyorum fakat hala afallamış durumdayım. Karşıdan bana doğru gelen Less'i görünce kendimi toparlayıp kollarımı kendime doladım. Less sakince önümde durdu.

"Tanrım! Harry'nin hali neydi öyle? Sank- Bir dakika. Sana ne oldu?"

"Yok bir şey."

"Nasıl yok bir şey? Anlat bana, hem de hemen! Anlatmazsan seni oklava ile burdan Amerika'ya kadar kovalarım." hafif kıkırdadım. Ama durum ciddiydi. "H-Harry bana beni sevdiğini söyledi." dedim birden. Ona herşeyi anlattım. İç çekip başını salladı. Şaşırmışa benzemiyordu. "Less?" "Efendim?" "Sen yoksa?" "Evet Dicle evet. Harry'nin seni sevdiğini biliyordum."

"Bana niye söylemedin?"

"Çünkü Harry'e söz verdim." 

"Bana söylemeliydin Lessie!" diye Less'e patladım. "Üzgünüm dostum." dedi üzgünce. Less'e çatmamalıydım. Çünkü söz vermiş ve sanırım kalbi kırıldı. İç çekip dudağımı büzdüm. "Üzgünüm Less. Sana çatmamalıydım." dedim üzgünce. Başını sallayıp kollarını açtı. Kollarının arasına girince kendimi dostumun kolları arasında güvende hissediyordum. 

Parti bittikten sonra Harry hariç bütün çocuklar arabadaydı. Bizim eve gidip evin önüne arabalar park edildi. Arabadan inerken herkes söyleniyordu. Hiç kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu. Kapıyı açıp içeri ilk ben girdim. 

"Ayaklarıma kara sular indi." dedi aynı anda Less ve Jess. Kendilerini koltuğa atınca çocuklarda yanlarına oturdu. Hafifçe koltuğa oturup ellerimle yüzümü kapattım. Derin bir nefes alıp yerimde kıpırdandım. 

"Dicle? Ne Oldu?" dedi birden Niall. Less'e baktım. İç çekip olanları anlatmaya başladım. Hepsi beni pür dikkat dinlemişti.

"Ne?! Harry beni aldatıyor mu?" dedi Louis durum böyleyken. Hafif gülümsemiştim. Herkes olanları düşünürken Niall bir hışımla yanımızdan kalkıp mutfağa gitti. Sesler geliyordu. Büyük ihtimal telefonda biriyle konuşuyordu. Biz asıl konuya dönecek olursak; Harry ne kadar gıcık olsa da bana karşı iyi davranmıştı. Ben hastanedeyken başımdan ayrılmamıştı. Doğruyu söylemek gerekirse ona bende alışmaya başlamıştım. Ama böyle bir şey beklemiyordum. Size bir vereceğim fakat kimseye söylemeyin. B-ben. Sanırım. Ondan. Hoşlanıyorum. Hayır. Size onun gözlerinden, saçların, gamzelerinden, gülüşünden etkilendiğimi söylemeyeceğim. Kesinlikle olmaz. Ağzımdan laf alamazsınız (!) . Niall yine bir hışımla yanımıza oturunca hepimiz ona döndük. Hepimiz sorar gözlerle Niall'a bakarken sonunda konuştu.

"Harry bir süre ortalıkta olmayacakmış. Nereye gittiğini söylemedi." dedi elleriyle oynarken. Bu kadarı da fazla! Yerimden hızlıca kalkıp merdivenlere doğruyu yürüyordum ki, Niall yine bir şeyler mırıldandı. "Ama yerini öğreneceğim." Hızlıca merdivenleri çıkıp odama girdim. Yatağa kendimi atıp ellerimi başımın altına aldım. Düşünmeye başladım. Onu bulmalıydım. 

Less'in Ağzından-


"Bu iş çözülür mü sence? İkisi de dik kafalının teki." dedim Niall'ın gözlerine bakarken. "Çözülecek. Çözülmeli." Niall'ın göğsünde olan başımı yeniden yukarı kaldırıp gözlerine baktım. Dudaklarıma öpücük kondurup saçlarımı okşadı. 

Calf Love (Niall Horan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin