Calf Love (Niall Horan)

Bölüm 15: Dicle!

Umarım beğenirsiniz. Yorum yapın lütfen. Sizi Seviyorum ♥

İyi Okumalar!

✾♫✾

Dicle'nin sesini duyunca afalladım.  Derin nefes almaya çalışarak Niall'a tutundum. Karşımda endişeli gözlerle bana bakan Niall için telefonu hoparlöre verdim.

"Dicle'yi ve Jess'i geri almak istiyorsanız, bana Styles'ı getirin! Bana onu sen getireceksin Less!"

Üzerinde durduğum buz pistinde dengemi kaybedip düşecektim ki Niall belimden tutup dengede kalmamı sağladı. 

"Zamanı geldiğinde yeri mesaj atacağım."

Titremeye başlayınca Niall'a daha sıkı tutundum. Andries telefonu kapattığında buz pistinden çıkmak için kaymaya başladık. Ne yapacağımı bilmiyordum. Pistten çıkıp ayağımdakileri çıkardım. Patenleri çantama atıp binadan çıkmaya başladım. Arkamdan gelen Niall ile beraber arabaya binip arabayı çalıştırdı. Endişe içinde telefonundan bir numarayı aradı. 

"Alo Harry." Harry'yi aramıştı.

"Çocukları al ve çabuk Less'in evine gelin. Evet bir problem var. Şu anda telefonda anlatamam, çabuk olun. Tamam görüşürüz. "

Eve gelince çocukların kapıda olduğunu gördüm. Kapıyı açıp içeri girdik. Dengemi sağlayarak kendimi koltuğa attım. Herkes oturunca hepsi bize bakıyordu. Genellikle bana. Tamam hepsi bana bakıyor. Yalandan hafifçe öksürerek konuya girdim. 

"Sorunumuz var." Hepsi kaşları çatık şekilde bana bakıyordu. 

"Bir sorun olduğunu görüyoruz Less, sorun nedir?" dedi Zayn kaşlarını çatarken.

"Dicle ve Jess nerde?" dedi Ashton. İşte başlıyoruz. 

"Andries, kızları kaçırmış."

"Ne?!" diye bağıran çocuklara üzgünce baktım.

"Jess ve Dicle, Andries'le. Andries kızları bırakmak için, Harry'yi istiyor."dedi Niall. Harry gözlerini bana dikmişti. Omzumu silktim. 

"Peki, beni verin." dedi Harry elleri ile oynarken.

"Hayır olmaz!" 

"Olur." dedi Harry. Harry'yi de tehlikeye sokamazdım ama karşıda benim kardeşlerim vardı. Harry'yi vermek zorundaydık ama bizde tedbirimizi alacaktık.

"Polise haber verelim." dedi Liam telefonunu çıkarırken.

Liam özel ekip polislere haber verince bizde gelicek olan mesajı bekliyorduk. Ellerimle uğraşırken gözlerim dik dik yere bakıyordu. Yine de gözlerimdeki endişe iki kilometre öteden belli olurdu.

"Sakin ol Less." dedi Louis yüzüme bakarken. Başımı iki yana sallayıp Louis'in sarılmasına karşılık verdim. Louis'in omzunda ağlamaya başlayınca başımı okşadı. 

"Sakin olmaya çalış lütfen Less."

"Sakin olamam. Onlar benim öz kardeşim gibi. Onları kaybedersem-"

"Ssh. Sakın öyle deme. Onları kurtaracağız." Louis'in bu sözleri üzerine kendime gelmeliydim. Çünkü ben güçlü bir insanım. Böyle yılmamalıyım. Özel polisler gelince operasyon için ilk bir plan gerekliydi. Adının Benjamin olduğunu öğrendiğim amir, bize bir şeyler anlatıyordu.

"Harry ve Less önden buluşma yerine gidecek. Biz ise, yerlerimizi alıp gerekli zamanı bekleyeceğiz."

Başımızı sallayıp beklemeye başladık. Telefonum titreyince telefonuma bakmıştım. Mesajı atmıştı. Londra dışına doğru bir yerdeydi. Biz önden çıktık. Sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım. Yanıma kendini atan Harry'ye baktım. Cam tıklatılınca camı açtım. 

"Dikkatlı olun Less." dedi Niall endişeli şekilde. Louis üzgün şekilde Harry'ye bakıyordu. 

"Hazza! Kendine dikkat et bebeğim. Sana bir şey olursa dayanamam. Less sende dikkatli ol lütfen."

"Dikkatli olacağız Lou!"

Başımı sallayıp camı kapattım. Arabayı Andries'in verdiği yere doğru sürmeye başladım.

✾♫✾

"Hadi Less. Styles'ı bana ver!"

Üzerimdeki böcekle çocuklar ve polisler neler konuşulduğunu duyuyordu. 

Yarı yola kadar gelen Jess ve Dicle titriyorlardı. Kulağımdaki kulaklıktan gelen talimatla derin nefes aldım. Styles'ı öne doğru gönderirken, Andries arkasında çalılıklardan kafasını çıkaran polisi bilmiyordu. Styles ağır çekimde öne giderken arkasındaki Benjamin sessizce arkasından gelirken, iyice gerildim. Andries'in elindeki silah daha da gerilmeme sebep oluyordu. Benjamin arkasından gelirken Andries onu farketmişti. Arkasına bakınca Benjamin'i görünce, tetiği çekti. Iskalayınca, Benjamin Andries'in bacağına sıktı. Yere yığılan Andries Harry'ye  baktı. Elindeki silahı Harry'ye doğru tuttu. Ağzım açık şekilde kalınca silah sesi duyuldu. Harry'ye baktığımda, Harry'ye bir şey olmadığını gördüm. Yere yığılan dostumu görünce inledim.

"Dicle!"