Bölüm 27: Dublin-Mullingar

1.3K 79 3
                                    

 *Merhabalar benim değerli çaklıtlarım! ♥ 27. bölüm ile karşınızdayım xd İrlanda'yı sevdiğim için bu bölümde Dublin hakkında sevdiklerimi anlattım. İleriki bölümlerde umarım başka ülkeleride anlatırım. İnşallah xd Midnight Memories'in çok güzel olduğunu söylemiştim değil mi? Çok güzel mi? Çok güzel demek az kalır. Better Than Words'de ki Niall'ın solosu çook güzel ^-^ Umarım bölümü beğenirsiniz!! Sizi çoook seviyorum ♥ İyi Okumalar! :)*

(Şarkı: Calvin Harris - I Need Your Love ft. Ellie Goulding)

[Metro Cafe, Multimedia'da Var]

✾♫✾

"Niall!" 

Benden uzakkaşıyordu. Sol yanım acıyordu. Hemde çok. Sol elimi ona uzatırken sağ elimi sol yanıma koymuştum. Kalbim acıyordu. 

"Ara vermeliyiz." diye dedi bana bakarak, geri geri gidiyordu. 

"Niall!" diye uyandığımda terlediğimi farketmiştim. Niall aniden kalkıp "Ne oldu?" diye sordu.

 "B-ben. Kabus gördüm."

"Sakin ol bebeğim, ne gördün?"

"S-sen. Ara vermeliyiz dedin ve benden uzaklaşıyordun." dedim zorlukla. 

"Sakin ol bebeğim. Sadece bir kabustu." dedi beni sıkıca kavrarken. Sarılması bana güven veriyordu. Neden böyle bir kabus gördüğümü bilmiyordum ama çok kötüydü. "Hadi canım, yatalım." dedi beni kendine çekerken. Pikeyi üstümüze çekip saçlarıma öpücük kondurdu. Ona sıkıca sarılıp kendimi yeniden uykuya teslim ettim.

Sabah uyandığımda kafamın yatağın yarısına kadar geldiğini farketmiştim. Yok artık diyenleri duyabiliyorum ama unuttunuz mu? Ben çok deli yatardım. Kafamı yataktan sarkıtıp gözlerimi kırpıştırdım. Hayret? Bugün çarşafa, yorgana dolanmamışım? Kafamı yataktan sarkıtmayı bırakıp yatağa geri döndüm. Yanımda yatan sarışına bakınca neden çarşafın bana dolanmadığını farketmiştim. Teşekkürler Niall. Elimi kafama dayayıp bizim sarışına baktım. Uyurken çok tatlıydı. Kanatsız Melek. Elim, saçını okşarken yanağına gitmişti. 

"Uyan!" diye bağırdım geri çekilirken. Mızmızcılık yapıp uyanmıyordu. 

"Niall, hadi uyan canım." dedim yüzüne eğilirken. Dudağına küçük bir öpücük kondurup kulağına dudaklarımı yanaştırdım. "Uyanman için bu yeterli mi?" diye fısıldadım. 

"Ben zaten uyumuyordum ki." diye fısıldadı kulağıma.

"Ne? Seni üçkağıtçı."

"Hey! Ben üçkağıtçı değilim bir kere. Sadece Niall'ım." Ona omuz üstünden dil çıkarıp ayaklarımı yataktan sarkıttım.Yerimde gerinince arkamdan omuzlarımı kavrayan bir çift el hissettim. Omzuma masaj yapıyordu. İtiraf etmeliyim ki, rahatlıyordum. Arkama oturduğunu hissedebiliyordum. Başımı arkaya çevirip ona baktım. Bana gülümsüyordu. Omuzumdan tutup beni kendine çekince sırtım, kucağına gelmişti. Tersten ona bakarken eğilip dudağıma uzun süreli öpücük kondurdu. Başını hafif kaldırıp gözlerime baktı. Yanağıma öpücük kondurup başını yukarıya kaldırdı. İnsanlar tersten farklı gözüküyor. Kaşları aşağıda. Ağzı en yukarda. Ne kadar da ilginç değil mi? Yataktan uyuşuk uyuşuk kalkıp banyoya ilerledim. Banyonun aynasında kendime bakıp dil çıkardım. Buna ne deniyor? Dejavu. Yüzümü yıkayıp odaya geri gittim. Üstünü çoktan değiştirmiş olan Niall ile karşılaşınca şaşırmıştım. Ne ara giyinmişti ki? Dudaklarımı ıslatıp onu arkasından ittirdim.

"Ne?" diye sordu anlamsızca.

"Çık dışarı."

"Niye?" 

Calf Love (Niall Horan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin